Bir hafta jin hyung sürekli dışarı çıkartıyor ve küçük şeylere dokunmamı söylüyordu, beni en çok zorlayan ağaçlardı.
Herkes ellerini koyuyor, sırtını dayıyor du, böceklerden bahsetmiyorum bile, ama alışmıştım, artık mikroplardan o kadar çok korkmuyorum, jin hyung yanıma geldi "hoseok ben çıkıyorum, 1 saat sonra seni arıyacağım tek başına gel tamam mı" dediğinde kafamı salladım "anladım hyung" dediğimde saçlarımı öperek kalktı ve ceketini giyerek gitti.
Telefon ile oynarken mesaj geldi, baktığımda yoongi yazmıştı, yutkundum ve mesaja girdim
Yoonie🥰
HoseokKimsiniz?
Nasıl kimsin, numaramı mı sildin?
Kim olduğunuzu söylermisiniz, yoksa engelleyeceğimHoseok sen numaramı ezbere biliyorsun
Yoongi ben
Anladım, ne için yazdın?Sadece seni merak ettim
Neden?
O gün seni gördüm biliyorsun, sadece tebrik etmek istedim
Teşekkürler
Yani şimdi mikroplardan korkmuyor musun?Hayır
Seni öyle görünce sözümüz aklıma geldi
Ben sözümü tutamadım özür dilerimSözünü tutabilirdin sadece o salak arkadaşlarına kandın, biliyorsun değilmi?
Hoseok onlar arkadaşlarım, kötülüğümü istemezler
Bak bu komik, neden yazdın vaktimi sana harcayamam
Namjoon'da öyle söyledi, onlar bana kötülük yapmaz, sadece seni özledim
Arkadaşlarını özle nede olsa onlar sevgilinden daha önemliydi
Ah cidden şimdilik gidiyorum ama yine yazıcam, görüşürüz_________________
Göz yaşlarım aktığında sildim "adi pislik, kötülük yapmaz mış, ayrıldık biz, bizi ayırdılar görmüyormusun yoongi" diyerek yutkundum, mutfağa giderek su içtim, telefonum çaldığında gittim, jin arıyordu, açtım
-hoseok her zaman gittiğimiz restoranta gelsene
+tamaaam geliyorum, görüşürüz
-görüşürüüz
Telefonu kapatarak ceketimi giyindim, restorant 20 dakika uzaklıktaydı, yürümeye karar verdim, özgürce nefes almak, yaşadığımı hissediyordum resmen, sanki onca yıl hapisanedeydim, arkadaşlarım olmasaydı belkide evde tıkalı kalıcaktım, onlara minnettardım.
Kafaye geldiğimde hepsi oturmuştu, jin "ee yolculuk nasıldı" dediğinde güldük "çook iyiydi" dediğimde kafasını salladı yerime geçtim, yanım boştu, hep yoongi otururdu, kafamı sallayarak arkadaşlarıma baktım.
Jimin "ciddi olamazsın" dediğinde ona baktım "ne oldu?" dediğimde jungkook "yoongi , wooshik ve salak arkadaşları" dediğinde kafamı salladım, biz dışarıda oturuyorduk, wooshik yanımıza geldi "oo namu bizden ayrılıp bunların yanına mı geldin" dediğinde göz devirdim, aptal buradaki herkes onu dövebilirdi ama kendini bir bok sanıyordu.
Namjoon "kararımdan memnunum" dediğinde Jackson "yakıştıramadım namu" dediğinde jin "sizi ilgilendiren bir şey yok, ikileyin" dediğinde wooshik güldü "sanamı kaldı ne yapacağımız" dediğinde jin sinir ile kalktı, üstüne yürüyerek "bana kalırsa çok kötü olur" dediğinde diğerleri geriledi, jin hyung sinirlenince çok korkunç oluyordu, gözlerinin renk değiştirdiğini söylüyorlardı ama bu saçmalıktı yada bize hiç sinirli tarafını göstermediği için bilmiyorduk.
Kolunu tuttum "boşver hyung" dediğimde kafasını salladı, ren "vaay yoongi bu senin mikroplardan korkan eski sevgilin değil mi" dediğinde göz devirdim, yoongi "gidelim hadi" dediğinde Jackson "hoseok şimdi mikroplara dokunabiliyormusun" dediğinde kafamı salladım "sizin gibilere dokunamıyorum maalesef" dediğimde ren üstüme geldiğinde yoongi onu geri çekti "yürüyün" dediğinde gittiler.
Yoongi bana baktı ve sonra gitti, taehyung "yemin ederim hepsini dövücem" dediğinde jungkook "sıkıştırabiliriz" dediğinde hepsi güldü, kaşlarımı çattım "saçmalamayın" dediğimde jin hyung "şaka yapıyoruz hoseok" dediğinde şüphe ile baktım, kesin birşey yapıcaklardı.
Biraz daha oturduk, içecek içtik ve kalkarak dolaşmaya başladık, eldivenlerim ve korkum olmadan hayatı yaşıyor gibiydim.
/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope - you
FanfictionYoongi hoseok'u bıraktığı için pişman olur ve kendini affettirmeye çalışır