3.Bölüm

57 8 38
                                    

O geceyi okulun müzik odasında üstüne örttüğü ceketle geçirdi. Buz gibiydi ve kötü bir deneyimle geceleri okulun kaloriferlerinin açık olmadığını keşfetmişti.

Sabah derslere girmeden koruyucu ailesinin evine geçti ve gitarını orada bırakıp kendini yatağa attıktan sonra rahat bir uyku çekebildi. Neyse ki çok fazla soru sormamışlardı: neden haftaiçi olmasına rağmen eve geldiğini ya da bunu sürekli yapıp yapmayacağını sorgulamadılar. Bu iyiydi çünkü onlara ne cevap vermesi gerektiğini asla bilmiyordu.

Yurda geri döndüğünde yanında gitarı yoktu ve bu biraz kendisini çıplak hissetmesine neden oluyordu. Felix ile odada her karşılaştıklarında birbirlerine garip bir şekilde bakma olaylarına geri döndüler. Öncekinden daha uzun sürmesi ve artık Felix'in arada ona gülümsemesi dışında tabii. Bir gün odaya geldi ve Felix onun yatağına uzanmış telefonuyla oynuyor, her neyse bakıyorsa kıkır kıkır gülüyordu. Seungmin'in geldiğini güldüğü şeyden kafasını kaldırana kadar fark etmemişti. Gülümsemesi yüzünden silinmedi ve Seungmin'i yatağa çağırdı. Seungmin'in kendi yatağına Seungmin'i çağırdı.

"Ne oluyor?" Seungmin çantasını yere atıp yatağına uzanırken sordu.

"Şuna bak!" Felix telefonunda Jisung'un koşarak kaykaya binmeye çalıştığı ve biner binmez kaykayın ikiye ayrıldığı videoyu oynatırken o kadar çok güldü ki Seungmin'in titreyen elleri yüzünden pek bir şey göremedi. "Götünün üstüne yapıştı!" derken kahkaha attı ve iki büklüm bir şekilde yatakta kıvrandı.

"Ne yapıyorsun Felix?"

Felix doğruldu. Daha sakin bir şekilde birkaç kere kıkırdadı ve ardından ifadesini düzleştirip Seungmin'e baktı. "Aradaki buzları kırmaya çalışıyorum."

"Niye?"

"Dostum biraz rahatlar mısın? Jisung gitarını almış. Sana yakında parayı da verir. Artık bize kızgın olman için hiçbir neden yok."

"Gitarımı çaldınız."

"Ve sonra senin için tekrar çaldı. Bu da olayı çözüyor tamam mı? Bizimle takıl. Tüm gün yalnız olmak moralini bozmuyor mu?"

Seungmin ona baktı. Felix'in yeterince arkadaşı vardı. Bu bir gerçek ama onlarla çok yakın olduğunu söylemek biraz zordu. Buradakilerle neredeyse hiç konuşmazdı ama yine de bir grubun içindeydi. Okuldakilerle daha yakın görünüyordu ama yine de Jisung dışında birisiyle yakın olduğunu söylemek zordu. Günün sonunda Felix kendisinden çok farklı değildi.

"Aradaki buzlar kırılınca ne olacak?" Seungmin sordu ve yorganının içindeki yastığını çıkarıp başının altına yerleştirdi. Bir saniye sonra hemen yanına, yastığın ucuna, Felix'in kahverengi saçları yelpaze gibi saçıldı. Yakınlık Seungmin'i gerse bile çok ses çıkarmamaya çalıştı ama yine de biraz sağa kaydı.

"Bilmem belki arkadaş falan oluruz."

"Yeterince arkadaşın var diye düşünüyordum."

"Hayır neredeyse hiç yok." Felix ani bir şekilde itiraf etti. İç çekti ve, "Buradakilerle diğerleri benimle uğraşmasın diye konuşuyorum. Okuldakilerle Hyunjin benimle uğraşmasın diye takılıyorum." diye konuştu.

"Hyunjin mi?"

"Bizim sınıftan bir çocuk işte. Tam bir baş ağrısı ve bana kafayı taktı."

"Yoksa ondan da bir şey mi çaldın?" Niyeti iğneleyici bir yorum yapmaktı ama Felix'in üzerinde ters tepmiş gibi duruyordu. Kafasını ona çevirdi ve güldü.

"Keşke! En azından bana kafayı takmasının bir anlamı olurdu. Tam bir göt."

"Durduk yere taktığına inanmamı mı bekliyorsun?"

road runner ve embesil çakal | seungsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin