Gine mi sen diye içimden geçirdim. Tabi ki üzerimde ki şoku atlatmıştım. Bu yüzden az önceki gibi sessiz kalmayacaktım. Elini hâlâ uzattığını fark ettim. Hafif gülümser gibi oldu bir an etkilendim fakat iç sesimin "kendine gel gerizekalı. Adam seni suçsuz olduğun hâlde azarladı." demesiyle kendime geldim. Eline tutmadan önüme döndüm ve Son kalan eşyaları da valize takıp valizi kapattım. Ayağa kalktığımda hâlâ tepemde dikiliyordu. Tepemde dedim çünkü yaklaşık aramızda 20 Cm vardı. Zayıftı fakat ona bakmak bile ne kadar güçlü olduğunu gösteriyordu. Valizi alırken
-yardım edeyim, dedi
Bunu demesi beni gerçekten şaşırtmıştı. Kaşlarımı çatarak
-afedersin ama sen ne dengesiz bir şeysin ya. Daha 5 dakika önce beni azarladın. Şimdi de gelmiş yardım edeyim diyorsun. Senin yardımını iste.
Bir dakika valizimle nereye gidiyorsun?
-sana yardım edeceğimi söyledim. Isteyip istemediğini sormadım, dedi. Ve sonra arkasında direk gibi dikilen bana bakıp gülümsedi
-gelmiyor musun? Çünkü ben bunları nereye götüreceğimi bilmiyorum. Sonra bana gelip valizim nerede deme, dedi.
Şaka gibiydi ya. Hayatımda böyle öküz birini görmemiştim. Yanında yürümeye başladığımda aklıma babam gelmişti. Onu gerçekten uzun süredir göremiyordum. Acaba beni tanıyacak mıydı. Gerçekten merak ediyorum. Ama insan kendi öz kızını tanır öyle değil mi? Ahhh kafam acıdı yaa.
-Gine ne hayallere daldın, Hayalperest. Yani en azından çarptığın kişiler benim. Ya başkasına çarpsan sonuçta herkes benim gibi anlayışlı değildir. Neyse ki şanslısın hem benim gibi biriyle tanıştın, hem de benim gibi anlayışlı biriyle çarpıştın. Ballı kızsın.
-Şaka mısın ya. Anlayışlıymış. Beni az önce azarlayan gerizekalı kimdi.
-bilmem kimdi?
Ona ağzım açık bir şekilde bakarken konuşmaya devam etti.
-seni birazcık azarladığım doğru olabilir.
-Birazcık mı?
-Tamam belki sesimi fazla yükselttim ama o sıra sinirliydim. Ayrıca sana çarpsamda bana ne cüretle gerizekalı dersin, dedi. Suratında Alaycı bir ifade vardı. Hemen kendimi savunmaya alıp, ona cevap verdim
-Bir şeye sinirlenince tanımadığın insanlara bağırmamalısın. Çünkü karşında ki insanı üzebilirsin. Ayrıca ne istersem onu söyleyebilirim, dedim
Bana bakıp bildiğiniz sırıttı.
-vayy hanımefendinin kendine güveni tavan yapmış, dedi
Tam ona cevap verecekken havaalanının önüne çıkmıştık. Ama babam yoktu. Neyse şu öküzü başımdan atayım da sonra babamı da bulurum diye düşündüm. Ona dönüp
-Getirdiğin için teşekkür ederim. Buradan sonrasını ben hallederim. Hoşçakal, dedim ve elinden valizlerimi aldım. Bana karşı sırıtarak elimden valizlerimi geri aldı. Ve
-Beni başından atmaya çalıştığın çok belli. Ayrıca galiba seni buradan alacak kimse yok bu yüzden seni ben bırakacağım, dedi. Ya bu çocuk ne yapışık bir şeydi ya öf.
-yanılıyorsun. Babam ile burada buluşacağız, dedim. Neyseki o sırada babam geldi. Babamı görür görmez hemen sarılmıştım. Babam bana sıkıca sarılmaya başlamıştı. Bir kaç dakika böyle kaldıktan sonra birbirimizden ayrıldık. Babam uzun boylu orta kilolu ve yakışıklı biriydi. Ayrıca her zaman güler yüzlü biriydi. Biraz uzaklaştı ve
-ne kadar da büyümüşsün, tatlım. Harika bir genç kız olmuşsun, dedi. Onun bu dediğine içten bir şekilde gülümsemekle yetindim. Babam da gülümsememe karşılık
-Seni ne kadar çok özledim bir bilsen. Hadi ne bekliyoruz. Eve gidelim, dedi. Yanımızda yanlışlıkla türk pazarına girmiş fransız gibi bakan gerizekalı öküze baktım. Harbi onun ismi neydi ya. Bana gülümseyip babama valizlerimi verdi. Babam ona teşekkür edip arabaya bindi. Gerizekalıya dönüp
-Her ne kadar sana gıcık olsam da yardımın için teşekkürler, dedim. Arkamı döndüğümde bu dediğime acaba kırılmışmıdır diye düşünüyordum. Ama yapacak birşey yoktu sonuçta. Tamam belki biraz düşünmeden konuşan biriydim ama hak etmişti. Arabanın kapısını yavaşça açarken bir ses ile durdum.
-bekle isminin ne olduğunu bana söylemedin, dedi. Doğru ya ona ismimi söylememiştim. Arabaya binerken gülümsedim ve
-Ismim Hira, dedim...Arkadaşlar hikayemi okuduğunuz için teşekkür ederim. Lütfen desteklerinizi eksik etmeyin ve lütfen vote yapmaya başlayalım. Hepinizi seviyorum ^_^