Yıkılış kabusu

5 2 4
                                    

Şarkı: Kalben-Yara
                                              🍂

Güzel rüyamın ortasında Ares'in "hadi kalk daha kahvaltı yapıcaksın."  Sözleriyle rahatsızca kıvranarak uyandım. pardon uyandırıldım mı demeliydim?

Gözümü açmadan "tamam hadi sen in ben geliyorum." Dedim. Ama bu söylediğime, belli ki benim gibi Ares de inanmamıştı ki "gelmeyeceğini biliyorum. Sen kalkmadan da şuradan şuraya gitmem hadi."

Ben inatla kalkmadığım için olacak ki, Ares beni kucağına aldı ve aldığı gibide bağırışlarımla sağır oldu :)

"Tamam kalktım bırak beni. Uyandım işte bıraksana!" Ares de benim kadar inatçı olmalı ki banyoma götürüp orada bıraktı ve "on dakikan var." Dedi. Bende, sussun da daha çok geç kalmayalım diye, başımı tamam dercesine salladım.

Banyoda elimi yüzümü yıkayıp, dişimi fırçaladıktan sonra, formamı ve beyaz tozluklarımı giydim. son olarak da saçımı tarayıp, ardından çantamı alıp, aşağı indim.

İndiğimde kahvaltı hazırlayan Ares, bana döndü. Güzelce süzdükten sonra başını iki yana olumsuzca sallayıp "üşüyeceksin böyle" dedi.

Omuz silkip "üşümem." Dedim. Oda omuz silkip "hasta olursan sana bakmam." Dedi. Bende onun gibi omuz silkip "bakma." Dedim.

Yemek masasına doğru gidip Ares'in hazırladığı yumurtaya baktım ve canım cidden hiç istemiyordu zaten sabahları uyandığım gibi bir şeyler yiyince hep midem bulanırdı. Özellikle yumurtaysa.

"Ben yemese-" diyemeden Ares "aç karna gitmek yok sakın." Dedi. Bende kaşlarımı çatıp "yemiyeceğim." Diye itiraz ettim. Nedenini sorunca söyledim ve galibiyet.

Beraber evden çıktık ve Ares okulun önüne gelince, "dikkat et ve sınıfa girince, çantanın ön gözüne bak." Dedi. Kaşlarımı merakla çatarak "tamam bakarım sende dikkat et." Diyerek okula doğru yürüdüm. İlk dersim o nefret ettiğim Coğrafya'ydı dersliğimi ararken biri yanıma geldi. "Sen yeni kız olmalısın." Dedi.

Şaka şaka kimse yanıma gelmedi ve bende gidip kendim birine dersliğin nerede olduğunu söylemesini rica ettim. O da aynı dersliğe gittiğimizi ve beni götürebileceğini söyledi bende kabul ettim.

Merdivenleri çıkarken "adın ne?" Diye sordu. Bende "Afra senin?" Diye sordum oda "Bartın, tanıştığıma memnun oldum" diyerek sıkmam için elini uzattı bende elimi uzattım ve "bende memnun oldum." Dedim. Bartın siyah saçlı ve beyaz tenliydi ayrıca siyaha yakın da gözleri vardı.

Sonunda dersliğe gelmiştik içeri girdik neyseki daha hoca gelmemişti Bartın yan yana oturmayı teklif edince hemen kabul ettim. kanım ona şimdiden azda olsa ısınmıştı.

Ardından aklıma Ares'in çantamın ön gözüne bakmamı söylediği geldi ve hemen, fermuarı açtım. beni karşılayan 200tl ve bir simit paketiydi. Yüzüme oturan sırıtmayla, düşüncelere daldım. Bu adam, gerçekten düşünceliydi de, Bunu ne ara yapmıştı? Kaşla göz arası halletmiş valla, helal olsun.

Hoca sınıfa girince dikkatimi toparladım. Ve dersi dinlemeye başladım. Ne de olsa, yeterince geride kalmıştım.

2 saatin sonunda ders bitince, bunaldığım için sınıftan çıkıp bir şeyler içmek istedim. Bartın'a "ben kantine gidiyorum." Dedim. Oda abartılı bir tepkiyle "dur bizde kantine gidiyoruz zaten, seni arkadaşlarımla tanıştırayım." Dedi. Ben "peki, öyleyse." Diyerek onları takip ettim.

Kantine geldiğimizde bir masaya oturduk ve çocukların ikiside bana beklenti dolu gözleriyle bakınca, bende kendimi tanıtmak zorunda kaldım.

"Afra ben, yeni geldim okula yani eskiden de bu okuldaydım ama farklı bir şubesinde." Dedim.

Siyah PapatyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin