10; Yalnızım'

27 6 63
                                    

Telling myself I won't go there
Oh, but I know that I won't care
Tryna wash away all the blood I've spilt
This lust is a burden that we both share
Two sinners can't atone from a lone prayer
Souls tied, intertwined by our pride and guilt
There's darkness in the distance
From the way that I've been livin'
But I know I can't resist it


Yalnızım.
Etrafımda onlarca insan olmasına rağmen yine de yalnız hissetmemden bahsetmiyorum. Gerçek anlamda,tüm hayatım boyunca kimsesiz olmaktan,daha da kötüsü iki gündür onsuz oluşumdan bahsetiyorum.

Taehyung'un beni getirdiği bu ücra evin içindeki 2. Günüm. Ama ondan ayrı kaldığım her saat sanki asırlardır onu görmemişim gibi özlem duyduruyor bana.

O gün,yani yaklaşık iki gün önce; bana ettiği sözlerden sonra yanağından akan bir damla yaş içime öyle bir işlemişti ki, Taehyung ona gelen ani telefon sonucu evden gitmek zorunda kaldığında saatlerce ağlamıştım.O bir damla gözyaşı döktü diye saatlerce..

Çünkü içimde bir yerlerde kabul edemesem dahi ona aşık olduğumu biliyordum.Geri dönülemez bir şekilde ona tutulduğumu..
Ve o her ne kadar süslü cümlelerle yetinse dahi benimle aynı duyguları paylaştığını hissetmek zor değildi.

Yine de mantıksızdı. Bunca insan içinde mucizevi bir şekilde o gece o uçurum kenarına gidenin ben olması ve Taehyung'a göre onu kurtarmış olmam mantığıma sığmıyordu.

Her şeyi geçtim,beni nasıl sevebilirdi?
Beş kuruş param olmamasına rağmen kendine denk birini değilde neden beni?
Bu sorular aklımı kurcalarken ya benimle oyun oynuyorsa diye düşünmeden edemedim.

Ya benimle oyun oynuyorsa ve beni kendine iyice aşık ettikten sonra öylece çekip giderse..

Düşüncelerime ara veren şey gecenin bir yarısı alt kapıdan gelen anahtar sesleriydi. Büyük ihtimalle Taehyung gelmişti bu yüzden saatin çok geç olmasını ve onun yorgun olma ihtimalini umursamadan yataktan çıktım.

Ben merdivenleri oldukça yavaş bir şekilde inerken kapının aralanmasıyla bir kaç saniye olduğum yerde durdum. Çünkü bir kaç metre uzağımda olan kişinin nefes alışverişinin Taehyung'a ait olmadığından yüzde yüz emindim.

Yabancı birinin eve girmiş olmasına karşı anında tepki vererek titreyen ellerim şu an bana hiç yardımcı olmuyordu. Hâlâ merdivenin yarısında olduğum aklıma gelince yukarıya çıkmak için arkamı dönmüştüm ki yukarıya sandığımdan daha uzak olduğumu fark ettim. Derin bir nefes alarak son kalan basamakları titreyen vücudum eşliğinde indiğim sırada yabancı ki büyük ihtimalle hırsız da kapıdan içeriye girmişti.

Ben hızlıca açılan kapının arkasına girerken oldukça yavaş nefes alıyordum,hatta öyle yavaştı ki biraz daha böyle durursam bayılma ihtimalim vardı sanırım. Bir kaç kere kendimi telkin ettikten sonra eve girenlerin kaç kişi olduğunu anlamak için kafamı olduğum yerden biraz uzattım.

Bahçedeki lambaların ışığının vurduğu kadar etrafı görebiliyordum. İçeriye sadece bir kişi girmişti,ben bunun rahatlığıyla neredeyse gülümseyecektim ki kapı aralığından gördüğüm şeyle dona kaldım.

Bir kişi içeride ve sayamadığım kadar çok kişi dışarıdaydı. 10? Hayır neredeyse iki katı kadar adam kapının önüne dizilmiş omuzlarına dayadıkları silahlara içeri giren adamlarını izliyorlardı.

Bir kişiyi halledebilirdim pekala,ancak bahçedeki silahlı adamları ne yapacaktım hiçbir fikrim yoktu. Büyük ihtimalle öleceğim diye düşündüm, hatta ihtimal değil kesinlikle ölecektim.

Delibal / TaeKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin