Bölüm 1

979 76 11
                                    

Voldemort ölüm yiyenlerle toplantı yapacaktı. Son zamanlarda yoldaşlığın faaliyetleri arttığı ve daha fazla ölüm yiyen tutuklanıyordu. Voldemort onları azarlayacağı için heyecanlı bile sayılabilirdi hatta. Odasından çıkmasına engel olan şeyse odasında bir anda beliren küçük çocuktu. Voldemort duraksadı. Aslında epey şaşırmış olsada bunu yansıtmayacak kadar deneyimliydi. Küçük çocukda en az Voldemort kadar şaşkın görünüyordu. İkili birbirine baktı. Çıt çıkmıyor, ikiside en ufak harekette bulunmuyordu. İlk tepki veren Voldemort oldu. Elini salladı ve saniyeler içinde küçük çocuk görünmeyen iplerle bağlanmış şekilde diz çöküyordu.

    Geçmişe geldiğinde ilk durağının Voldemortun odası olması Harry içinde beklenmedikti. Neyseki Voldemort onu sorgulamak için direk işkenceye geçmemiş, normal bir sorgu yöntemi kullanmaya karar vermişti. Ne kadar dayanıklı olursa olsun Harry acı çekmeyi sevmezdi. Canı epey tatlıydı. Acı çekmektense, çektirmeyi tercih ederdi. O yüzdendir ki karanlık tarafta olmaya karar vermişti. Sonuçta Harry Potter olmadan karanlık tarafın zaferi kaçınılmaz olurdu ama aydınlık taraf bunu Harry Pottera rağmen başaramamıştı. Kim kaybeden olmak isterdi ki. Kesinlikle Harry değil.

     Bu yüzden Voldemorta her şeyi anlatmaya karar vermişti. Tabi biraz süsleyerek. Sonuçta bunlar gelecekte olan şeylerdi. Voldemort yalan söyleyip söylemediğinden asla emin olamazdı. Zaten Harryde yalan söylemekte epey iyiydi.

        Üç saat kadar sonra içeri birkaç ölüm yiyen girdi. Harry Voldemortun gelmeyeceğini bilse de yinede hayal kırıklığına uğradı. Şimdi birde bizzat Voldemortla konuşmak için uğraşması gerekecekti. Kederle iç çekti. Çok zahmetliydi.

    Gelen ölüm yiyenleri tanıyordu. Lucius Malfoy ve Rabastan Lestrange. Göz devirdi, Lucius neyse de Rabastan aptalın tekiydi. Harryi uğraştıracaktı, o kesin.

     Harry'nin karşısına oturdular. Lucius herzamanki ciddiyetiyle dururken, Rabastan pek umursuyor gibi değildi. Harry ona hak verdi. 11 Yaşındaki bir çocuk pek ciddiye alınacak biri değildi. Ama Harry 117 yaşındaydı. Onu küçümsemelerini umursamıyordu, bu sayede onları gafil avlayabilirdi.
  
         Konuşmaya başlayan Lucius Malfoy oldu. "Bak çocuk, çok vaktim yok ve seni korkutmak istemiyorum. Onun için lafı dolandırmadan her şeyi anlat. Bilerek o odaya girmediğini inanıyorum, sadece kimin yaptığını söyle ve bende ölmemeni sağlayayım. Tamam mı?" Cevabını alır almaz gidecek gibi duruyordu. Anlaşılan bir çocuğu sorgulamayı zaman kaybı olarak görüyordu.

   
     Harry adama baktı ve hafifçe sırıttı. Onun hiçte masum olmayan sırıtışını gören Rabastan bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. Geldiğinden beri yayvanca oturduğu yerde hafifçe doğruldu. Artık odağı tamamen çocuktaydı.

        Luciusda ciddileşmişti. Çocuğa baktı ve konuşmasını bekledi. Ancak asla karşılık alamadı ve yeni bir soru sormaya karar verdi "Adın ne ufaklık?" Lucius en azından bu basit soruya bir cevap almayı bekledi. Beklediğinde aldı. Gülen yüzü ve neşeli sesiyle yanıtladı " Adım Harry." Beklediler ama soyadı gelmedi. O an ikisininde aklına çocuğun bulanık olduğu için soyadını söylemeye utanıyor olabileceği geldi. Eğer öyleyse ikisininde tavrı kesinlikle değişirdi. Rabastan geldiğinden beri ilk kez konuştu "Soyadın ne peki?" Cevap anında geldi " Bu seni hiç ilgilendirmez tatlım." Ses tonu küstahtı.

     Lucius hayatında pek az şahit olduğu saygısızlık karşısında resmen dondu. Rabastan daha soğukkanlı karşıladı, ama yinede o da şaşırmıştı.
   
        Harry ise karşısındaki adamların yüz ifadelerine kahkahayı basmamak için kendini sıkıyordu. İki deneyimli ölüm yiyenin yüz ifadelerini kontrol edememesi işin daha eğlenceli kısmıydı. Ama Harry en başından böyle olacağını biliyordu. Onu küçümsemişlerdi. Yapmamaları gerekirdi. O küçümsenecek son insan bile değildi.

      Kendini ilk toparlayan Malfoy oldu, konuşansa Lestrange "Sen bana tatlım mı dedin?" Sesinde inanmamazlık vardı. Harry daha da geniş gülümsedi "Demiş olabilirim"
Ses tonu kulağa çok rahat geliyordu. Sanki nasıl bir durumda olduğunu biliyor ve bu onun için hiç tehlike arz etmiyormuş gibiydi.

       Harry derin bir iç çekti ve konuşmaya başladı " Bakın gerçekten sohbetinize doyum olmuyor ama benim sizinle değil lordunuzla konuşmam gerek. Sizi aşan konular bunlar. Hadi hadi gidin sahibinizi çağırın."

      Ölüm yiyenler yapılan imandan zerre rahatsızlık duymadılar. Durumun gerçekten bu olduğunun farkında gibilerdi. Konuşan yine Lucius oldu" Neyin bizi aşıp, neyin almadığına sen değil efendimiz karar verir. Daha fazla uzatma ve konuş çocuk. "

     Harry sıkıntıyla iç çekti. Diğerleri neden bu kadar aptal olmak zorundaydı ki. Aptal insanlarla uğraşmaktan kelimenin tam anlamıyla nefret ediyordu.

       Onun bıkkınlığını ilk fark eden yine Rabastan oldu. Dirseklerini masaya dayadı ve olabildiğince yaklaştı çocuğa ve gözlerinin içine baktı. "Söyle bakalım ufaklık, neden karanlık lord ile konuşmak için ısrar ediyorsun" Ses tonu yumuşaktı. Karşısındakinin küçük bir çocuk olduğunu kendine hatırlatmak ister gibiydi.

     Harry'nin cevabı ise iki ölüm yiyeni yine şoka girmişti. "Çünkü anlatacaklarımı sizin gibi sıradan beyinler anlamaz. Sizden çok bir şey istemiyorum. Sadece her zaman yaptığınızı yapın ve itaat edin. Bana efendinizi getirin."

      Lucius Malfoy öfkeyle ayağa fırladı. Ağzını açtı ama tek kelime etmeden geri kapattı. Belki de daha fazla uğraşmanın gereksiz olduğunu düşündü. Derin bir soluk alıp kendini sakinleştirdi ve dışarıya çıktı. Büyük ihtimalle efendisini çağırmaya.

    
    Rabastan Lestrange aptal olandı. Malfoy odadan çıkar çıkmaz çocuğun boğazına yapışmıştı. Harry uğraşmadı bile. Boğazına sarılan elleri zerre umursamadı. Bileğini hafifçe oynattı ve Rabastan Lestrange yerdeydi. Acı içinde bağırıyordu. Harry sadece baktı ve yavaşça gülümsedi. Aptal, her durumda aptallığını koruyordu cidden.

        Tam o sırada açılan kapıdan Voldemort girdi. Harry gülümseyen yüzünü hiç bozmadan ona döndü. Yakışıklı suratını inceledi bir süre. Yılana benzemiyorken cidden iyi görünüyordu. Harry konuştu " Merhaba lordum" Voldemort gülümsedi.

  

    

DARKNESSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin