"bu kadar yeter."
eğitmenimin nihayet verdiği molayla olduğum yere çöküp nefeslendim ve yanımdaki şişeyi uzandım hemen. kana kana su içerken aynı zamanda karşımdaki kadının ne kadar acımasız olduğunu düşünüyordum.
sosyopat manyak, narsist.
"çek gözlerini üzerimden, bu eğitimler olmasa çoktan ölmüştün."
şişeyi yere indirip 'ciddi misin?' der gibi baktım ona.
"dalga mı geçiyorsun? hangi lanetli dört saat aralıksız çalışır, psikopat kadın! asıl bu eğitimlerin öldürecek beni!"
istemsizce sert ve yüksek çıkan sesimi umursamadan olduğum yere uzandım. gerçekten yorulmuştum. her gün yenilenen çalışma programım gittikçe zorlaşıyordu, cidden nasıl kaldırabilirdi bir insanın vücudu bu tempoyu?
"isyankâr âsinin tekisin, yerimde olsaydın anlardın."
gülmeye başladım, şaka gibi kadındı.
"salaklar gibi gülme, yarım saatin var sadece. hazırlan ve dersine gir."
gözlerimi kapattım, siktiğimin derslerine girmek zorunda mıydım gerçekten? öğretmenlerin çoğundan daha fazla bilgiye sahip olmama rağmen hem de?
"eğitimini de sikeyim, lanetini de sikeyim, elementini de, şişeni de, yaşını da sikeyim!"
elime geçen şişeyi duvara fırlatıp patlattıktan sonra biraz daha rahatlamıştım. sinir hastası falan değilim, sadece sadist bir eğitmenim var.
_
"aynı anda ikiden fazla elementi aktif ederse- taehyung sen beni dinliyor musun?"
"ha, evet evet. elementleri kontrol altında tutmalıyız falan."
neredeyse dalmak üzere olduğum uykudan karşımdaki öğretmenin sesiyle uyanıp gözlerimi ovuşturdum. bırak da dilenelim biraz, insafsız.
"diyorum ki, aynı anda ikiden fazla elementi aktif edersen eğer çevrene büyük çaplı zarar verirsin ve bunun geri dönüşü olmaz. en iyi ihtimalle öldürürsün."
kötü ihtimali duymak istemiyorum.
"anladım."
_
eğitmen
derste misin?kime diyorum?
taehyung bana cevap ver!
siz
dersteyim
atılmamı istemiyorsan habire mesaj atmayı keseğitmen
okuldan çıkınca haber ver
seni almaya geleceğimsiz
yine nereye gidiyoruz amkeğitmen
ağzını topla
eğitime gidiyoruzsiz
ne kadar da şaşırtıcı_
"taehyung, hoca bakacak kapat şu telefonu!"
yanımdaki jimin'nin uyarısıyla kilit ekranımı kapatıp telefonu sıranın altındaki kitapların arasına koydum.
"hangi telefon?"
hafif gülerek söylediğim cümle eşliğinde ikimiz de kıkırdarken gudubet hocamız masaya tıklattı.
mendebur surat.
"tamam sus gülme daha, dersten atılacağız bak!"
"örnek öğrenci park jimin!"
jimin omzuma vurarak önüne döndü ve hemen derse adapte oldu. bu çocuk ya mutanttı ya da çok iyi rol yapıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
curse | tk
Fanfiction"kaçmanın çözüm olmadığını sen öğretmiştin oysa." - taekook fanfiction.