Karanlık raslantı

6 2 0
                                    

Şarkı: Kaan Boşnak-Böyle Güzelsin Hep Böyle Kal

                                            🍂

hatırlamadığım geçmişimde, az kalsın öldüreceğim ayrıca belli bir yaşanmışlığım olan, adamın dediğini yaparak bıraktığı kıyafetleri giyindim. Ardından, odadan çıkarak dediği yöne doğru gittim.

Olacakları gerçekten merak ediyordum. Onun dediği tarafa doğru gittiğimde, yolda beni büyük ve geniş merdivenlerin sonunda ki, küçük kapı karşılamıştı. Merakla çıktım merdivenlerden. Kapıyı açtım ve eğilerek geçtim. kafamı kaldırdığım da, aydınlık büyük bir salonla karşılaştım.

Ardından yine o adamın sesi doldu kulaklarıma "geldin sonunda, aç mısın?" Diye sordu. Hayır anlamında başımı salladım. İştah mı bıraktınız insanda?

Sessizliğimi fırsat bilerek konuştu yeniden. "Bir şeyler yemelisin, ölmen işime gelmez biliyorsun." Dedi. Yarı şaka, yarı ciddi bir şekilde.. bilmiyorum nerden bileyim anlatmıyorsun ki hiçbir şeyi.

Gözlerimi devirerek "ölmem merak etme." Dedim. Galiba artık bir hayatım yoktu ve bu adama bağlıydım. Bunu tabi ki bu kadar kolay kabullenmedim ama savaşacak gücü de kendimde bulamıyordum. Doğrusu babamla yaşamaktansa, bu adama bağlı kalmak daha cazip geliyordu.

Yine susmadı "neyse eve geçince yersin.
sana kıyafet falan da almak lazım şimdi." Dedi. Ben şimdiden bıktım bu hayattan ne güzel takılıyordum kendi halimde. Ne vardı bıraksaydınız da iki yaşadaydık.

Ayağa kalktı ve kapıya doğru gitti. Yine söylenecekti galiba, dudaklarını araladı ve "gelsene, davetiye mi bekliyorsun?" Dedi. Şimdi mi Gerçekten? az da olsa otursaydık ya.

Pek aldırmadan yanına gittim, onu takip ettim ve gerçekten güzel bir Range Rover'ın yanında belirdik dışı beyaz, içi deri kahverengi bir arabaydı. Kapıyı açtım ve arabaya bindim.
"Adın neydi bu arada?" diye sordum. şimdi ne alâka falan ama merak ediyordum işte.

Biraz hüzün biraz da alayla konuştu "ne garip değil mi yıllarca geçmişin olan birinin adını sorması?" Dedi. yüzünde buruk bir gülümseme belirdi. Aman buna da bir şey sorulmuyor. Ne yapayım sormuyorum artık. Bir anda oflayıp pufladığımı farkettim o da bunu görmüş olacak ki konuştu.
"Adım Ares" dedi.

Güzel bir isme benziyordu daha demin dediğim şeyi bozarak bir soru daha sordum tabii ki..
"Anlamı ne?" Ne olacaktı bu benim merakım acaba git bak internetten kızım ne soruyorsun buna hâla?
Telefonumda yoktu artık gerçi. Yine o ses beni düşüncelerimden ayırdı. "Savaş tanrıçası" diye yanıt verdi. Yine yüzüne hüzün oturmuştu.

Belli ki kafasını dağıtmak istiyordu bende aynı durumdaydım açıkçası.  galiba benim bir çözümüm vardı "radyoyu açabilir miyim?" Yani sonuçta onun arabası sormak lazımdı. Bu fikri beğenmiş bir surat ifadesiyle "olur. İstersen telefonumu bağlayıp ordan istediğin şarkıyı açabilirsin." Dedi. Başımı olumlu anlamda salladım ve telefonu vermesini bekledim.

Kendisi radyoya bağlayıp verdi telefonu. Bu iyi olmuştu en azından radyo da yarım saat düzgün şarkı aramayacaktım. Hangi şarkıyı açsam diye düşünürken baya zamandır sıkılmadan dinlediğim Kaan Boşnak'ın  böyle güzelsin hep böyle kal şarkısını açtım bu gerçekten iyi gelen bir şarkıydı, en azından bana.

Şarkı başladığı gibi Ares bana dönüp şaşkın şaşkın bakmaya başladı. "Ne oldu?" Diye sordum. Cevaplamak için dudaklarını araladı, söyleyip söylememek arasında kalmıştı galiba. Ama sonunda konuştu. "Bu, bu bizim şarkımızdı hâla zevklerin değişmemiş demek." Yüzüne buruk bir gülümseme yerleşmişti bu sefer şaşkın bir şekilde bakan taraf bendim ama alışacaktım ya inanıyorum.

Siyah PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin