4.BÖLÜM

75 10 7
                                    

Selamm

İşe girdim yeniden. Çalışıyorum ya boş vaktim olmuyor. Bayramdan önce bir bölüm yazayım dedim

Gelmeyeli iki hafta olmuş la

Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın 🤍

İyi okumalar bayram şekerlerim 🤍

**************************************

2 hafta sonra

"Seninle bir anlaşma yapacağız Efe Can Kurt." dedim yatakta oturmuş bana bakan çocuğa.

Aradan iki hafta geçmişti. Efe'yi kendi evime -yani kitaptaki zengin olan benim evime- getirmiştim ve iyileşmesinde yardımcı olmuştum.

Yüzünde hâlâ yaraları duruyordu ama eskisi gibi değildi.

Toparlanıyordu.

"Ne anlaşması yapacağız sayın Onur Bulut?" dedi gözlerimin içine bakarken. "Ben, senin hayatını değiştireceğim. Sen de, bana okul konusunda yardımcı olacaksın."

Dediğim şey ile kaşlarını çattı. "Okul birincisi olan çocuk mu bunu bana söylüyor? Ayrıca ne değişmesinden bahsediyorsun?"

Oturduğum sandalyeden kalkıp çalışma masamın -öyle bir masam varmış- önüne geçtim. Bilgisayarı elime alıp yatağa doğru ilerledim.

"Artık sana gerçekleri anlatmanın zamanı geldi." dedim.

Hesabıma girip ona, içinde başrol olduğu kitabı göstermenin zamanı gelmişti. Sonuçta daha iyiydi ve ne olduğunu bilmesi gerekiyor.

Hem, benim gibi kendi de çabalar ve buradan daha çabuk çıkmama yardım ederdi.

"Ne gerçekleri? Kafamı karıştırıyorsun." dedi beni izlerken.

Yatağın ucuna oturup bilgisayarı açtım. "Aslında bir kitap karakteri olduğun gerçeğini göstermenin zamanı. Ben sana yardım edeceğim, sen de bana."

Önce şaşkınlıkla bana baktı ve daha sonrasında kahkahalar atmaya başladı.

Komik miydi şimdi?

"Ne gülüyorsun, ciddiyim!"

Daha çok kahkaha atarken birden karnını tutup acıyla inledi.

"Gerizekalı! Daha tam iyileşmiş değilsin." deyip tişörtünü kaldırdım. Dikişlerinde bir sorun gözükmüyordu.

"Sayın Onur Bulut, aslına bakarsan haklı olabilirsin. Yaşadığım şeyler ancak bir kitap karakterinin yaşayabileceği şeyler." dedi gülerken.

Hâlâ beni ciddiye almıyordu.

"Peki, bunu sana kanıtlayacağım." deyip bilgisayardan wattpad uygulamasını arattım ve hesabımın adını yazıp şifremi girdim.

Üzgünüz, bu kullanıcı adında bir hesap bulamadık

Ne?

Tekrardan denediğimde aynı yazı çıktı.

Şaka mı bu?

Başka bir sekme açıp Instagram hesabıma girmeye çalıştım ama yok.

Hızla bilgisayarı yatağa bırakıp masanın üstündəki telefonumu aldım ve açtım. Instagram uygulamasına girdiğimde şaşırdım. Benim adıma açılmıştı ve benim fotolarım kullanılıyordu. 3 milyon takipçiye sahipti!

Arama kısmına girip kendi instagram hesabımı yazdığımda çıkmadı.

"Cidden, bu da ne böyle?" dedim sinirle.

"Ne oldu?"

"Hesaplarım yok." dedim. Ben şimdi buna nasıl kanıtlayacağım?

Oflayıp elimi alnıma vurdum. Bu da iptaldi.

"Nasıl yok? Hesabın mı hacklendi?" dediğinde kafamı iki yana salladım. "Boş versene."

Ben buradan nasıl çıkacağım şimdi?

"Peki bana neyi kanıtlayacaktın?" dediğinde omuz silktim. "Hiçbir şeyi, boş ver."

Kafa sallayıp "tamam o zaman." dedi. Kafamı sallayıp odadan çıkmak için hazırlanırken konuşmaya başladı. "Bu arada, iyileştiğime göre beni evime bırakır mısın?"

Arkamı dönmeden derin nefes alıp cevap verdim. "Hayır."

Kapıyı açıp çıktım ve aşağı indim.

Villada yaşıyordum, koskoca villa da ben yaşıyordum. 

Tamam, gerçek hayatta da zengin olmak için çabalıyordum ama bu kadar da değildi. En azından daha küçük bir ev olabilirdi.

Mutfağı zor bela bulup girdim.

Acıkmıştım ve bir şeyler yemem lazımdı. Efe'nin de ilaçlarını içebilmesi için de yemek yemesi lazımdı.

"Ne demek hayır?"

Arkamdan gelen ses ile irkildim. Peşimden gelmişti demek.

"Duydun işte. Hayır."

"Evime gideceğim. Sen götürmesen de ben kendim giderim." dediğinde kaşlarını çattım. "Neden bu kadar çok eve gitmek istiyorsun? Kimsen yok, o evde seni bekleyen kimse yok." dedim.

Bir saniyeliğine gözlerini kapattığını fark ettim.

"Gitmem için illa birinin olması gerekmiyor sayın Onur Bulut."

Ona birkaç adımda yaklaşıp tam önünde durdum.

"Gitmiyorsun. Artık benimlesin."

Dediğim şeyle bir anlığına yutkunduğunu hissettim.

"Peki neden?" dediğinde güldüm.

"Bana yemek hazırlarsın." dediğimde kaşlarını çattı.

"Yok daha neler!"

Gülüp "duydun. Şimdilik hastasın diye dinlenebilirsin. Bugün ki yemeği ben yapacağım." dedim.

Hoşuna gitmiş gibi o da güldü.

"Bu konuyu elbet konuşacağız." dediğinde derin nefes alıp bir adım daha attım ve tam dibinde durdum.

Nefes alış verişlerinin hızlandığını hissettim.

"Sayın Efe Can Kurt, artık bu evde benimle beraber kalacaksın. Bunu kabullen."

***********************************

Evlilik teklifi mi etti bana mı öyle geldi?

Neyse, okula gidecekleri gün çabuk gelsin de eğlenelim biraz dbskoshdhdhd

Yani inşallah

Ehem.

Sizi seviyorum ❤️

Sema.

İKİ KİŞİ  BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin