Kim Milyoner Olmak İster? [Minsung]

8.

"Ya bakın vallahi çok yakındı bu sefer ya! Niye inanmıyonuz a-"

"Fazla konuşma Minho o saçlar için ne kadar uğraştım ben biliyorsun değil mi? Lan ben seni bu ellerle hazırladım bizzat ben! Bi boku da becer amına koyayım ya!"

"Sen bile ana bacı sövüyosan durum ciddi."

"O saçların hali ne lan." Hyunjin sıraya gelmişti. "İçine sıçsaydın direkt." Sarı sarı ortada dolanmamak için sprey boyayla boyamıştım ama çoktan akmıştı bile. Şuan umursayacak halde değildim, zaten bir ders vardı ve beni gün boyu idare etmişti. Agzina sictigimin saci sarıya dönerken boya tutuyor sprey olunca tutmuyor.

"Sprey boyayla boyadım ama tutmadı be."

"Tutmaz tabi," Felix sabahtan beri sadece bana çıkışıp duruyordu. "benim boyayana kadar anam ağladı adam kıçıkırık sprey boyayla boyayıp bir de tutmadı diyor."

"Konumuz bu değil arkadaşlar konumuz Jisung."

"Kabul edecek bu arada."

"Giderken kapıyı kapattı ama."

"Kapıyı yüzüne kapatmadı aga farkındaysan kapıyı aralık bırakmış. Kapattı demeyi bırak artık."

"Of ya." diyerek kalemimi elimde çevirmeye başladım. Orada cam kenarında Yeosang'la konuşuyordu. Yeo neden bizim sınıftaydı acaba?

"Kaçıncıydı bu?" Sırıtırken bağırarak söyledim.

"Otuz yedinciydi Changbin!"

Biri sanki başına sertçe vurmuş gibi arkasına dönmüştü. Gözlerimiz kesiştiğinde "Otuz sekiz!" diye bağırdı. Sınıftaki herkesin bakışları ona döndüğünde yaptığının farkına varmıştı.

"Şerefsiz." dediğini duydum Yeosang'a. Beni kastettiği kesindi.

Jeongin okuduğu kitabı bıraktığı nadir anlardan birinde "Sanırım senden hoşlanıyor Hyung." diye mırıldandı. O kitabı üç günden beri okuyordu.

"Onun ihtimali bile yok."

"O zaman neden kaç kez çıkma teklifi ettiğini sayıyor?  Ya da sen neden sürekli onun peşindesin? Eğer senden hoşlanma gibi bir ihtimali olmasaydı onun peşinde olmazdın. Demek ki o ihtimalin bir gün gerçekleşeceğini biliyorsun ve o zamanı bekliyorsun."

Derin bir sessizlik.

Seungmin'in arka sıradan "Kitaba başlattım onu." dediğini işittim. "O yüzden Sherlock çakması gibi."

Changbin elindeki kitabı çekip aldı. "Seung var mı böyle başka kitap sende aga? Minho'ya lazım şu bebe kadar olamıyor." Kitabı önüme attı. "Beyin yerine benzin mi var sende kardeş? İki adım attın mı bitiyor."

"Bozuk bende ki." Eliyle ensemi tutup ayağı kaldırmaya çalıştı.

"Gel kanka hemen, çözümü var iki duvara vurduk mu tamamdır. Türk usulü."

Ortama yeni katılan Wooyoung "Kırma yanlışlıkla." diyerek iki sıra öteme oturmuştu. "Yalnız Minho bizim bir iş vardı. San'la aynı proje grubuna koyacaktın beni hatırlatmasam aklına gelmeyecek kanka."

"Haa." dedim Felix'e bakarak. "Bir de o vardı." Ellerini benden günah gitti der gibi iki yana açmıştı.

"Hallederiz ya fazla sey etme." Geçiştirmenin yolunu arıyordum.

"Ya olum hallet işte çıkışta! Adam geç çıkmıyor mu?"

"Geç çıkıyor."

"E taam işte halledin Hyunjin'le." Hyunjin yüzündeki hayat agzina sicim gene mi ben ifadesini sunarak "Ben olmaz." dedi. "Minho'yla en son hoca ayartma işine girdiğimiz de beni ortada bırakıp kendisi sıyrıldı. Bi daha olmaz. Changbin'le gitsin."