slm hikayeye başlamadan önce şunu belirteyim bu bölüm artık biraz daha aralarındaki şeyler belirginleşecek ve 5 bölüm aslında kafamdakine göre çok uzadı hani daha erkenden aralarını yapmak istemiştim ama böyle oldu napalım artık umarım sıkılmadan gelmişsinizdir buraya kadar iyi okumalar <3☆☆☆
Ahsen hoca ile olan özel çalışmalarımdan bu yana, tam bir hafta geçmişti. Kimseye çaktırmadan her gece onunla stüdyoda buluşup çalışmış, her gün daha da hırslanmıştım. Ahsen hoca, sandığımın aksine beni benimsemiş gibi davranıyordu, her ne kadar sürekli beni zorlasa da yavaş yavaş onun düşünce tarzını kavrıyordum. Bu da beni başarıya götürüyordu.
Ancak rolden daha önemli bir sorunum vardı; Ahsen.
Ahsen'e olan hislerim.
Bana asla bakmayacak olmasını geçtim, aramızda bir şey olursa kariyerlerimizin sona ereceğini biliyordum. Bu bir hafta boyunca kendimi hep kandırıp vazgeçirmeye çalışsam da olmuyordu. Yalnızca benden yaşça büyük bir kadının ilgisi kafamı bulandırmıştı, hepsi o kadar.
Öyle olmak zorundaydı.
Bugün günlerden cumaydı. Dersler çoktan bitmiş, yurttan çıkış yapacak öğrenciler gitmişti. Selin hariç. Selin hep her yere geç kalır, bir türlü hazır olamazdı. Her hafta valizini toplamasına yardım etsem de herkesten sonra çıkıp evine dönerdi. Bu hafta da istisna değildi.
"Heves, pembe bluzumu gördün mü? Onsuz gidemem!" diye panikle volta atarak seslenince, yattığım yataktan iç çekerek kalktım.
"Sadece iki günlüğüne eve gidiyorsun, bence pembe bluzun olmadan idare edebilirsin." sesim bıkkın olsa da bu halini komik buluyordum.
Selin odanın ortasında durdu. "Olmaz, yarın abimin doğum günü partisi var, ona yapacağım kombin için lazım."
Oflayıp ben de onunla beraber bluzu aradım. Gerçekten de hiçbir yerden çıkmayınca, "Çamaşır odasında unutmuş olabilir misin?" diye sordum.
Selin omuz silkti. "Of, geç kaldım. Bu saatteki otobüse yetişmek istiyorsam başka bir kombin yapmam lazım." Hızla eşyalarını toparladı ve bana veda edip kapıdan çıktı. Yüzündeki hayal kırıklığını görebilmiştim, Selin hep giyimine ekstra dikkat ederdi.
Bu gece yine Ahsen hoca ile çalışmamız vardı. Saate baktığımda, benim de geç kalmak üzere olduğumu gördüm ve hemen giyindim. Ahsen hocanın bana yakıştırdığı taytı giyip saçlarımı o gün yaptığı gibi topladım. Ona kendimi beğendirmek, istediği gibi olmak için her şeyi yapardım. Ahsen'in tek bir bakışı beni delip geçebilecek güçteyken, benim onun gözünde basit bir öğrencisinden öteye gidemeyecek olmam kalp kırıcıydı.
Zaten bakıldığında, ben asla onun kulvarında yüzemezdim. Kadınlardan hoşlandığını, yapmış olduğum minik bir stalk ile öğrenmiş olsam da, medyaya düşmüş eski sevgilisine bakınca hiç şansım yoktu. Eski sevgilisi Melek adında bir modeldi, ve Ahsen'e göre genç olsa da minimum yirmi beş yaşlarındaydı. Ben ise Ahsen'in yanında adeta bir çocuktum, hiç ilişki tecrübem olmamıştı ve vücudum modellere kıyasla sıradandı. Giydiğim kıyafetler hep ikinci eldi, kuaföre gidecek parayı kazanmak için dahi haftalarca çalışmam gerekirdi. Melek'in yanında, ben yalnızca bir aptaldım.
Ahsen'in yanında ise yalnızca bir öğrencisi.
Hazırlandıktan sonra hızla stüdyoya ilerledim. Geç kalırsam Ahsen hocanın kızacağını biliyordum. Son günlerde beni iyice zorlamaya başlamıştı, ama pes etmeyecektim. Bu kadar yaklaşmışken olmazdı.
Stüdyoya gelince kapıyı tıklatıp içeri girdim. Her zamanki gibi, Ahsen hoca zaten içerideydi. Beni görünce başıyla selamladı, ben de karşılık verdim. Bugün saçlarını salık bırakmış, normalden daha hafif bir makyaj yapmıştı. Bu kadına her şey nasıl oluyordu da çok yakışıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
siyah kuğu (gxg)
Roman d'amourGenç, büyük hayalleri olan yetenekli bir dansçı; Heves. Ve onun alışılmadık kurallara sahip olan yeni öğretmeni; Ahsen... İkisinin yolu kesiştiğinde, Heves'i Ahsen'in elinden kurtarmaya kimsenin gücü yetemez... Ahsen'in bile. [bu tanıtım 2 dk içinde...