8; Denizinde boğuluyorum,

23 6 88
                                    

I'm scared
It feels like you don't care
Enlighten me, my dear
Why am I still here?
I don't mean to be complacent with the decisions you made
But why?


On dakika önceydi,Kim Taehyung diğer bir değişle küstah adam beni şiddetli bir şekilde sarsarak uyandırmıştı.Pekala beni taşımasını bekliyor değildim ancak bu kadar şiddetli bir şekilde uyandırılmayı da hedeflememiştim.

Bu yüzdendir ki uyandırılmanın ve bana karşı olan tavrının siniriyle onunla yine laf dalaşına girmiştim.

Tanrım beni cidden deli ediyordu.
Her anlamda.

Şimdi de dakikalar önce girdiğimiz iki katlı müstakil evin salonunda oturmuş onu bekliyordum.Neden beni evime bırakmamıştı anlamıyordum,yaklaşık 2 saat araba sürmüştü ve ben ona odaklanmadığım ya da uyumadığım zaman yolu izlediğim kadarıyla şehir içinden geçmediğimizi biliyordum.

Şehir dışından uzak bir ormanlık eve gelmiştik belli ki.Burada ne yapacaktık onu da çok merak ediyordum.

"Dalmışsın yine" geldiğini görmediğim Taehyung elindeki temiz kıyafetleri ve havluyu önüme bıraktı. "Banyoyu hazırladım" düşünceleriyle boğuşan bana bakarak yeniden konuştuğunda sonunda dikkatimi ona verebildim.

"Teşekkürler" uykudan yeni uyandığım için zar zor konuşuyordum,boğazımda da tuhaf bir acı kendini belli ediyordu.Pekala kesinlikle hasta olacaktım.

Taehyung'a soracağım soruları sonraya bırakarak ayaklanıyorum ve önümde duran kıyafetleri alarak adım atıyorum.Ancak ben bir adım atar atmaz tökezliyorum ve neredeyse düşmek üzereyken Taehyung kolumdan yakalıyor.

Pekala aramızda romantik bir an gerçekleşmiyor çünkü Taehyung hızlıca beni eski konumuma getirerek vakit kaybetmeden elini alnıma yaslıyor.

"Jungkook çok ateşin var" ne dediğini doğru düzgün idrak edemiyorum "yanıyor muyum?" gözlerimi zar zor açık tutuyorum,elini alnımdan çekerek bu sefer dudaklarını yaslıyor tenime.

Kendine has erkeksi kokusu ve deniz köpüğüne benzer bir parfüm doluyor burnuma.

"Yanıyorsun" gözlerimi kapatıyorum kokusunun güzelliğine dayanamayarak, "yanıyorum" diye destekliyorum onu.

Çok fena yanıyorum hem de.

Kolumu tutan eli belime sarılıyor ardından diğer kolunu da bacaklarımda hissediyorum.Saniyeler sonra havalandığımda kapattığım gözlerimi açıyorum hızlıca.

Aslında tek başıma yukarı çıkacak kadar iyi olduğumu ona söylemek istesem bile yakınlığının keyfini çıkarmak için sesimi çıkartmıyorum.

Taehyung merdivenleri saniyeler içinde çıkarken beni de sıkıca tutmaya özen gösteriyor,hatta öyle sıkı öyle kendine yakın tutuyor ki boynuna kapanmamak için zor tutuyorum kendimi.

Açık banyo kapısından girerek beni dizine yaslıyor.Tek eliyle küveti açıyor ve beni hızlıca içine bırakıyor.Daha kurumamış kıyafetlerim yeniden suyla buluşurken ılık suyun bedenime temasını memnuniyetle kabul ediyorum.

"Burası senin su çok soğuk diyerek karşı koyman gereken yer değil mi?" diye mırıldanıyor, "Belli ki çok konulu izliyorsun" onu terslememe sesini çıkarmıyor ancak benim inadıma yapar gibi suyu biraz daha soğuk yapıyor.

Bilmiyor ki ben düşüncelerimden kaçmak ve zihnimi dizginleyebilmek adına soğuk duş almaya alışığım.

"Kıyafetlerini çıkart" emreder gibi konuşması beni yine sinirlendirse bile dediğini yapmanın daha mantıklı olduğuna karar veriyorum.

Delibal / TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin