2.KİBİRLE UĞULDAYAN SANRI

48 1 0
                                    

                                                        UNSECRET-Neoni, Fallout

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


          UNSECRET-Neoni, Fallout

  "Bir soytarı,
  Güldürmek için sarayı,
Bütün kapıların anahtarlarını;
  Kesesinde sakladı.
  Bir soytarı,
  Çocuk ağladı;
Kral ise kahkaha attı
  Ve çocuk büyüdüğünde
  Masal kitabının sayfası bir sayfa daha
Geçmişe atladı."

Bir boşluk var içimde fakat bu boşluk öyle bir boşluk ki içimde, dolduramıyorum hiçbir şeyle. Bazen bir puzzle olduğuma inanıyorum, bazı geceler gördüğüm kâbuslarım ise beni eksik bırakan o kayıp puzzle parçalarım. Çünkü biliyorum ki kâbuslar zihnime ansızın çöktüğünde ensemden omurgama akan ter bedenimi soğuk, ucu keskin bir bıçak batırmışçasına uyandırdığında geceleri; benden benim bile gizlediğim zihnimin parçaları onlar aslında. Ama binlerce kâbusa, parçaya, rağmen hâlâ içimdeki boşluğu dolduracak o kayıp puzzle parçasını bulamıyorum.

Parmak uçlarım dümdüz, içimdeki boşluk dolsun diye tıpkı kuru bir inatla kalp yetmezliğinden ölecek olan birine; bir umutla uymayan bir donörün kalbini takmaya çalışması gibi bastırmaktan damarlarımdaki kan çökmüş geriye; biraz daha bastırsam belki kangren olacak parmaklarım. Sonra ne mi olacak? Tanrı her zaman ki oyununu oynayacak. Bana doğru parçayı bulduracak ve sonra kanı çekilmiş parmaklarımı kullanmam için bana meydan okuyacak. Trajikomik bir hikâye, nitekim bu evren de öyle. Güldürürken ağlatan ve ağlatırken de güldüren; planlanmış bir doğaçlama tiyatro sahnesinden başkası değilde ne?

Saniyeler binlerce domino taşı gibi devrilirken ışıklar bir anda spot ışıklarının tok sesi ile eş zamanlı olarak kırmızıdan beyaza döndüğünde koyu ışığa alışmış gözlerim kısıldı ama odağım saplandığı noktadan ayrılmadı.

Yabancı. Haklıydım, koyu kırmızı ışığa rağmen bir yaprağın kılcal damarları gibi göz bebeğinin etrafına sarılan yeşil; kahverengiyi ele geçiriyordu. Gövdesini ortaya çıkartan siyah saten gömlek ve bacaklarını saran siyah kumaş pantolonu tam vücuduna göre dikilmiş gibi duruyordu. Bir eli cebinde diğer eli ise bel hizasında tuttuğu parmaklarının sardığı boş bardaktaydı. Gözleri ise yeşil gözlerimi terk etmişti.

O olmalıydı, az önce; bu çarpık oyun başlamadan belki de birkaç saniye önce bir trilyonluk o riski alan kişi. Her şeyiyle buradayım der gibiydi, sanki her şey avucunun içinde; çıkışını sadece onun belirlediği bir labirentin içindeydik. Kaburgamdaki çürümüş toprakta sürünen o his...Çekici bir adamdı, sert çehresine düşen gölgeler bana düşman ama belli ki ona dostlardı.

SAKLI GÖVDE YIKIMLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin