。。。。。。。。。。。。。。。
Yükselen güneşin hafif ışıklarının odasının camından yüzüne doğru yansımasıyla istemesede gözlerini aralayabildi. Artık tekrardan bir çeteye mahsus değildi yani gün boyu yapacağı pekte bir aktivitesi yoktu. Kafasının altındaki yastığı aldı ve gözlerine gelen parlaklığı engellemek için yüzüne koyup tekrardan uykusuna dönmeye çalıştı.
Ne kadar denesede gereğinden fazlaca enerjik hissediyordu. Uyumaya daha fazla lüzum göstermemeye kanaat getirerek oturur halde bir kaç dakika boş boş etrafını incelemeye başladı.
Oyalanacak pek bir şey olmayınca eline telefonunu aldı. Saat sabah 10. Bu saatlerde evde kimse olmazdı, kendi de. Okuldan biraz kaçamak yapmanın zararı yoktu. Fakat gün içinde yapabileceği şeylerde fazla değildi.
Telefonundan ayrılıp her zaman yaptığı yatağını toplamak ve benzeri günlük rutinleri ardından kısaca bir şeyler atıştırıp dışarıya çıkmak için tekrar odasına ilerledi. Uzun şort ve şortunu geçmeyen bir tshirtü özensizce giyinip eşyalarını takınıp evden ayrıldı.
°
°
°Aradan geçen bir kaç saatte sadece şehir etrafında gezip kısa kısa parklarda oturmuştu.
Yürümekten sıkıldığında pekte kalabalık olmayan bir sokağın kenarında bağdaç kurup oturdu. Sigarasını yakarak kendisine garipser ifadeleriyle bakan insanları izlemeye başladı.
"Meiro denen it sen misin?"
Yan tarafına göz ucuyla bakması ardından kısılan gözleri bir kaç saniye dönük kaldı. Hemen ayaklanarak daha yarısında olduğu sigarasını fırlatıp var gücüyle koşmaya başladı.
Kız koştukça ardından gelen 20'ye yakın adam da ne olduğu belirsiz küfürler eşliğinde onu kovalıyordu. En önde koşan kişi daha önceden bulunduğu çetelerden birinin lideriydi, Meiro'nun o çetede başka bir çeteye ajanlık için katıldığını öğrendiği gün işini bitireceğine dair yeminler etmişti.
Kız artık arkasına bile bakmadan koşmaya devam ediyordu. Arkasından gelenleri zorlayabilmek umuduyla engebeli yerlere girmişti fakat bu daha çok kendisini etkilemişti.
Yavaş yavaş hızı düşüyor ve bacaklarını hissetmiyordu ama arkasındakiler pek öyle gibi değildi.
Artık kendisini olan bitene teslim etmek için son bir kez arkasına döndüğü ve yavaşladığı sıra önünde beliren birisiyle çarpıştı. Yere düştüğünde kafasını kaldırıp üstten ona bakan ve kendisi aksine yerinden bile kapırdamamış çocuğa baktı. Yüzünde kocaman bir yara vardı.
Arkasına döndüğünde demin onu kovalayan adamların şuan geri döndüğünü gördü.
Karşısındaki çocuk ayağa kalkması için elini uzattı. Meiro kibarca gülümseyerek çocuğun elini tutarak ayağa kalktı.
+"Biraz uğraşsan o adamları bence indirebilirdin Meiro."
-"Bana yeterince kin besliyorlar zaten fazlasına gerek yok."
Çocuk bu umursamaz tavırı biraz garipsese de bozuntuya vermeyip gülümsedi. Ardından tekrar toparlanıp devam etti.
"Tenjiku'ya katıl Meiro."
Meiro bu ansızın gelen teklif ile şaşırdı. Daha önce pek çok çetede olsa bile Tenjiku gibi güçlü bir çeteye girme hayalinde bile bulunmuş biri değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ғᴠᴄᴋ ᴛʜɪs ғᴇᴇʟɪɴɢ | Haitani Ran x Reader
Fanfiction"We're fighting 'til someone's calling the cops But you never blame it on me You're so annoying"