Gözlerimi açtığımda yabancı bir adam o Adam'ın yakasını tutup yüzüne peş peşe yumruk atıyordu adama;
"-Lan haysiyetsiz şerefsizler, masum bir kızdan yararlanmayamı çalışıyordunuz lan." kükreyerek dedi. adamın bağırmasıyla biraz irkilerek geriye kaçtım. adamın sesi korkulacak cinstendi. kollarımda eller hissettim. başımı sola çevirdiğimde. yaşlı bir kadın gördüm, sağa çevirdiğimde benim yaşlarımda bir kız vardı ikisi de bana endişeyle bakıyorlardı;
"-İyimisin bir şey yaptılarmı sana." dedi benim yaşlarımdaki kız. kafamı olumlu anlamda sallayarak;
"-İyiyim, bir şey yapmadılar bana. Allah sizden razı olsun iyi ki de geldiniz, kurtardınız beni." deyip kıza sarılarak ağlamaya başladım;
"-Amin cümlemizden, hepimizden Allah razı olsun." deyip sırtımı okşadı;
"-Hadi kalkalım. çıkalım buradan çok korkmuşsundur şimdi sen." deyip ikiside yerden kalkmama yardım ettiler. Adamın olduğu tarafa doğru baktığımda, hâlâ onları dövüyordu.
yanımdaki kadın yanımdan giderek adamın olduğu tarafa doğru gitti. birden adamın kolunu tutarak ona dönmesini sağladı;
"-Ömer, tamam oğlum yeter."
"-Ne yeter anne, ne yeter bunlar yaşamayı haketmiyorlar." deyip sağ ayağıyla vurmaya devam ediyordu onlara. kadın oğlunun elini tutup sakinleştirmeye çalışıyordu ama olmuyordu;
"-Ömer yeter, kız çok korkuyor onu buradan çıkarmalıyız." yanımdaki kız bunları dediğinde ömer denen adam saniyesinde benim olduğum tarafa baktı. hatta gözlerimin içine baktı birkaç saniye saniye bile değildi. ama o bakışmada kalbim alev alev yanmaya başladı. içimde anlamdıramadığım duygular oluşmaya başladı. sonra hemen gözlerini çekip bahçeden çıktı. yanımdaki kız elini ellerimin üstüne koyup 'TİTRİYORSUN.' dedi. korkudan titrediğimin farkında bile değildim. dışarıya çıktığımızda yanımdaki kadın ellerini yüzüme koyup bana dolu gözlerle baktı. bakışlarında ne geçtiğini okuyabiliyordum net bir şekilde. başımı sokağın başına çevirdiğimde sokağın başında bir araba vardı. adının ömer olduğunu öğrendiğim adam arabaya doğru gidiyordu. Biz üçümüzde onun gittiği yöne gidiyorduk. Birden yanımdaki kadın;
"-Hümeyra sen git kızın eşyalarınıa arabadan getir." Hümeyra denen kız başını sallayarak arabaya doğru gitti .
yanımdaki kadın çantasından bir su şişesi çıkarıp bana verdi;"-Al kızım iç iyi gelir belki." dedi ama daha suyu ellerimin titremesinden düzgünce tutamıyordum. kadın bana destek verircesine suyu alıp içmeme yardım etti. elini yüzüme koyarak okşamaya başladı. ve bana şefkatle bakıyordu.
Bu kadına dair içimde tarif edemeyeceğim bir his oluştu. Ben bu hissi tam olarak bilmiyordum. ama kadının bana her zaman öyle bakmasını istedim:
"-Şimdi daha iyimisin kızım." diye sordu. Olumsuz anlamda başımı salladım. Hiç iyi değildim harabe bir bina gibi çökmüştüm. Kadının bana sorduğu soruyla içim daha fazla yandı kül oldu.
"-Kızım telefonun yanındamı annen ile babanı arayalım. seni daha fazla merak etmesinler." ağlamamak için zor duyuyordum. ama beceremiyecektim. ağlıyacaktım benim Ailem yok demek istesemde bir türlü çıkamıyordu kelimeler ağzımdan. bu içimdeki koru ne söyleyebilirdim ne anlatabilirdim. Ancak acısı aynı olan anlar beni.
Alt dudağı çok fazla titriyordu. en sonda;
"Benim bir ailem yok." dedim ama ben bunu derken sanki bıçakla doğradılar beni. çok zor bir duygu yaşayamayan bilmez. başkaları için söyleyeceğiniz 4 kelimelik bir cümle hiçbir şey ifade etmezken aynı şey senin içinde geçerli değil maalesef. Bugün annesizlik ve babasızlık daha çok batıyor yüreğime kimsesizliği iliklerine kadar hissettim. Annem ile babam olsaydı hayat belki daha çekilebilir olurdu;
"Öldüler mi?" diye sordu bana kadın kafamı olumsuz anlamda salladım;
"-Benim Annem ile babam hiç olmadı, yetimhanede büyüdüm.; dedim ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Ben bu acımı kime anlatabilirdimki, anlatabilsem anlarlarmıydı acaba. Yüreğimde birikmişliklerin yükü vardı. Herzaman dik duyuyordum ama içim yıkılmış bir evden daha yıkıktı.
Ruhum artık bir kuru ağacın kuru yaprakları gibi dökülüyordu. kadın birden bana sarıldı ona sarılarak daha fazla ağlamaya başladım. kadında anne şefkatini hissettim. bana yabancı gelen his buydu. kadında anne kokusunu aldım. Hayatım boyunca hiç tatmadığım hisleri bu kadına sarıldığımda tattım. kadın sırtımı sıvazlayarak;
"-İmtihandayız güzel kızım, İmtihandayız. Biz bu imtihanları yüzümüz gibi ak çıkmalıyız. Sadece sabır lazım bize." konuştuğunda sesi çatallaşmıştı. ağlıyordu sanırım;
"-Ah hadi ama yeter ne kadar da sulu göz oldunuz." Elindeki eşyalarla birlikte söylene söylene yanımıza geldi;
"-Ben anlamıyorum bu kadar ağlamayı nasıl başarıyorsunuz." dedi elindeki eşyalarımı yanımdaki kadına verdi;
"-Al zehra yenge kızın eşyaları." şalımı ve çantamı getirmişlerdi. saçımı toplamak için Siyah tokamı çıkardım çantamdan. diğer tokamı kaybettim. her zaman yanımda mutlaka siyah toka olurdu. saçımı topladım. baş örtümü alıp çapraz şekilde katladım. ve gelişi güzel saçlarımı kapatacak şekilde düzgün örtümü başıma önümü kapatmak için toplinem yoktu yanımdaki kızda baş örtüsünden bir topline çıkartarak bana verdi. aldığım toplineyi örtümün önünü kapattım. hazır olduğumda onlara döndüm;
"-Her şey için çok teşekkür ederim, Allah sizden razı olsun. ben artık gitmeliyim." Dedim kadın bana kaşları çatılmış bir vaziyette bakıyordu;
"-Saçmalama kızım öyle şey olurmu seni evine sağ salim bırakmadan içim rahat etmez." ona itiraz edecekken;
"-İtiraz istemiyorum, hadi gidelim." dedi. ve arabanın yanına doğru gittik. arabanın yanına geldiğimizde ömer ve Zehra teyze öne oturdular. Ben ve Hümeyra arkaya oturduk. ben Ömer'in arkasındaki koltuğa Hümeyra ise zehra teyze'nin arkasındaki koltuğa oturdu. yola girdik;
"-Kızım evin nerede söyle bırakalım seni." evin yolunu söyledim sonra zehra teyze;
"-Kızım ailen olmadığını söylemiştin bize. kimlerle yaşıyorsun. sorumu yanlış anlama belki onları ararsın diye telefonu verecektim sana seni fazla merak etmesinler. derken çantasından telefonunu çıkararak bana verdi;
"-Yok teyzecim yanlış anlamam. yetimhanede birlikte büyüdüğüm iki kızla yaşıyorum.; dedim ve aradım sevde'yi;
"-(......)."
"-Alo sevde benim, Meyra ."
"-(......)
"-İyiyim. birşeyim yok, Nira onlar eve gelmişmi diye aradım seni."
"-(.......)."
"- Çok şükür gelmişler. Telefonumu kaybettim."
"-(.....)."
"-Hala mezarlık'ın oralarındayım. oraya geldiğimde her şeyi anlatacam söz. şimdi kapatmam gerekiyor beni merak etmemelerini söyle.
"-(.....)."
"-Sende Allah'a emanet ol görüşürüz." diyip telefonu kapattım. kadına telefonunu teşekkür ederek verdim. dışarıyı izlemeye başladım. çok geçmeden Ömer'in telefonu çaldı.
"-(.........)."
"-ne, şimdi nasıl iyimi?"
"-(......)
"-Hemen geliyorum eve bunun hesabını da vereceksiniz." diyip telefonu kapattı. kaşları çatılmış bir şekilde dudakları düz bir çizgi haline gelmişti. arayan kimse onu kızdırmış olmalıydı. birden gaza daha fazla yüklendi. sanki biz arabanın içinde değilmişiz gibi davranıyordu. direksiyonu çok sıkmaktan parmak boğumları beyazlamıştı. zehra teyze ona ne olduğunu sorduğunda;
"Anne esma evde kriz geçiriyor, ve her an kendine zarar verebilirmiş".
![](https://img.wattpad.com/cover/301705314-288-k522862.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I TEVAFUK
SpiritualİSLAMİ BİR KURGUDUR. ENFAL-63 müminlerin gönüllerini. birleştirende O dur. Dünyanın bütün servetini harcasaydın onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını. düzeltti. o izzet ve hikmet sahibidir. Başlama tarihi:13.03.2022 Öme...