🐱"Merhaba Jiyu , bana da bir kadeh çıkar mı ?"
Suga'yı görmenin şokunu atlatmak dakikalarımı almıştı.
Jungkook 'un mutfakta söylediğine göre onlar da Suga'yı beklemiyormuş. Buraya gelirlerken Suga gelmek istememiş.
Sonra mesaj atmış Namjoon 'a , Namjoon da kapıyı açmış öyle girmiş içeri .
Ne düşünüyordu acaba zile basmış olsa açmaz mıydım kapıyı ?"Var tabi. Şişe hemen dibinde duruyor ve dolu. Kadeh getireyim sana." Diyip mutfağa gitmiştim, o sırada işte Jungkook bu detayları anlatmıştı.
Kadehi götürüp ona uzattım."Teşekkür ederim." Dedi.
"Rica ederim." Dedim.Sessizlik oluştu , herkes elindeki kadehiyle bakışıyordu. Namjoon önce ses çıkardı sonra da konuşmaya başladı.
"Jiyu , Hose-lee'nin tam olarak neyi vardı?"
Hose-lee adını duyunca içimde yine aynı acı belirdi , suratımı buruşturdum. Hemen gözlerim dolmuştu. Kadehi tek dikişte bitirdim.
"Kanserdi , ilik kanseri .Çocukluğunda teşhis konmuştu. İki kere atlattı , atlattı sanmışız ama öyle değilmiş durum tabi. Tekrarlamış geçen yıl. Daha hızlı yayılmış , iltihaba sebep olmuş. Ciğerleri kaplamış. İlaçlar da ağır geliyordu . "
"Çok üzücü , yıllarca mücadele etmiş."
"Evet , artık acı çekmiyor en azından."
"Sizin ilişkiniz neydi tam olarak?"Bunu soran Suga olmuştu. Ona dönüp bakmadan cevapladım.
"Dediğim gibi çocukluktan tanıyorduk birbirimizi. Çocukken birçok kötü anımda yanımda oldu. Lisedeyken aynı okuldaydık , üniversitede bile beraberdik. -"
"Eski sevgilim demiştin ?"Soran gözlerle baktı. Öğrenmeye çalıştığı şey belliydi.
"Aslında sevgili doğru bir tanımlama da sayılmıyor. Sürekli beraberdik ve herşeyi beraber yapıyorduk. Bu kadar yakın olunca sanırım karıştırdık duyguları. Lise sonda başlamıştı bu durum. Beş yıl kadar işte sevgiliyiz gibi bir durum yaşandı. Ama normal bir ilişki gibi değildi. Birbirimizi hiç öpmedik mesela. Arada sevgilim falan derdik. Bu kadardı. Sürekli konuşup dururduk , birlikte çok gülerdik , ağlardık da. İki yakın arkadaştık aslında. Sonra ayrıldık , o ailesi ile Amerika'ya taşındı. Ben Busan'da kaldım. İletişim koptu , ailesi trafik kazasında hayatını kaybetti. O dönem konuşmuştuk en son. Sonra ben geçen yılın sonuna doğru tekrar hasta olduğunu öğrendim , ben iletişime geçtim. Sonra buraya geldi işte , sonrasını da biliyorsunuz. "
Yutkundum. Duydukları onu rahatlatmış gibiydi. Özelikle de hiç öpmedik falan derken utanmasa gülecekti.
"Zavallı adam , hiç kolay şeyler yaşamamış. Ailesi yoktu yani öyle mi ?"
"Amcası falan vardı ama arası iyi değildi. Amerika'da arkadaşları vardı. Tek iletişimi onlarlaydı. Cenazede de sadece onlar vardı zaten. "
"Duyması bile zorken yaşaması kim bilir nasıldı onun için !" Üzüntüyle iç geçirdi Jin.
"Çok üzgün görmek mümkün değildi onu. Son zamanlarda vücudu ona ihanet etmiyor olsa asla anlamazdınız kötü olduğunu. "
"Jiyu , gerçekten üzgünüm. Yanında olmak isterdik ama ,biliyorsun... Kore'ye dönmek zorunda olmasak cenazede yanında olurduk. "
"Biliyorum Namjoon , hastanede bile ilginlendin zaten. Sağol. "Suga'ya baktım. O kadar özlemiştim ki. Ona deli gibi sarılmak istiyordum ama duvarını yıkmış değildi. Yudum yudum içkisini içerken arada bir yandan bana bakıyordu. Gözünü kaçırıyordu sonra da.
"Bu yüzden onun yanına gittin demek... Bana mektup bırakıp, hasta olduğu için onunla kalmak istedin. "
Bakışımı kaçırıp yere eğdim başımı. Cevap vermeden sadece aşağı yukarı hareket ettirdim.