Bölüm 3

62 1 0
                                    

Eve gelene kadar babamla konuşmuştuk. Daha doğrusu babam konuşmuş, ben dinlemiştim. Eve geldiğimizde bir gökdelen önünde durmuştuk. Ne yani babam ne zaman taşınmıştı ki. Babam bagajdan valizleri alırken yanına gidip
-Yeni bir ev aldığını bilmiyordum, dedim. Babam bana gülümseyerek
-Tatlım ben buraya taşınalı neredeyse 8 ay oldu. Ama sen uzun zamandır gelmiyorsun nereden bilebilirsin ki. Benim hatam sana söylemeyi unutmuşum. Üzgünüm, dedi
Bir yandan benimle konuşurken bir yandan da bağajı kapatıyordu.
-Hayır, sorun değil. Buraya da alınabilirim. Belki biraz lüks ama alışırım, dedim. O sırada asansörü çağırmış asansörün kapısının önünden bekliyorduk. Sonunda asansör gelince 7. kata çıktık. Babam valizleri yere koyup ceketinden anahtarları çıkardı. Kapıyı açınca
-Önden bayanlar, dedi. Yavaş adımlarla eve girdim. Bu ev gerçekten annem ile kaldığım evden veya önce ki babamın evinden daha büyüktü. Babam valizlerle cebelleşirken ben eve hayran hayran bakıyordum. Sonunda babamın sesi ile kendime geldim.
-Ah, tatlım ellerim şuan dolu ve kapıyı kapatamıyorum. Biraz babaya yardım, dedim. Ağzımdan hafif bir kıkırtı çıktı. Babam benim güldüğümü görünce daha da gülümsedi ve abartmıyorum tam 32 dişi gözüktü. Onun bu halini gördükçe neşem yerine geliyordu. Hızla kapıyı kapatıp. Babamın elinden bir valizi aldım. Babam önden giderken bende onu takip ediyordum. Sonunda babam odamın kapısını açtı. Odam gerçekten çok büyüktü ve eski eşyalar yerine daha modern ve güzel eşyalar vardı. Babam odaya hunharca dalıp valizleri yere fırlattı iki valiz olduğunu söylemiştim fakat küçük Çantaları belki söylememiş olabilirim. Ama sonuçta şimdi söyledim. Tamam babama bence de yazık herneyse. Babam bir yandan belini Tutarken bir yandan da bana soluklanarak
-nasıl buldun tatlım. Elimden geleni yapıp senin beğeneceğin türden oda takımı almaya çalıştım. Görevli bayanlar bunlara herkesin aşık olduğunu söyleyince aldım. Umarım beğenmişindir, dedi. Yanına gidip ona sarıldım ve
-Teşekkür ederim baba. Seni gerçekten çok özlemişim.
Ertesi gün :^_^
Sabah alarmın gıcık sesiyle uyandım. Bir kaç dakika yeri inceledim. Hani boş boş halıyı seyrederiz ya ondan. Aheste adımlarla babam ile dün almış olduğumuz okul üniformalarını aldım. Beyaz bir buluzu vardı ve eteği de kareliydi. Özel okuldan ne beklersin ki sonuçta. Üniformalarımı yavaş yavaş giydim. Banyonun aynasından saçımı ne yapsam diye düşündüm fakat sade bir şekilde açık bırakmayı tercih ettim. Banyodan çıkınca babam çoktan kalkmıştı. Kızarmış ekmeğine reçel sürerken bir yandan da gazete okuyordu. Beni görünce gazeteyi masaya koydu ve
-Günaydın, tatlım. Ilk gecen nasıl geçti?
-Beklediğimden daha iyi geçti, dedim. Onunla konuşurken bir yandan ekmeğime çikolata sürüyordum. Babam bana biraz okul için tüyo veriyordu. Kahvaltıyı bitirince babam ile evden çıktık. Babam arabayı açınca kendimi rahat araba koltuğuna attım. Okulun önüne gelince babam bana
-Okul çıkışı dışarı da yiyelim, tatlım. Ayrıca sana bir şeyler alırız en azından buraları tanımış olursun, dedi. Yanağına öpücük kondurup arabadan çıktım. Çıktığım anda herkes bana bakmaya başladı dememi beklemeyin çünkü öle bir şey olmadı hatta bir kişinin bile ilgisini çekmemiştim. Yavaş adımlarla müdürün odasını bulmaya çalışıyordum. Sonunda 2.katta müdürün odasını buldum. Odanın kapısını çalıp kapıyı açtım. Müdür bildiğiniz gibi kel ve göbekliydi fakat bir o kadar da sevimliydi. Bana gözlüğünün üstünden bakıp gülümseyerek
-Gel bakalım Hira, dedi. Gülümseyerek daha çok yaklaştım. Bana oturmamı işaret edince koltuğa oturdum. Bana
-Önceki okulunda notların çok yüksekmiş. Örnek öğrenci modelinin, dedi. Sonra bilgisayar dan bir şeylere bakmaya başladı.
-Sınıfın 12-A. Okulumuzun bir çok aktivitesi var. Eğer ilgini çeken bir şey olursa benim yanıma gel tamam mı?
-Tamam, efendim , dedim. Ayağı kalkıp giderken bana
-Yeni okul gününde iyi şanslar, dedi
-Teşekkür ederim, efendim, dedim. Müdürün odasından çıkınca tek bir sorun kalmıştı o da sınıfı bulmak. 12. Sınıfların bulunduğu kata gelince Şube nedeniyle sınıfımın başta olduğunu anlamadım. Sınıfa girdiğimde beklediğim gibi bir görüntü yoktu. Ne yani beni ineklerin sınıfına mı atmışlardı. OFF. Sınıfın kapısının başında beklerken boş bir yer bulmuştum. En arka da ve köşedeydi. Neyseki çünkü pek göze batmak istemiyorum. Hızlı adımlarla gözüme kestirdiğim sıraya oturdum. Kısa süre sonra uzun boylu yakışıklı bir öğretmen sınıfa girdi. Ama abartmıyorum 25 yaşlarında falanda sanırım. Sınıfa güler yüzle girince daha da kanım ısındı bu öğretmene.
-Günaydın, çocuklar.
-Günaydın, hocam, dedik sınıfça. Öğretmen yoklamayı alırken benim ismimi okuyunca burada dedim. Yoklama defterinden başını kaldırıp bana bakınca gülümsedi ve eliyle kalk işareti yaptı. Yavaşça ayağı kalktım ve suratına bakmaya başladım. Bana
-Merhaba Hira. Okulumuza hoşgeldin. Ben senin edebiyat öğretmenin Volkan. Eminim iyi anlaşıcağız. Hadi bize biraz kendini tanıt, dedi. Onun bunları demesiyle tüm Sınıf bana bakmaya başladı.Hafifçe yutkunup -Ismim Hira Soy. 17 yaşındayım. Keman ve piyano çalışıyorum. Müzik dinlemeyi seviyorum, dedim
Volkan hoca gülümseyip
-Oturabilirsin, tanıştığımıza memnun oldum, dedi. Sırama tekrar oturup hocanın okuduğu kitabı dinlemeye başladım. Volkan hocayı sevsem de bu sıkıcı kitabı biraz daha okumaya devam ederse kafayı yiyeceğim. Neyse ki sesimi zil çaldı ve rahatça bir OH çektim.
Son zilin çalmasıyla uyanmıştım. Matematik öğretmeni hamile olması nedeniyle Son Ders boştu. Bende bundan fırsat bilip biraz uyumuştum. Sırada bulunan tüm kitaplarımı çantama koyup ağır adımlarla dışarı çıktım. Bir süre kapının önünde babamı bekledim fakat babam ortada yoktu. Çantamdan telefonumu çıkarıp babam aradım. Birinci çalışan babam açtı
-Alo, tatlım
-Alo, baba. Neredesin? Yarım saattir kapının önünde seni bekliyorum. Burada buluşmayacakmıydık? , dedim.
-Tatlım, uçuş nedeniyle gelemiyeceğim. Aslında çoktan işim bitmişti fakat işler aksadı ve Uçuş bu saate ertelendi. Bana kızmadın değil mi? Gerçekten üzgünüm.
-Sorun değil, baba. Ben dışarı da yemek yiyip biraz alışveriş yapıp eve giderim. Sen işine git, dedim. Babamın sevildiğini eminim çünkü sesi bir anda güzel gelmeye başladı.
-Tamam, tatlım. Söz veriyorum bir daha olmicak. Sen kendine dikkat et. Ben gidiyorum. Seni seviyorum tatlım, dedi ve telefonu kapattı. Babam pilottu bu yüzden ben buna alışıktım. Bazen giderdi ve günlerce dönmezdi. Yavaşça iç çekip telefonu çantada geri koydum. En iyisi bir pizzacıya gitmek diye düşündüm ve yürümeye başladım. Bir kaç adımın sonunda bir korna sesiyle irkildim. Arkamı döndüğümde arabanın camının ardında ki tanıdık yüzle şaşkınlığım daha da artmıştı...
Herkese merhaba yeni bölümü umarım beğenirsiniz. 100 kişiyi geçmişiz hepinize teşekkür ederim. Lütfen desteğinizi eksik etmeyin ve lütfen vote yapmayı unutmayalım. Hepinizi öpüyorum (^o^)

Hayalperest (Kısa Süreliğine Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin