19

43 4 10
                                    

UYARI: Hafif cinsellik vardır bölümde!!

Yaman:

"Aren, rahat dur Güzelim." Elime doğru kendini bastıran Aren yüzünden kafayı yemek üzereydim.

Şuan yaşadığım şeylere inanmakta o kadar güçlük çekiyordum ki utanmasam kendimi cimcirecektim.

Daha kalbimin yerini bile bilmezken güzelliğine büyülenmiştim Aren'in. Beşiğinde yatan beyaz tenli, koca yeşil gözlü, kıvırcık saçlı dünyalar tatlısı bir bebekti. Annelerimiz oyun oynamamız için dışarı gönderirdi bizi ama ben gitmez Aren'in beşiğinin başında durup onu izlerdim. Ağlamasın diye saçma sapan şarkılar söyler, oyuncaklarla oyalardım onu. Daha 5 yaşındaydım o zamanlar ama Aren'in üzerimde ki etkisi inanılmazdı.

Araf oyun oynamak için beni her çağırdığında Aren'i göreceğim diye deli gibi heyecanlanırdım. Sonra okula başladım ama Aren olmadığı için mutsuzdum. Okuma yazmayı öğrendim böylece Aren'e kitap okuyabiliyordum. O da kitap okumam için sürekli benim yanıma geliyordu.

Orta okula geçtim, liseye geçtim herkes birilerinden hoşlandığından bahsederken benim aklımda yine de Aren vardı.

Babasının fanus da sakladığı, hatta bir süre okula göndermek yerine eve öğretmen getirtip öyle ders verdirttiği o küçük çocuk. Annesini aniden trafik kazasında kaybettikten sonra kendini dış dünyaya tamamen kapamış, bizim gibi büyümemişti. Herkesten uzakta sadece abisi, ben ve iki arkadaşıyla arada konuşmuştu bu süreçte. Yaşadığı trajik şeye rağmen o kendini kaybetmemiş bu dünyada ki en narin ve masum insan olarak kalmıştı.

Dünya da ki kimse onun gibi gülümsemiyor, kimse onun gibi düşünmüyor, kimse onun bana hissetirdiklerini hissettirmiyordu işte. Emin olmuştum bundan ergenliğime girdiğim de.

Lisenin başlarında zorla bir kızla çıkmamı sağlayan arkadaşlarım sağolsun gay olduğumdan da emin olmuştum. Sonra fark etmiştim Aren'e hissettiğim duyguların aşk olduğunu. Hatta belki de daha da farklı, daha da özel bir şey olduğunu.

Kimse kimseyi bu kadar sevemezdi bence. Yıllarca onu kendimden bile sakınmış, aramızda bir şey olmayacağına emin olarak yaşamıştım. Onu kardeşim gibi görmeye kendimi zorlamış, hiç kötü bir şey düşünmemiştim onun hakkında.

Sonra Aren bana bakmıştı. Kimseye bakmadığı gibi. Kalbi eliminde altında tıpkı benim ki gibi çırpınmıştı. Bütün dengemi bozmuş, yıllardır aklımı ve kalbimi inandırdığım o sistemi çökertmişti. Beni istemişti. Bana gülümsemişti. Çok güzeldi.

"Yaman abi, canım acıyor." Aren sızlanarak kucağımda kıpırdandığın da inlememek için dişlerimi sıktım. Çin işkencesi de neymiş amına koyayım siz bir de gelin Aren yüzünden kudurmamaya çalışın...

Araf seslenince Aren ona gitmesini bağırıp camını ve perdesini kapatmıştı. Benim yukarı çıktığımı bilmiyordu tabi canım arkadaşım. Ah bir de Aren'i tahrik ettiğimi ve hiçte masum olmayan şeyler öğrettiğimi de bilmiyordu. Tabi bu ufacık bir detaydı!

"Yaman abi, ne yapacağım?" Kendi penisine bakıp kızarmış yüzünü bana çeviren Aren yüzünden dudaklarımı dişledim gergince. İstemsizce yaptığını biliyordum ama kalçalarını bana sürtüp duruyordu ve bu hiç iyi değildi. Daha 18 yaşına girmesine bir kaç gün vardı ve ben o güne kadar zaten ona dokunmamayı düşünüyordum. Üstelik ne yaptığımızı bilmediği için de onu kullanmış gibi olmak ya da pişman olacağı bir şey yapmasını da istemiyordum.

There for you{BxB}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin