Soğuk Savaş

486 28 10
                                    

Selam canlarım, 2.bölümün fazla okunma almaması açıkçası beni üzdü ve yazma hevesimi kırdı.
Kitaba daha çok bölüm atarsam okunma sayısının da yükseleceğini düşünüyorum.
Bundan sonra arayı bu kadar fazla açmayacagım.
Şimdiden iyi bayramlar🌸🤍

O sırada kapının sertçe açılmasıyla gülümsemem anında yok olmuştu. İçeri giren kadın üsteğmeni açıkçası beklemiyordum. Elindeki çayları masama bırakıp ellerini ovuşturdu, "Yandım ya ince belli bardakta çay mı içilir hiç?"diye söylenmeyi de ihmal etmemişti.

Şok olmuş bir şekilde ona bakıyordum, bu halimi görünce gülümsedi.

"Kıdemli Üsteğmen Beyza Çınaroğlu, menmun oldum Sayın Savcım."dediğinde gülümsedim. Hemcinsimi görmek beni mutlu etmişti.

"Terörle Mücadele Savcısı Belçim Güneş, bende menmun oldum. Otursana."diyerek koltuğu gösterdim.

Kısa sürede kaynaşmıştık, kafa dengi biriydi ve sohbeti güzel sarıyordu. Alparslan timin de görev yapıyordu.

"Ev işini hallettinizmi Belçim Hanım?"diye sorunca anlık bir kal gelmişti.

Benim gidecek bir evim yoktu.

"Herşey apanç sonuç gerçekleşti şuanlık kalacak bir yerim yok büyük ihtimal bir otele giderim."diye cevap verdim. Hafif başını salladı.

O sırada kapı çaldı, içeri girmesi için izin verdiğimde içeri giren kadın teğmen baş selamı verdi. Hafif gülümsedim.

"Teğmen Hale Aksoy, hoşgeldiniz Sayın Savcım."diyince gülümsedim.

Koca askeriyede 3 kadındık.

"Terörle Mücadele Savcısı Belçim Güneş, teşekkür ederim hoşbulduk Teğmenim. Otursana."diyerek koltuğu işaret ettim.

Birlikte koyu bir sohbete daldık. Beyza üsteğmen bana Parslar timini anlatmaya başlayınca sohbet daha keyifli bir hal almaya başlamıştı.

"Buğra çok gevezedir, ağzı çok boş işlere çalışır. İşlerden sürekli kaytarmaya çalışır ve başarır da."diyerek göz devirdi.

"Sanırım artık elimden çekeceği var."dediğimde gülmeye başladık.

Hale çok konuşmuyordu, Beyza'nın aksine biraz içine kapanıktı. Beyza Parslar timini anlatmaya devam ediyordu.

"Efe timin gözbebeğidir. Annesi ve babası yok, trafik kazasında kaybetmiş. Bir süre yetiştirme yurdunda kalmış, kendini çok güzel yetiştirmiş. Bir kere olsun ceza aldığını görmedim."dediğinde çayımı yudumladım.

Sözü Hale devraldı.

"Göktuğ Baydar, 28 yaşında kitap okumayı ve silahlarla ilgilenmeyi sever. En sevdiği renk mavi, Miço'dan hiç haz etmez. Kahveyi az şekerli sever."diye konuşmasını bitirince Beyza "He bide ona yanık."diyerek göz kırptı.

Hale'nin içtiği çay burnundan geri çıkmıştı. Beyzaya ters ters bakınca gülmeye başladım. Hamza'yı sevdigi, domates gibi kızaran yanaklarından belli oluyordu.

Beyza konuyu dağıtmak için diğerlerinden bahsetmeye başladı.

"Gökalp nişanlı, nişanlısı doktor. Timin biricik yengesi, herkese kendini sevdirebiliyor. Tatlı ve konuşkan bir kız."dediğinde gülümsedim.

Garip MevzularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin