four

84 4 86
                                    

simay birkaç dakika daha mesaja bakmıştı, ne yapacağını düşünüyordu. bakışları bit mesajda, bir de arkadaşlarında dolaşıyordu.

talha'nın sevgilisini merak ediyordu, ama bunun için yağmur ve mesut'u ateşe atmak istemiyordu, ama onların arasında zaten bir şey yoktu ki.

sadece mesut'un duygularını çıtlatacaktı, bir şey olmaz diye düşünüyordu.

telefonunun ekranını kilitleyip arkadaşlarının yanına ilerlemişti, baktı. gerginlik hâlâ sürüyordu, talha dorukhan'ın suratına su atmıştı, belki gözleri düzelir diyerekten.

"oğlum napıyorsun ya, sırılsıklam oldum."

"sana da iyilik yaramıyor ya, su yerine yumruk mu atsaydım gözüne." dedi talha, gözlerini devirmişti.

ama simay, o sırada araya girmişti. şimdi söylemezse, asla söyleyemezdi. cesaretlenmişken bunu kullanmalıydı.

"ben, size bir şey söylemek istiyorum."

"ne oldu ki?" diye sormuştu yaprak, simay'ın bu ciddiliğini garipsemişti, genelde görmezdi.

"aslında size değil de, mesut'a bir şey soracağım, neden dorukhan'ı bu kadar hırpaladığını anlayamadım."

mesut duraksamıştı, ne söyleyebilirdi ki, seviyordu, ama yağmur'un onu abisi gibi görmesi sebebiyle içinde tutuyordu, o rahatsız olmasın diye.

"neden olacak ki, yağmur benim kardeşim gibi, ona zarar verene, zarar veririm. basit."

"başka bir sebebi yok mu hiç?" diye sorgulamaya başlamıştı, herkes garipsemeye başlamıştı. simay'ın neden bu konuları eşelediğini merak ediyorlardı.

"ne olacak ki simay ya, rahat bırak." dedi mert, durumları biliyordu. ama söyleyemezdi, belli edemezdi. mesut çok iyi bir arkadaşıydı.

"bilmem, belki farklı bir sebebi vardır.. aşk gibi."

mesut öyle demesiyle beraber öksürmeye başlamıştı, altay onun sırtına vurmuştu.

"hee simay, aşığım yağmur'a da ondan dövdüm dorukhan'ı." demişti mesut, herkes birkaç saniye inanmışcasına beklemişti.

daha sonra talha'nın attığı kahkaha ile beraber, gülmeye başlamışlardı.

"hiç güleceğim yoktu sevgilim ya, ne diyorsun sen?" dedi talha, simay'a. ama simay neden onun olaya karıştığını anlayamamıştı.

"talha, sen neden karışıyorsun, mesut'a sormuştum ben."

"simay ya, nereden çıkartıyorsun, mesut benim abim sayılır."

demişti yağmur, ama simay vazgeçmedi.

"ama abi demiyorsun, neden?"

"çünkü abi denmesinden hoşlanmıyor, hiçbirimiz demiyoruz ya hani."

simay mecburen kafasını sallamıştı, bir süre sonra ise telefonunu da alarak içeriye girmişti. bu sohbete dahil olmak yerine, bilinmeyenin söz verdiği bilgiyi alacaktı.

sonuçta o söylemişti, inanmamaları kendi problemleriydi.

parmaklarını klavyede gezdirerek hızlıca bir mesaj yazdı, ve gönderdi.

"dediğini yaptım, mesut'un sevdiğini söyledim."

"ama sana inanmadılar, farkında mısın?"

"sen bana inanıp inanmamalarıyla ilgili bir şey söylemedin, şimdi söyle bana, kim talha'nın sevgilisi?"

"orası da doğru gibi, ama görevini tamamen yerine getirmediğin için ufak bir ipucu vereceğim. talha'nın sevgilisinin baş harfi 'y'. sana şimdiden iyi aramalar. :)"

y harfi.. diye düşünmeye başlamıştı simay, korkuyordu, iki arkadaşının adı da y harfi ile başlıyordu, demek ikisinden biri diye düşünmeye başladı.

sinirlerine hakim olmaya çalışsa da, bu çok zordu. belki aylardır, yıllardır beni uyutuyorlardı diye düşünmeye başlamıştı, bir hışımla bahçeye çıktı. ve hızla tartışan arkadaşlarının arasına geçti.

ve o sırada iki elinin birisini yağmur'un, diğerini ise yaprak'ın saçına uzatmıştı..



aşklarım çok kısa oldu biliyorum ama iftardan sonra bir mide bulantısı geldi, anca bu kadar yazabildim.. affedin, telafi edeceğim umarıım.

okyanushuzuru yaprakyetoo merkezenokta

çoook çok öpüyoruum. <3

real friends, interactive.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin