Birkaç kişinin salonda delice dans ettiği, bazılarınınsa üst kattaki yatak odalarında bedenlerini birleştirdiği evde muhteşem üçlü koltuğa yan yana dizilmiş oturuyordu. Tabii bir de Lucas vardı. Chan ise keyfinin olmadığını ve gelemeyeceğini söylemişti.
Jisung ikinci içkisini içerken Changbin ile kavga ediyordu. Changbin ise bu gece içmeyip arkadaşlarının rezilliklerini izleyeceğine yemin etmişti. Hyunjin gergince dizini titreterek etrafa bakıyor ve arasıra kendisinden gözlerini çekmeyen Lucas'a gözlerini deviriyordu.
Lucas bir anda tek kolunu Hyunjin'e atmış ve genişçe gülümsemişti.
"N'apıyorsun lan sikik?"
"Sakin ol Hyunjincim. Sevgili gibi görünmeliyiz. Unuttun mu?"
"Henüz sevgili gibi davranmamıza gerek yok. Şimdi o kolunu ben kırmadan çek."
"Tamam asabi yakışıklı. Sakin."
Omuzunun hafiflemesiyle gözleri tekrar etrafı taramaya başlarken ortada dans eden tanıdık surata baktı.
"Jisung, hadi git ve Seungmin'e onu sor."
"Niye ben ya?! Changbin sorsun!"
"Sen bence de gitme. Minho seni görür, sikmeye falan kalkar."
"Saçmalama oğlum."
"Ne yalan mı? Herifin kafa çoktan uçmuş."
"Onu mu diyorum? Biz Minho ile sevişsek ben üstte olurum."
"O da olur."
Arkalarından gelen sesle ikili aniden korkmuş ve arkalarına bir bakış atmışlardı.
"Minho? Ne ara geldin buraya?"
"Deminden beri arkada seni kesiyordum. E, canım sıkıldı artık bir merhaba diyeyim, dedim. Ne güzel şeyler konuşuyordun sen ya. Hadi yukarı çıkıp uygulamaya geçirelim."
Kendisine uzatılan ele yüzünü buruşturdu.
"Yürü git işine!"
"Minho?"
"Efendim kuzen?"
"Felix nerede?"
"O mu? Bilmem. Buralardadır herhalde ya. Aa, Jisung! Ne güzel olmuşsun bugün."
"Ben hep güzelim canım."
"Canım diyen ağzından öpeyim. Gel gel."
Jisung aniden dudaklarında hissettiği baskıyla beynine kan sıçrarken aklına gelen ilk şeyi yaparak karşısındakinin dudağını ısırdı.
Minho bağırarak kafasını geri çekmiş ve eliyle ağzını kapatmıştı.
"Çok naz aşık usandırır. Ama ben senden asla usanmam güzelim. Şimdi gidiyorum. Sonra görüşeceğiz."
"Siktir git Minho."
Minho gülerek yanlarından ayrılırken Hyunjin can sıkıntısıyla ayağa kalktı.
"Ben mutfağa gidiyorum. Bir şeyler istiyor musunuz?"
"Yiyecek bir şeyler bulursan getiriver. Baya acıktık."
"Kendi adına konuş Changbin. Ben acıkmadım."
Hyunjin onları daha fazla dinlemeden oradan ayrılırken Changbin ve Jisung minik bir tartışmaya adım atıyordu.
Hyunjin bu eve ilk geldiği anda kafasına dank eden şeylerle kendisine küfretmişti. Daha dün bulacakları kişiyi diğerlerinin tanımaması gerektiğinden bahsetmişlerdi. Oysa zaten Felix ikisini öpüşürken görmüştü. Hyunjin son zamanlarda zeka seviyesinde ciddi bir düşüş olduğu kanaatindeydi. Bunları bir kenara bırakıp mutfağa girdiğinde tezgahın her yerine saçılmış pizza parçaları ve boş kutuların yanında, tezgaha oturmuş bir kızı ve onun üstüne eğilmiş öpüşen çocuğu gördü. Onlara çok fazla bakmadan buzdolabına ilerlemiş ve yiyecek bir şeylere bakınmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
brothers | hyunlix
FanfictionHwang: Felix! Acil durum! Siz: ne oldu yine hwang? Hwang: Annem ve baban, Boşanıyorlarmış. _____________ 🥇- #yongbok [13.03.2023] 🥇- #semelix [09.08.2024] 🥉- #changbin [23.02.2023] 🥉- #leefelix [01.10.2023] -B.E