"Heves! Heves, uyan."
Kaşlarımı çatarak doğrulup neler olduğunu anlamaya çalıştım.
Ahsen başımda beni uyandırmaya çalışıyordu. Karanlığın içinde onu göremesem de varlığını yanımda hissediyordum. Sonra rüyamı hatırlayınca, beni neden uyandırdığını anladım.
"Kabus görüyordun." dedi Ahsen fısıltıya benzer bir tonda.
Başımı sallayarak yatakta oturdum ve gözyaşlarımı elimle sildim. Uykuya dalmadan önce o kadar çok ağlamıştım ki, muhtemelen uyurken bile devam etmişti.
"Sorun değil, uyu sen." dedim sessizce. Ona hala çok kırgındım ve deli gibi bana sarılmasını istesem de bunu itiraf edemezdim.
Ahsen, yatağın ucuna oturdu ve elime bir bardak tutuşturdu. "Su iç önce."
Dediğini yapıp bardaktan bir yudum aldım ve komidine koydum. "İyiyim, sorun yok." dedim gözyaşlarımın arasından titreyen bir sesle.
Ahsen bir süre bekledi, ama sonra ayağa kalkıp kapıya yöneldi. Gerçekten de gittiğini anladığımda kalbimdeki ağrı büyüdü ve biraz daha şiddetli ağlamaya başladım. Sessiz olmaya çalışsam da, Ahsen'in iç çekişlerimi duymasına engel olamazdım.
Ahsen derin bir nefes verip yeniden yanıma yaklaştı. Bir şey demeden yatağa oturarak beni kucağına çekti. İçgüdüyle kollarımı boynuna dolayıp bacaklarımı beline sardım ve kucağına oturdum. Kafamı boynuna gömüp ağlamaya devam ettim.
"Şşh, geçti, yok bir şey." diye fısıldadı Ahsen. "Dayanamıyorum ağlamana.."
"Nolur beni bırakma.." dedim burnumu çekerek. "Özür dilerim, söz veriyorum bir daha seni kızdıracak bir şey yapmayacağım, yeter ki bana soğuk davranma artık."
Ahsen sırtımı sıvazlayarak ağlamama izin verdi. "Şşh, özür dilenecek bir şey yok. Tamam, geçti artık." Beni daha sıkı sarıp kendine bastırdı. "Ben de özür dilerim. Sana çok tepki gösterdim, çok yersizdi. Bazen senin yalnızca on dokuz yaşında olduğunu unutuyorum. Senden beklememin yanlış olduğu bir olgunluk beklemek çok saçmaydı, özür dilerim."
Saçlarımı severken konuştuğunda, boynundan kafamı çekerek alınlarımızı birleştirdim. "Bir daha yalvarırım bana böyle soğuk olma." dedim ağlayarak.
Ahsen, başıma bir öpücük verdi. "Söz veriyorum meleğim, bir daha sana yersiz çıkışlar yapmayacağım. Ama sen de bir daha sözümden çıkma, anlaştık mı?"
Başımla hızlıca onaylayıp yeniden kafamı boynuna gömdüm. Biraz daha ağlamama izin verdikten sonra, Ahsen başımı kaldırıp gözlerine bakmamı sağladı.
"Rüya ile baş başa kalmak istememin tek sebebi seni korumaktı bebeğim. Bana güveniyor musun?"Bir an düşündüm. Aklımda çok ama çok soru vardı bunu neden yaptığıyla alakalı, ama Ahsen'e güveniyordum.
"Evet." dedim. "Sana güveniyorum."
Ahsen, memnun olmuş gibi gülümsedi. "Bu konuyu bir daha konuşmak istemiyorum, tamam mı güzelim? Şuan her şey yolunda, rol yine sende ve her şey olması gerektiği gibi. Bütün bu kötü olayları ardımızda bırakalım."
Başımla onaylasam bile, aklıma gelen şeyle durdum. "Ahsen.. Sana söylemem gereken bir şey var."
"Söyle, küçüğüm." dediğinde biraz korkarak başka yöne baktım.
"Bugün biz telefonda kavga ederken bizi Derin duydu..." dedim sessizce. Ahsen biraz geri çekilerek kaşlarını çattı ama konuşmayınca devam ettim. "Her şeyi anladığı için yalan da söyleyemedim, bizi biliyor. Ama kimseye söylememeye söz verdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
siyah kuğu (gxg)
RomansaGenç, büyük hayalleri olan yetenekli bir dansçı; Heves. Ve onun alışılmadık kurallara sahip olan yeni öğretmeni; Ahsen... İkisinin yolu kesiştiğinde, Heves'i Ahsen'in elinden kurtarmaya kimsenin gücü yetemez... Ahsen'in bile. [bu tanıtım 2 dk içinde...