7. bölüm.

497 222 221
                                    

Ağlamam durduğunda yavaş hareketler le yerimden doğruldum.
Ne yapmam gerekiyordu bilmiyorum ama bu gece oraya girmeliydim artık harekete geçmem gerekiyor ama hala anlamadığım bir şey vardı Hoseokun dediğine göre babamın odasına hiç dokunulmamış ve öldüğü günden beri kimse içeri bırakılmıyor bunun sebebi neydi her şeyi çözmem gerekiyordu. Ama ilk önce bir plan yapmalıydım komodinin üzerindeki saata baktım dokuz buçuktu,dokuzda yoklama yapılıcaktı.

Kapının açılmasıyla içeri Mingyu ve Ji hoon girmişti.Ji hoon yanıma gelip yatağa oturdu.

"İyimisin özür dilerim aşağı da sana bağırdığım için."
Yüzüne bakarak kafamı salladım.

"Hayır gerek yok benim biraz moralim bozuktu sende bağırınca aşırı tepki verdim asıl ben özür dilerim."

Ji hoon tam bir şeyler söylemek için ağzını açmıştı ki Mingyunun konuşmasıyla geri kapadı.

"Olamaz saat nerdeyse dokuz olucak ama biz hala temizlik yapmıyoruz."
Dediği şeye hepimiz telaşlanmıştık Jongin bile yerinden hızlı bir şekilde kalkmıştı.Dördümüzde koşturarak bir şeyler yapıyorduk çünkü Yoklamayı yapan Min yongi subaeydi o da çok titiz biridir,yaklaşık on beş dakikanın ardından her yeri toplamışdık,Mingyu ve Ji hoon kendini yere atıp konuşmaya başladılar .

"Bu ne yaa ben öldüm bu gün yemekte yiyemedim zaten bu nasıl bi hayat yaaaaa".

Migyunun sızlanması bitmemişti ki kapının açılmasıyla dördümüzde hazır ol vaziyetinde yatakların önünde durduk
İçeriye Yongi ve Jimin sunbae girdi,ikiside çok ciddi bir suratla etrafa dikkatlice bakıyorlardı Yongi sunbae yataklarımıza yaklaşıp bakmaya başladı Jiminse balkona çıkarak temiz olup olmadığını kontrol ediyordu, tam da hiç bir şey bulamamaları için içimden dualar ediyordum ki Yonginin sesiyle duamın şimdiden kabul olmuyacağını anladım.

"Bu yatak kimin?"
soğuk sesiyle sorduğu soruyla yatağa baktım bu aptal Mingyunun yatağıydı içimden kafamı duvara vurmayı geçirsemde bunu dışarıdan belli etmedim, Mingyu korkarak elini kaldırdı.

"B-benim efendim"
Yongi yastığın altındakı çorapı alarak gözümüzün önünde salladı.

"Buda mı senin?"
Mingyu derinden yutkunduktan sonra kafasını salladı.
Yonginin bağırmasıyla  donup kalmıştık.

"PEKİ BURDA NE YAPIYOR?""
Şu an hepimiz korktuğumuz için ne söyleyeceğimizi bilmiyorduk,Yongi sert sesiyle bir daha konuşana dek hiç kimseden tek kelime bile çıkmamıştı. Jimin sunbae bile konuşmuyordu.

"Otuz şınav"
Kafamı kaldırdığım da onunla göz göze geldim.

"Ne?!"
Yüzündeki umursamaz bakışıyla tekrar konuştu.

"Cezanız otuz şınav çekmek,hadi başlayın".
Bu dediğiyle üçümüzde Mingyuya öldürücü bakışlar yolladık oysa üzgün bakışlar la bize bakıyordu.

"Daha ne kadar beklememiz lazım,hadi.."
Oflayarak şınav vaziyetini aldık dördümüzde.

"Bir...."

"İki..."

"Üç...."

Evet kızda olsam altı ay içinde şınav dahil bir çok şeyi öğrenmiştim ama otuz şınav biraz fazlaydı.

"Yirmi dokuz"

"Otuz"
Bitmiştim artık, diğerlerininde benden bir farkı yoktu,Yongi ve Jimin odadan çıktığı an hepimiz kendimizi yere attık.

"Lan Mingyu senin ben beynini...... gerizekalı o çorap yastığın altında ne yapıyordu?"
Ji hoonun yakarışlarına gülmüştüm.

"Ya özür dilerim orada olduğunu unutmuşum"
İkiside öldürücek gibi Mingyu ya bakıyordu.

Revenge (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin