17

1.6K 264 172
                                    

jisung
o kadar çok oturmuşuz ki
eve gidince annem biz seni unuttuk dedi

minho
annem de bana kızdı

jisung
ama güzeldi şimdi vakitlerimiz

minho
evet
güzeldi

jisung
napıyorsun

minho
şarkı dinliyordum

jisung
ben de öyle
ne dinliyordun

minho
önerdiklerini

jisung
ne
ilk zamanlardaki?

minho
evet
sevdiğimi söylemiştim

jisung
mutluluğum boy ölçüşemez kimseyle|
ne dinliyorsun

minho
tv

jisung
neden

minho
?

jisung
of
neyse

minho
kötü bir anısı mı var
sen önermiştin ama

jisung
yani
bir ara hep dinlerdim
bu okula gelmeden önce
ve arkadaşlarım tarafından yalnız bırakıldığımda

minho
o zaman değiştim

jisung
hayır sorun değildi

minho
mac demarco çalıyor

jisung
bende de
hangi şarkı?

minho
heart to heart

jisung
ciddi misin???

minho
evet
neden

jisung
bende de o çalıyor

jisung
harbiden kalp kalbe karşıymış
yani bizim kalplerimiz
[★]

minho
öyleymiş

jisung
mandalın duruyor mu
yarın gel onunla

minho
tabii ki
atmadım hiç

jisung
güzel
o zaman
iyi geceler

minho
hemen gidiyor musun?

jisung
gitmemi istemiyor musun yoksa

minho
istemiyorum

jisung
gitmem ben de hiç
[★]

jisung
o halde
sesli arama?

minho
bir saniye
(01:38)

minho
ara
(01:40)

jisung
geldim

jisung sesli bir arama başlattı....

kabul et.

###

"heart to heart," açar açmaz dediği şeyle kıkırdadım. sonra ben de tekrar ettim, "heart to heart."

gecenin bir vakti, oda kapkaranlık, annem içeride her şeyden habersiz uyuyor, yatağımda uzanmış jisung ile konuşuyorum. içim kıpır kıpır, o görmediği için rahatça gülümsüyorum. sesimi de ayarlayamadığımdan kızıyorum kendime hep. ince ve kısık çıkıyor.

"yarın konuşacak bir şeyler düşündün mü?" diye sordu. sesi derinden geliyor ve ben titriyorum. erkeksi ve hafif uykulu sesi beni etkiliyor fazlaca. gülerek yanıtlıyorum. "hm... hayır."

"o hâlde yarınki konumuz; ben!" istemsizce gülüp ağzımı kapattım. saçmalıyordu uykusundan dolayı. "sen mi?" dedim kıkırdarken. o da hafifçe güldü. "gülüyorsun," dedi ciddiyetle.

durdum aniden. üç gündür abartılı gülüyordum, hatta jisung ile olduğum zamanlar gülüyorum. öz annem beni güldüremez, dizlerini vurar da ağlar hep. güçlü kalayım derken duygularım mahvolur, gülesim gelmez. sonra melek gibi biriyle tanışınca istemsizce gülerim. hem de daha önce tanınmamış bir gülüşle.

"gülmeyeyim mi?" sorumla birlikte hemen yükseldi. "hayır tabii ki, gülmelisin. sadece şaşırdım, seni böyle görmek çok hoşuma gidiyor." sözlerine karşı utançla güldüm bu sefer. dudaklarımı ısırıp tekrar yatağımda döndüm. "teşekkür ederim. sen de karşımda ölesiye gülsen, ben de seni överdim, hem de en güzeliyle." dediklerime karşı gevşek bir şekilde güldü.

"ben seninle ne yapacağım..." dedi gülerken. daha da utanıp bacaklarımı kendime çektim. "gülebiliriz," dedim. sonra da ekledim. "görüyor musun... uzakta da olsa bana gülüyorsun. kalp kalbe karşı."

"haklısın... kalp kalbe karşı."

ardından sessizlik oldu ve jisung'un esnediğini duydum. hâlâ uyumadığından güldüm. "uyusana," dedim öylece. ama sadece lafta kalmıştı bu. beni umursamadan başka bir şey söyledi. "hatırlıyor musun... seninle ilk yakın olduğum zamanlar bir gün sınıfına gelmiştim içeceklerle. yeni yeni yakın olmuştuk." sanki karşımdaymış gibi kafamı sallayıp mırıldandım. "hmhm..."

"saçların karışmıştı ve onları düzeltirken ellerimi ayırmak istemedim. çünkü güzellerdi... o gün söyleyemedim." bana ilk temas ettiği gün, diye aklımda kalmış. o günün mutluluğu ve hissiyatını kimse bilemezdi sanırım...

"ayrıca o gün benim mutluluğumun haddi hesabı yoktu çünkü sen bana birden önerdiğim şarkıyı mırıldandın. benim önerdiğim şarkıları dinledin minho... ne kadar mutlu oldum biliyor musun..." o anlattıkça gülümsedim. keşke karşımda olsaydı, keşke doyasıya baksam. bazen bir çocuk gibi olabiliyordu, enerji patlaması geliyordu sanırım ama bunu seviyorum. şu an her ne kadar uykulu olsa da güzeldi. her şeyi çok güzeldi, onu içimde yaşayamıyorum; bir kez düşünemesem enerjim giderdi.

"gerçekten teşekkür ederim, benimle ilgilendiğin için." iyice gülümseyip bir daha döndüm yatağımda. "önemi yok, içimden geliyor."

"umarım gelecekte iyi bir sevgilin olur... hak ediyorsun."

"iyi geceler!" ne ara oldu bilmiyorum ama telefon kapanmış, sessizlik ve karanlıkla baş başa kalmıştım.

moralim öyle bir bozuldu ki, uyuyamadım o gece. neden kendini görmüyor? özel olduğunu söylediğimde, onu sevdiğimi söylediğimde anlamasını umuyordum. ama sorun değildi, bu hislerde yeniydik sanırım.

beynimde onun sesi yankılanıyor, sahte senaryolar kuruyorum. rüyamda ise sarılarak ağlıyoruz.

-

kitap hakkında düşüncelerinizi falan yazar mısınız? mesela karakterler falan nasıl??


like stars collidingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin