Yeniden gözlerimi açtığımda, Ahsen hala ben uyumadan önce durduğu yerdeydi. Tüm gece uyumamış mıydı?
Yatakta kıpırdandığımı fark ettiğinde, yüzüne zoraki olduğuna emin olduğum bir gülümseme yerleştirdi. "Merhaba güzelim."
Sesi, başımdaki zonklamayı bastırırken, ben de yüzümü buruşturarak doğruldum. "Merhaba."
Ahsen'in kolumu tutan eli, tam doğrulmama engel olmuştu. "Dinlenmen gerek, kalkma bugün yerinden. Neye ihtiyacın varsa ben getiririm."
Başımı iki yana salladım. "Bir şeyim yok, başım ağrıyor biraz sadece. Geçer o da şimdi." Ardından yeniden aklıma gelince ona döndüm. "Uyumadın mı hiç?"
Ahsen, kolumu tutan elini yanağıma çıkartıp okşadı. "Halletmem gereken bir sürü şey vardı bebeğim, onlarla uğraştım."
Başımı bu kez aşağı yukarı sallamıştım. "Saat kaç?"
Ahsen, biraz düşündü. "Sanırım öğlene geliyordur."
"Çok uyumuşum."
"İhtiyacın vardı, toparlanacaksın böyle böyle." dedi. "Okulla konuştum, sana üç gün izin verdiler."
Mahcup olmuş şekilde başımı öne eğdim. "Gerek yoktu, iyiyim, gerçekten. Hem neden okula anlattın ki..."
Ahsen, yatakta biraz daha yer kaplayarak oturduğunda, ona alan açmak için kaykıldım. Bana yaklaşarak ellerimi tutup rahatlatmak adına baş parmağını tenimde gezdirdi. "Güzelim, Çağatay'ı okuldan attırabilmek için yaptığı şeyi idareye bildirmemiz gerekti. Ama her şey halloldu, bu olay da siciline işlendi. Başka bir okulun onu bırak kabul etmeyi, okulun önünden geçireceğini sanmam. Kariyeri daha başlamadan bitti anlayacağın."
Çağatay ya da başıma gelenler adına üzülmek yerine, aklımda dönen daha derin sorunlar vardı. Tay, bana yalnızca kendi sikinin derdine düştüğünden bunu yapmış olamazdı. Çok yetenekli bir dansçıydı ve bunu yalnızca seks için riske atacak biri değildi. Hele de başrolü kapmışken. Ona bunu yaptıran bir şey, veya biri olmak zorundaydı. Bütün arkadaşları da bu olayları bile bile göz yummuş, hatta ona yardım etmişti...
Olanlar Tay ile değil, bana garezi olan bir başkası ile bağlantılı olmalıydı. Elebaşı Rüya mıydı? Öyleyse bile neden böyle bir şey yaptırmıştı?
Düşüncelerimi, yine Ahsen'in sesi böldü. "Sana anlatmam gereken bir durum daha var..."
Ses tonundan, bunun iyi olmadığını zaten anlamış, devam etmesi için susup beklemiştim.
"Senin sorumluluğunu ben üstlendim, okula sanki seni çalıştırmak için evimi açmış süsü verdim. Elbette böyle bir olaydan sonra, bende kalmanı uygun bulmadılar..."Gözlerim hayal kırıklığıyla ellerime çevrildi. "Ya... Yurda geri mi dönmem gerekecek?" diye sordum titreyen sesimle.
Ahsen, elimi daha sıkı kavradı. "Orası biraz karışık işte."
Merakla ona baktım. "Nasıl yani?"
Ahsen, iç çekti ve bir süre duraksadı. "Bak, hani müdür yardımcınız beni tanıtırken, eski bir arkadaş olduğumuzdan bahsetmişti ya size? Biz yalnızca arkadaş değildik. Filiz'le eski sevgiliyiz."
Dediği şeyle gözlerim kocaman açılmıştı. Nasıl yani, eski sevgiliydiler...? Filiz Hoca, Ahsen'den en az yirmi yaş büyük olmalıydı. Tamam, yaş farkına takılacak en son kişi falandım belki, ama yine de Ahsen'in kendinden daha büyük biriyle sevgili olmuş olması garip gelmişti. Hem, neden daha önce söylememişti ki?
Konunun bununla ne alakası vardı?
Ahsen, konuşamayacak kadar şaşırdığımı görüp, devam etti. "Yıllar önce, Filiz hala öğretmenken ve ben de henüz yeniyetme bir dansçıyken, katıldığım bir festivalde öğretmenlik yapıyordu. Aramızda bir şeyler geçti, ve sonra arkadaşça ayrıldık. Yıllar sonra da, müdür yardımcısı olduğu okulda öğretmen açığı olunca bana ulaştı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
siyah kuğu (gxg)
RomanceGenç, büyük hayalleri olan yetenekli bir dansçı; Heves. Ve onun alışılmadık kurallara sahip olan yeni öğretmeni; Ahsen... İkisinin yolu kesiştiğinde, Heves'i Ahsen'in elinden kurtarmaya kimsenin gücü yetemez... Ahsen'in bile. [bu tanıtım 2 dk içinde...