Bölüm - 2

112 8 1
                                    

(Beni, ben yapanlar)

27.Mayıs.2015

Biraz da size OKUL kavramından ve Okulumdan, Sınıfımdan bahsedeyim. Okulum sadece erkek çocukların okuduğu bir okul. Okulun yapısı gereği, kreşten girip Üniversitesinden mezun olabildiğiniz, kompleks bir yer. Bu özelliği sebebiyle, eğer dikkat etmezseniz tüm hayatınız haline gelebilir. Tahlikeli bir yer işte.

Öğretmen kadrosu açık görüşlü, her türlü insanı olduğu gibi kabul eden, insanları düşünceleri ile tanımaya çalışan, hareketleri değiştirmeye çalışmaktan ziyade anlamaya çalışan insanlar. Okul yönetiminin bu yönde ki baskısı, eğitimci kadrosunun nispeten genç bireylerden oluşmasını sağlıyor, erkek okulu olmasının doğal getirisi son derece katı kuralları mevcut.

En önemlisi de şiddete sıfır tolerasyon politikası. Bu fiziksel şiddetten, sözlü şiddete kadar her alanı kapsıyor. Okul yönetimi koridorlar dahil her yerde bunu gözümüze gözümüze sokmak için posterler, sloganlar, koca koca yazılar astırıyor!

Okulum yada Sınıfım öyle genelde akranlarımın şikayet ettikleri gibi; dominant Tyrannosaurus Rex'lerin kendilerinden zayıf ve güçsüz otoburları avladıkları yada çete halinde ve planlı avlanan Velociraptor'ların bulunduğu bir Jurassic Park falan değil.

Her çocuğun kendi dertlerinin, sıkıntılarının olduğu, genelde okulun sosyo-ekonomik yapısının müsade etmemesi dolayısı ile herkesin belirgin bir tavır ve davranış sergilemesi gerektiğini düşündüğü, ailenize ait statüye uygun bir maske ile dolaşmanız gereken, aslında çocukların hayatlarında en az olan şeylerinin ebeveynleri olduğu bir okul.

Sınıfım da bunlardan ayrı değil. Herkes kendi halinde okul "!görevi bitsin!" de evime gideyim diye zaman geçiren genç insanlardan oluşuyor. Kreşten yazılabilinen bir okul olduğu için herkes az çok birbirini yakından yada uzaktan tanır en azından görmüşlüğü vardır. Okul insanlarının bu akademik yapısı ve görüşü nedeniyle zekanız ön plandadır. Akıllı olmak en önemli meziyettir. Akıllıca yanıtlar verilmeli, akılcı sohbetler yapılmalı, eğitimi yaşayan bir ortam haline getirmeliydik.

Akranlarımızın hayatlarında yer alan en ağırlıklı kavram "okul" yada "sınıf" olduğuna göre bunlardan bahsetmek, bunlara bakış açımızı ve bunlara yönelik düşüncelerimizi paylaşmak, aslında bizlere okulu yada sınıfımızı değil, aslında bizim kim olduğumuzu anlatmaktadır.

Her birey hayatında ki kavramları kendi bilgisi, görgüsü, kültürü, birikimi ve karakteri ile yorumlar. Boş kavramlara anlam yükleyenler de dolu kavramların içini boşaltanlar da aslında bireylerdir diye düşünüyorum. 

Neden?

Kimi insanlar var, varlıklarından haberimiz yok, kimi insanlar var olmazlarsa yaşayamayacağımızı düşünürüz. Bazen hayat büyümemiz gerektiğini düşündüğünde bizimle oyunlar oynar, "o olmazsa yaşayamam" dediğimiz insanları bizden çeker alır!

Bize varlık sebebimizi sorgulatır ve biz yine yaşamaya devam ederken buluruz kendimizi.

Neden?

Çünkü insanoğlu yaratılışı gereği olarak bencildir ve yaşamanız gerekmektedir. E madem oyunun kurallarını benden habersiz ve bana sormadan değiştirdiniz, o zaman "ben oynamıyorum, aha yattım öldüm ben" diyemiyorsunuz.

Hayat da o kadar acımasızdır ki, oyuna başladığınızda, oyunun kurallarına göre oynayıp sonunda  "çözdüm ben bu oyunu"  dediğiniz her anınızda kalenin yerini değiştirir, sahanın neresinde olduğunuzu bile unutturur insana. İşte o zaman ben de anlarım ki, olay yine eninde sonunda bende bitmektedir.

FIRTINA, Sezon IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin