3.

1.2K 129 21
                                    

Alarmın o iğrenç sesiyle birlikte hemen telefonumu elime aldım ve gözüm kapalı bir şekilde kapattım.

O kadar uykum geliyordu ki..Ama buna rağmen uyuşuk bir şekilde ayağa kalkarak esnedim.Yanıma bakınca Hoseok'un uyuduğunu görünce gülümsedim.

Ayağa kalkarak her zaman ki gibi banyoya girip hızla işimi hallettim.Ardından aceleyle banyodan çıkarak üstüme rahat bir şeyler geçirdim.

Saçımı tarayıp yüzüme baktım.Yüzüm gerçekten güzeldide çok beğenmiyordum.

Daha fazla oyalanmayarak telefonumu cebime attım.

Ardından ayakkabılarımı giyerek üstüme montumu geçirip esneyerek kapımı açtım.Servisi görünce bu sefer yavaş adımlarla oraya doğru adımladım.

Bana dönen bakışlarını umursamadan ellerimi hemen montumun ceplerine koyarak en arkaya doğru gittim.

En köşeye oturarak başımı cama yasladım her zamanki gibi hiç değişen bir şey yoktu iki aydır aynı rutindi.

Gözlerimi kapatarak esnedim ve önümde oturan kızların konuşmasını dinledim.Aslında dinlemek zorunda kalıp kulak misafiri oldum.

Müdürle Sun Hi'den bahsettiklerinde hemen burnumu kırıştırıp gözlerimi kapattım.Oysa ki önemli bir şey konuştuklarını sanıp kulak misafiri olmuştum.

Bir müddet sonra servis durduğunda ilk herkesin inmesini bekledim.İki dakika sonra herkes inince
ben de aşağıya inip etrafıma baktım.

Her zamanki manzarayla karşılaşınca esneyerek diğer çalışanların aksine giyinme odasına ilerledim.Uyuşuk bir şekilde giyinme odasının kapısını açtım.

Hızla elbiselerimi üstümden çıkartıp hemen çalışan elbiselerini üstüme geçirdim.Montumu astıktan sonra viladamı elime aldım.

Havalimanın içine doğru ilerledim ve kovamı yere bırakıp silmeye başladım.Bir müddet daha sildikten sonra başımın döndüğünü hissettim.

İçime derin bir nefes çekerek sebilin yanına gidip karton bardağa su doldurup başıma diktim.Suyu bitirdiğimde çöpe atarak işime döndüm.

Biraz daha sildikten sonra saate baktığımda mesai saatimin bitmesine iki saat vardı.Bu üzülmemi sağlarken Sun Hi'nin seslenmesiyle ona döndüm.

"Jungkook benimle gelir misin?"dedikten sonra yüzüne sıcak bir gülümseme yerleştirdi ve bu benimde gülümsememe sebep oldu.

"Olur."dediğimde güldü ve önüne dönerek bana yön vererek yürümeye başladı.Ben de onu takip ederek arkasından yürümeye başladım.

Zemin kata indiğimizde arkasından yürümeye devam ettim.Temizlik malzemeleri olan odaya getirdiği zaman gülümseyerek onu takip ettim.

Temizlik odasının önünde durunca bende durmak zorunda kaldım ama bana içeriyi gösterince içeriye bakıp bir şey demeden içeriye girdim.

"Senle konuşacağımı sanmadın heralde?"dedikten sonra bana bakıp sinsi bir şekilde gülmeye başladı.

Ben konuşacağını düşündüğüm için gülerek içeri girmiştim fakat birden kapıyı hızla kapatıp üzerime kitleyince ağzım şokla sonuna kadar açıldı.

Benim karanlık korkum vardı ve şu ana bu odaya hiç ışık vurmuyordu.Işığı açma düğmesi dışarda kalıyordu ve bu benim daha fazla korkmama sebep oldu.

"Nolur kapıyı aç Sun Hi yalvarırım!"diye yalvarmaya başladım ama hiç ses gelmediğinde gittiğini anladım.

Kapıya vurarak,"Kimse yok mu?Nolur biri beni duysun!"dedikten sonra kimsenin duymadığından dolayı yere çökerek ağlamaya başladım.

"Yalvarırım açın kapıyı korkuyorum.."diyip hıçkırarak ağlamaya başladım.Telefonum giyinme odasında kalmıştı ve şu an çok fazla korkuyordum.

Ağlamaya devam ettiğim sırada temizlik eşyalarının arasından gelen seslerle daha fazla ağlayıp çığlık attım.

"Her istediğinizi yaparım nolur açık kapıyı!"diye bağırdım son kez beni kimse duymadığı için gözlerimi kapatarak tırnaklarımı avucuma bastırdım.

"Çok korkuyorum.."diyerek kendimin bile neredeyse duyamacağım bir şekilde fısıldadım.Eskiden beri bu benim travmamdı ama Sun Hi bunu umursamamıştı.

Ben her zaman iyi niyetimden kaybetmiştim şimdi ki gibi.Hiçbir zaman Sun Hi'ye bir şey yapmamıştım ama benimle derdi neydi hiç bilmiyordum.

Küçükken dedemle ormandaki evimizde kaldığımız gece dedemi odasında kanlar içinde bulmuştum ve havada yağmurlu o yüzden elektrikler gitmişti.

Beş saat dedeme sarılarak karanlık odanın içinde kaldım ve gökyüzündeki bulutlar kendini boşaltırmış gibi yağmur yağıyordu.

Benim yerime sanki gökyüzü ağlıyor gibiydi..

O anlar aklıma gelince elimle kulağımı kapatarak ağlamaya devam ettim.Annemi babamı dedemi herkesi kaybedince artık psikolojim bozulmuştu.

"Ben annemi istiyorum.."dedikten sonra hıçkırarak ağlamaya devam ettim.Şu an çok fazla annemin saçımı okşamasına ihtiyacım vardı.

Her hafta annemle babamın mezarına giderdim ve neler yaptığımı tek tek anlatırdım.Beni izlediklerine zaten emindim ama olsun.

İçime derin bir nefes çekerek ellerimi kulaklarıma daha sıkı bir bastırıp bacaklarımı kendime çektim.

Kapının açılmayacağına emindim o yüzden zaten iş yaptığım için yorulmuştum o yüzden başımı yavaş bir şekilde yanımdaki dolaba yasladım.

Gözlerimi kapatarak uyku için kendimi hazırladım çünkü bir şey olmayacaktı değil mi?İçime derin bir nefes çekerek gözyaşlarımı hemen sildim.

Tekrar ellerimi kulaklarıma bastırarak odanın içindeki farelerin hareket ettiklerini duymamak için.Sanki hiç burada değilmişim gibi düşünecektim.

Her zamanki gibi alarmımı kurmuş yarın iş için erken uyuyacaktım.Gözlerimi kapatarak son kez burnumu çekerek kendimi uykunun kollarına bıraktım.
                                             *****

Airport | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin