three

90 6 47
                                    

yağmur, olduğu yerde kalmıştı. delicesine ağlıyordu, düşünüyordu, ama mantıklı mıydı bilmiyordu. dorukhan ona söz vermişti, bir daha olmayacaktı, onu bir defa zaten affetmişti.

sarhoş olduğu için.

ama ya tekrar yaptıysa diye düşünmekten alıkoyamıyordu kendini. güvenemiyordu belki de, asla ona aynı gözle bakamamıştı da, ama sevdiği için son bir şans vermişti.

makyajı bozulmuştu, üzeri dağılmıştı. ama kendini toparlamak zorundaydı, arkadaşları gelecekti. yapamıyordu, denese de olmuyordu.

o sırada kapı zili duyulmuştu, muhtemelen arkadaşları gelmişti.

gözlerini silip aynaya bakmıştı, berbat görünüyordu ama açmak zorundaydı. kapıyı açtığında herkesin orada olduğunu görmüştü, aynı anda gelmişlerdi.

hepsinin gülen yüzü, yağmur'un ağlamış ve kıpkırmızı yüzünü gördüğünde solmuştu, kızlar hızlıca ona ilerlemişti, erkekler ise birbirine bakıyordu öylece. daha doğrusu, altay ve mert, talha yanlarında değildi.

"ne oldu, hey.. neden ağlıyorsun?" dedi yaprak, yağmur'un yüzünü tutarken, ama yağmur ağlamaktan anlatamıyordu. telefonunu uzatmıştı, mesajı okusunlar diye.

elden ele telefon herkesi dolaşmıştı, en son okuyan mert bir küfür savurmuştu dorukhan'a, biliyordu olacakları, uyarmıştı.

"ben demiştim, demiştim!" dedi altay o sırada da, "bir kere yapan, daha sonra da yapar, affetmeyecektin."

ama araya sevgi girmişti sinirle, şimdi bu şekilde üzerine gitmemelilerdi.

"altay, sus. kız zaten ağlıyor, ben demiştim demenin yeri mi gerçekten?"

altay omuz silkerek susmuştu, bir kenara oturdu içeriye geçerek. kızlar ise yağmur'u teselli ediyordu, simay ise düşünüyordu. iki gün içerisinde iki tane aldatma mesajı gelmişti, acaba ikisi de bir oyun olabilir miydi, kamera şakasına da benzemiyordu pek ama.

"emin misin, bunun kimden geldiğini biliyor musun?" diye sormuştu simay, kendisine mesaj atan numarayla aynıydı, merak ediyordu. aratmıştı da numarayı, kimsenin üzerine kayıtlı değildi, hiçbir bilgi alamamıştı.

"hayır, hayatımda ilk defa görüyorum bu numarayı, kayıtlı bile değil. hem böyle numara olmaz ki normalde zaten.."

"gerçekten, garip bir numara." dedi mert, telefonu alıp tekrardan bakmıştı. "ya birisi kötü bir şaka yapıyor, anlamak için dorukhan'ı bulmamız lazım."

"telefonu kapalı." dedi içeriye giren talha, herkes ona garip bakışlarla bakmıştı. elinde kocaman bir tatlı kutusu vardı. "ne o, hayatınızda tatlı mı görmediniz, niye bakıyorsunuz?"

"hayır talha, sen neden dorukhan'ı aradın?"

"kapıdan girerken duydum gürültüyü, ben de arayayım dedim. zaten sesli mesaja düştü hemen."

"en son kavga ettiğiniz için, araman garip geldi."

"arkadaşımıza yardım olsun diye aradım, kız ağlaya ağlaya aramakla mı uğraşsın?" dedi talha üste çıkarak, ama simay ona inanmayan bakışlarla bakıyordu.

bir süre sessizce durmuşlardı, daha doğrusu yağmur'un ağlamasını durdurmaya çalışıyorlardı. ama o sırada bahçeden gelen seslerle beraber ayağa kalkmışlardı, bahçe kapısından çıktılar.

"ulan orospu çocuğu!" diyerek mesut, dorukhan'ın yüzüne bir yumruk geçirmişti. durmadan ona vuruyordu. mauro ise mesut'u tutmaya çalışıyordu.

"senin bu yaptığını, bu mauro bile yapmaz." demişti mesut.

mauro, gözlerini devirmişti. her konu ona patlıyordu zaten şaşırmamıştı.

"noluyor lan?" diye araya girmişti mert ve talha, dorukhan'ı zorla mesut'un elinden almışlardı. ama ağzı burnu patlamıştı.

"mauro ile bir otelin kafesindeydik, bunu gördük, yanında iki kadınla beraber merdivenleri iniyordu!" dedi mesut sinirle.

"sonra mesut dövmeye kalktı ama zorlukla aldım ikisini de, buraya getirdim." diye tamamladı mauro, herkes şok içindeydi, bu sefer de kızlar bir anda dorukhan'ın üzerine saldırmıştı.

sevgi, çantasıyla dorukhana vururken, yaprak ise onun gözüne çantasında taşıdığı biber gazını sıkmıştı, simay ise yağmur'u teselli etmekle uğraşıyordu.

ortam iyice gerilmişti, sevgilileri kızları geriye çekmişti. ama dorukhan'ın gözleri bir süreliğine açılmayacak gibiydi.

simay, telefonuna gelen mesajla beraber, onların arasından biraz uzaklaşmıştı, yine bilinmeyen numaradandı.

"yine ben.. sıkıldın mı yoksa benden simay? ama bu sefer sana faydalı bir şeyle geldim, biliyor musun, mesut, yağmur'a abilik yapıyor gibi görünse de ona aşık, dorukhan'a ve diğerlerine bunu herkesin içinde söyle, ben de sana talha'nın sevgilisinin adını söyleyeyim. iyi düşün, bu fırsat kaçmaz!"



valla bu bilinmeyen, bu aralar benim sinirlerimle çok oynuyor ama yazmaya devam ediyorum çünkü bir motive oldum..

merkezenokta yaprakyetoo okyanushuzuru

diğer cinayet temalı kurguyu akşama doğru salıcam, cast&playlist falan hazırlamam lazıım.

çoook öptüm aşklarımm <3

real friends, interactive.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin