siyah kuğu (gxg)

19. bölüm

"Yalvarırım bana şaka yaptığını söyle."

Derse beş dakika kala Derin ile sınıfın önünde konuşuyordum. Ona mecburen yapılan değişiklikten bahsetmiştim, tabi nedeni hakkında yalan söyleyerek.

"Malesef, şaka falan değil. Yerlerimizi değiştirdi Ahsen hoca işte." dedim omuz silkerek. İçten içe kalbime ağrılar giriyordu başrol olamadığım için. Bütün sene o kadar çok sahneye çıkacağım anı hayal edip heveslenmiştim ki... Beyaz Kuğu rolü de pekala iyi bir roldü, ama başrol olmanın vereceği heyecanla kıyaslanamazdı. Ahsen'e ya da bana bir şey olmasından iyiydi tabi, ama bu yine de üzülmediğim anlamına gelmiyordu. Ahsen daha da zorlanmasın diye sanki önemsizmiş imajı çiziyordum yanında, ama başka birine bunu söylediğimde gerçekliğini idrak etmiş, çok üzülmüştüm.

"Yani tamam Rüya çok iyi bir dansçı olabilir ama sen ondan daha iyi bu rolü yapıyordun. Hem beni okula alırlarken tamamen seninle uyumumuz üzerinden aldılar, ne olacak şimdi? Gösteriye zaten çok az kaldı... Yetişmeyecek bu iş ben sana söyleyeyim." diye söylendi Derin. "Rüya'ya kanım ısınamadı hiç... Senle daha yakın arkadaştık."

Onu onaylar biçimde kafa salladım. "Biliyorum, uzak dur o çiyandan zaten. Sen elinden gelen çabayı göster, eminim Rüya gibi birini bile yanında iyi gösterirsin."

Derin ufak bir kahkaha attı. "Of, hiç sevmedim ben bu Ahsen hocayı. Onun yüzünden karıştı her şey."

Ahsen'in bir suçu yok demek istedim, ama bunu yapamazdım. "Öyle konuşma, vardır bir bildiği." dedim yine de laf söyletmemek için.

O sırada yanımıza Rüya yaklaşmıştı. Onu görmezden gelmeye çalışsam bile benimle uğraşacağının farkındaydım. Bana hafif alaycı bir bakış atarak Derin ile aramda durdu.

"Sen yeni öğrencisin değil mi? Partnerim olan?" diye sordu.

Derin aniden ona yaklaşması yüzünden afallamış olmalıydı ki, biraz duraksadı. "Evet.." dedi emin olmayan bir tonda.

"Güzel. Başka kimseyle konuşmakla vakit kaybetme ve benimle her boş vaktinde sınıfta buluş, çalışacak çok şeyimiz var." diye emir verdi Rüya. Ben Derin adına çok üzülürken, Derin ise daha da afallamış şekilde bana kaçamak bir bakış attı.

"Fikrimi sorsaydın keşke..." dedi nefesinin altından ama Rüya için onun fikri değersizdi.

Rüya bu sefer bana döndü. "Partnerimin dikkatini dağıtmazsan sevinirim, konuşma onunla."

Bu kadar rahat şekilde saçma sapan tavırlar sergilemesi üzerine kaşlarımı çattım. "O benim her şeyden önce arkadaşım, Rüya. Kiminle konuşup konuşmayacağına karışamazsın. Hem ne kadar çalışırsan çalış o beceriksizliğini saklamaya yetmez, orası ayrı." dedim sert bir tonda. Rüya'ya karşı hiç sert çıkışmazdım, ama bu son zamanlarda olanlarla artık iyice zıvanadan çıkmıştı. Eskiden arkamda kimse durmadığı için pısırık kalırdım ama artık uğraşmaması gereken kişiler vardı. Benimle ve dolaylı olarak Ahsen'le uğraşmaya yüz bulması ondan nefret etmeme yol açmıştı.

Benden bu kadar emin bir cevabı beklemediğinden, bir anlık şaşkınlık belirtisinden sonra Rüya iç çekti. ''Biliyor musun, eskiden azıcık da olsa rakip yerine koyup seninle uğraşırdım ama artık o kadar bile değerli değilsin. Sen git de önemsiz rolüne çalış, sahnede maksimum olacağın süre iki dakika zaten yazık.''

Bunu der demez Derin'e son kez bakıp yanımızdan uzaklaştı. Söyledikleri canımı yakmamıştı, ama bütün bu olanlar yüzünden çok gururum kırılıyordu. Onca emeğim ve çalışmam boşunaydı, sonunda Rüya'dan bana kalan sıradan bir role mahkumdum ve bu resmen kanımı kaynatıyordu. Gözlerimin dolduğunu fark edince hızla elimin tersiyle sildim Derin anlamasın diye ve yavaşça nefes verdim.