20.

169 23 16
                                    

"Yeosang bi konuşsan varya her şey patır patır ortaya dökülecek konuşsana amk!"

"Siz laftan anlamıyor musunuz lan? Siz ne biliyorsanız bende onları biliyorum işte." Bıkmışcasına yakasını silkeledi.

"Ben onu sormuyorum." Oturduğu sandalyeyi kendime doğru çektiğimde iki yanını tutmuştu. "Seung hala seviyor mu Chan'ı? Onu söylesen yeter!"

"Niye söyleyeyim?"

"Söyle işte agalarıyız biz onun!"

"Bir şartla." Hyunjin omzumu sıktı.

"Ne şartıymış?"

"Jongho."

"Ne olmuş Jongho'ya?" Anlamamama şaşırmış gibi kaşları çatıldı. Hyunjin ellerini omzumdan çekip "Ben şimdi anladım senii!" dediğinde ikisine de anlamadan bakıyordum.

"Jongho'dan hoşlanıyor. Kısacası bizi yapın diyor beya! O iş kolay." Bu sefer Yeo'nun arkasına geçmişti. "Hallederiz, güven sen bize." Haneul sınıfın diğer köşesinden seslendi.

"Güvenme Yeo Hyung başına bela alırsın."

"Sus be sende! Jongho'dan hoşlanmak başlı başına bela zaten." Hyunjin dedikoducu karılar gibi çekirdek çöplerini çöpe boşalttı. "Her gün farklı bi kızla."

"O da var." Yeosang'ın morali bozulmuştu. Omzuna vurdum.

"Bi Minsung vakası daha. Hallederiz onu merak etme sen güya Jisung da erkeklerden hoşlanmıyordu ama şuan sevgiliyiz. Sen söyle bi Chan'ı seviyor mu sevmiyor mu?"

"Sevmediğini söylüyor ama geceleri adını sayıklıyor."

"Sen nereden biliyon lan?"

"Üç gündür bende yatıya kalıyor da ondan. Bir insan her gece mi kabus görüp Chan diye sayıklar? Duymadığımı sanıyor siz de benden duymadınız." Sinsice gülümserken dudaklarımı fermuar kapatır gibi parmağımla geçtim.

"Üç maymunum şuan. Hiç bir şey çıkmaz benden."

"O zaman bu gece dışardayız?" Hyunjin'e döndük.

"Ne dışarısı?" Siyah şapkasını çıkartıp saçlarını arkaya attı.

"Yeo ve Jong'u tek bırakmamız lazım. Seung ve Chan'ı da."

"Seung'la Chan biraz zor." Yeo'ya göz ucuyla baktım.

"Ama bunların ihtimal var. Nerdeyiz?"

"Cıncır Gazino."

Yeo'ya aynı anda "Ne?" dediğimizde gözlerini devirdi.

"Ya sokağın başındaki gazino varya? Cıncır Gazino işte! Hem sahibi tanıdık oraya gidelim."

"Taşşak geçme lan bi kere de. Mingi bilir bi yerler."

"Niye ya, Cıncır Gazino iyiydi."

"Başlatma cırcır gazinona amk!"

"Cırcır değil, cıncır. Lugat bilgisi de yok bunun." 

"Her neyse," diyerek ayağı kalktım. "Behlül kaçar."

"Koş git hemen Bihter'ine, bende Bülent gibi bekleyeyim anca." Kapıdan çıkarken bay bay yaptım.

"Sevgilim? Nerdesin?" Sınıfının olduğu kata geldiğimde duraksadım. Öğretmenler odasından sesler geliyordu.

Müdür Beycik, bir öğretmeni kenara kıstırmıştı.

"Vay! Heyt be hocam benim! Beton yetmez beton!" Korkuyla sıçrayarak uzaklaştı.

"Yine mi sen?" Gözlüklerini düzeltmeye çalışırken zengin ama piç bankacılar gibi görünüyordu.

"Tabii yine ben." Biri kolumdan tutup zorla çektiğinde Müdürden uzaklaşmıştım.

"Olm sen harbili malsın."

"Wooyoung bıraksana amk!"

"Lan müdür Haneul'un sınıf öğretmeni! Bi sal adamı çocuktan çıkarır hırsını diye korkuyorum."

"San nerde?" Yanında yoktu.

"Ne alaka şimdi?" Sesi bi garipti.

"San nerden olum?"

"Mingi gibi düşün," dedi. "orda burda. Ona yakışmayan her yerde."

"Hadi lan. Hadi Mingi'ye alıştık da San'ın ne zoru var?"

Omuz silkti. "Ne bileyim ben? Beni ilgilendirmez."

"Bilmiyom mu sanıyon San'dan hoşlandığını? Hatırlarsan bende birinden hoşlandım anlarım."

"Şuan hoşlanmıyor musun aga?"

"Şuan direkt aşığım ya aga!"

"O da doğru."

"Bu akşam gecelere akmayı planlıyoruz. Geleceksin demi?"

"Gelirim heralde. Mesajlaşırız." 

"Woo, baksana lan bi şu soruya.

"Akşam görüşürüz." Yanımdan ayrıldı.

Telefonumu aldım.

Minho Jisung benim haberiniz ola adlı sohbet grubunu kurdu.

Minho, Sevgilimciğim, Hyunjin, Seung, Changbin, Hong, Hwa, Yunho, Yeo, Mingi, Jongho, San, Wooyong, Jeongin, Felix, Taehyun adlı kişileri gruba ekledi.

Jisung benim haberiniz ola

Taehyun

ben nalaka amk

Minho

danışmana ihtiyacımız vardı sorgulama

Taehyun

pki.

Minho

adam ol

durup durup iki bölüm atmak en güzel aktivitem

Kim Milyoner Olmak İster? [Minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin