-13-

436 53 54
                                    

5 ay sonra,

"Uçak iner inmez halanların yanına gideceksin. Telefonla kontrol edeceğim. Eğer derslerini aksattığını duyarsam ya da bir boklar yediğini, anında geri dönersin. Duydun mu?"

"Hm hm. Artık beni salsan mı? Daha bavullarımı hazırlayacağım."

"Pekâlâ, git."

Hızlıca koltuktan kalkıp kapıya yöneldi. Kendi odasına doğru ilerlerken duyduğu bağırma sesiyle adımları istemsizce durmuştu.

"Bu halin ne diyorum Hyunjin? Başımıza alkolik mi olacaksın ha?"

Cevap gelmemişti.

"Sana diyorum! Hyunjin kendine gel!"

"Bırak anne."

"Ah, Hyunjin! Ah!"

Annesinin seslenmelerini umursamadan yavaşça merdivenleri çıkmaya başlamıştı. Elleriyle merdiven kenarına tutunuyordu, aksi halde yeri boylaması muhtemeldi.

"Hwang?"

Yerde olan bakışları, hayran olduğu sesi duymasıyla yukarıya çıktı.

"Yongbok?"

"Bak yine..."

Felix dişlerini sıkıp ilerledi. Umursamamaya çalışarak diğerinin omzuna vurdu hafifçe.

"Neden içtin oğlum bu kadar? Normalde hiç içmezdin."

"Çok acı çekiyorum Felix."

Hyunjin bir anda yere düşecek gibi olmuştu ama Felix hızla kolunu tutmuştu.

"Hiç derdini dinleyemem. Yatağına yat, zıbar."

Felix, koluna girdiği çocuğu odasına ilerletirken şüpheli bir şekilde bakmaya başladı.

"Yine kusmayacaksın değil mi? Bana bak, eğer kusarsan yemin ediyorum seni odaya kitler kaçarım."

Hyunjin mayışmış bir şekilde gülerken kafası Felix'in omzuna düşmüştü. Felix, odanın kapısını açıp resmen üstüne çullanan bedeni yatağa bıraktı.

"Sen az önce beni mi kokladın?"

Tekrar minik bir kahkaha işittiğinde oflayarak kapıya yöneldi. Ancak aklına gelen şeyle geri döndü.

"Yarın sabah erkenden gidiyorum. Sen ayılamazsın yüksek ihtimalle. Onun için şimdi vedalaşalım, Hwang."

Hyunjin uzandığı yerden zorlukla doğruldu. Kendisini duvara yaslayıp bulanık gören gözleriyle etrafa bakındı.

"Geri gelecek misin?"

"Başımda böyle bir baba varken sence gelmemem mümkün mü? Ama belki annenle boşanırlar ve babam da Avustralya'ya döner. O zaman mantıken dönmeme gerek kalmaz."

"Hayır..."

"Ne mırıldanıyorsun Hwang?"

"Felix, gitme."

Felix sırıtarak yatağa yaklaştı.

"Beni mi özleyeceksin yoksa?"

Hyunjin sağlıklı düşünemese de yavaş yavaş beynine Felix'i bir daha hiç göremeyeceği yerleşiyordu. Oysa Felix eninde sonunda dönecekti, tabii Hyunjin şu an bunu idrak edecek düzeyde değildi.

Hyunjin ayağa kalkmak için bir hamlede bulununca Felix hızla kendisini tutmuştu.

"Kusacak mısın?"

Hyunjin kafasını iki yana sallayıp Felix'in desteğiyle ayağa kalktı. Felix bir anda beline sarılan kollarla kaşlarını çatarken Hyunjin ağlamaya başlamıştı.

brothers | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin