Taehyung
Onu manzaranın önüne getirip elini bırakmıştım, birazcık üzülecekti ama sonrasında bu üzüntüyü ona unutturacaktım. Şöfor'e kafamla gitmesini işaret ettim , bebeğime döndüğümde gözleri kapalı beni bulmaya çalışıp adımı sesleniyordu. Arabanın çalışması ile yavaşça dizimin üzerine çöktüm, cebimden bebe mavisi kutuyu çıkardım. Arabanın gidişi ile göz bandını çıkartıp gözleri dolu arabanın arkasından bağırması kalbim acımıştı. Sesimi sessizce düzenleyip konuşmaya başlamıştım,
'Seni görmeden önce aşk'a inanmazdım, hep kendi karanlığımda ölüp gideceğimi düşürdüm.'
'Evet güçlü duran biri gibi gözüküyorum ama duramıyorum, sen gelmeseydin ben güçlü olmazdım.'
'İyi ki geldin, karanlığıma aydınlık oldun, park jimin kim taehyung'un güneşi, ışığı, ilk aşkı, tüm dünyası'
'Jimin sana çok aşığım anlatamam çok fazla aşığım'
Elimdeki yüzük kutusunu açtım, derin bir nefes alıp
'Dört mevsimin güzelliklerini, doğanın her anını birlikte yaşamak, her anımda sen ol istiyorum.'
'Park jimin benimle evlen istiyorum, kocam ol istiyorum.'
Ona baktığım da az önce ki korkusu geçmiş onun yerine heyecan ve şaşkınlık vardı. Minik ellerini yüzüne götürüp kapatmıştı.
"Aptal!"
'Aşkım'
"Ne kadar korktum biliyor musun?"
'Sevişelim geçer olmaz mı?'
"Ne ellettiricem, ne de ellicem."
'Peki, kabul edecek misin?'
"Taehyung daha liseyi bitirmedik bile"
"Daha çok erken, ben evlenmek için hazır değilim."
Bir şey diyememiştim sadece gözümden bir kaç yaş süzülmüştü.