"beni özlediniz mi?" diyerek yanlarına ilerlemişti dorukhan, yüzünde psikopatca bir sırıtış vardı. ilerledi.
"ulan orospu çocuğu, keşke bu itler bıraksaydı da seni gebertseydim!" dedi mesut, dorukhan'ın üzerine yürürken, saldıracaktı, ama o sırada dorukhan korkuyla silahını çıkartmıştı.
"sende varsa, bizde de var." demişti simay, dorukhan'a doğrulttu silahını. ama o sırada, içeriye birçok silahlı adam girmişti.
"sizde varsa, bende daha çok var." diye cevapladı onu dorukhan, hepsine teker teker bakmaya, incelemeye başladı. gözleri yağmur'da durunca onun yanına ilerlemeye başladı.
"onlarla beraber, bu güzel yüzün de yanmasını istemiyorum."
dedi dorukhan, o iğrenç sırıtışı suratından silmek istiyordu herkes onun.
"benimle gelmelisin, çünkü seni aldatmadım, hepsi bu salakları yeme getirmek içindi."
yağmur ona anlamsız bakışlar atıyordu, kızlar ise onu dürtmüştü, inanmasını istemiyordu ona. ama o sırada yağmur bir adım attı, atmadan önce de gözleri abisinde ve mesut'ta dolaştı.
"haklısın, ben neden onlarla beraber öleceğim ki." dorukhan gülerek alkışladı onu.
"siz kendinize 'gerçek arkadaşlar' mı diyorsunuz, gülünç. bakın, sizi yüzüstü bıraktı."
hoşuna gitmişti bu eğlence dorukhan'ın, planı başarıyla ilerliyordu.
"yağmur, saçmalıyorsun.. bizi öldürmeye kalktı, herkesi birbirine düşürdü, onunla gidemezsin!" dedi yaprak, çünkü biliyordu ki dorukhan berbat bir yalancıydı, yağmur dışında herkes anlamış gibi gözüküyordu.
"yaprak'ı kaçırdı, arkadaşını, öldürecekti, onu bu şekilde ödüllendiriyor musun, bizi yarı yolda bırakarak." dedi sevgi, ama yağmur onlara pek kulak asmamıştı, birkaç adım atarak dorukhan'ın yanına yürüdü, ve onun tam yanında durdu.
dorukhan hızla onu kendine çekmişti bile, yağmur ona gülümsedi.
"bize bunu nasıl yapabildin, dorukhan'ı biliyoruz, ama sen?" dedi mert.
"ama bence sen hiç konuşmamalısın mert.. sıra sana da gelecek, bekle biraz."
"sikerim beklemesini, söyle artık, korkmuyorum! hatta ben söyleyeyim! ben-"
dediği gibi adamlardan birisi mert'in başına vurup onu bayıltmışlardı, sözünü bile tamamlayamadan.
yaprak onun yanına çöktü, ayıltmak istemişti ama imkansızdı.
"ne diyecekti mert?" diye sordu olduğu yerden sonrasında.
"her şeyin bir sırası var ama, plana uymam gerekiyordu." dedi dorukhan, oldukça rahattı, buradan batırmayacağını umut ediyordu.
"sana, mert, ne, söyleyecekti, dedim!" diyerek bağırdı yaprak, onun üzerine de yürümüştü, ama korumalardan birkaçı onu tuttu.
"hadi ama, çok sıkıcısın yaprak.. tabii ki içinizdeki hainin kim olduğunu söyleyecekti."
herkes birbirine bakmıştı o anda, öyle bir şey olmadığına emin gibilerdi, ama vardı, hemde hiç beklemedikleri birisi.
"kim olduğunu söyle, yeter artık, kim!" altay araya girmişti artık sinirlerini tutamayarak, normalde pek sinirlenen birisi değildi ama başlarına gelen bu kadar beladan sonra sakin kalması imkansızdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
real friends, interactive.
Fanfictioni'm always blamin' you, but what's sad, you're not the problem. || tamamlandı.