💎8.BÖLÜM💎

61 9 10
                                    

Elmas 8 yaşındayken...

"Baba! Baba! Baba! Yüzmeye gidelim mi?" Dedi babası tarafından sevebileceğine inancı tam olan kız.

"Tamam gidelim söyle o anana hazırlasın seni. Sonra o da hazırlansın." Dedi adam. Kız kabul ediceğini hiç düşünmemişti.

Aslında adamın içinde kızına olan çok ufakta olsa bir sevgi vardı. Ne de olsa onun canından bir parçaydı o. Ölmesini istemezdi.

Küçük kız hemen onaylar anlamda kafasını salladı ve üst kata yüzündeki darp izlerini makyaj ile kapan annesinin yanına koştu. "Anne! Anne! Babam yüzmeye götürecekmiş bizi! Anne söyle
Hazırlasın seni sonra o da hazırlansın dedi." Kadın çocuğunun söyledikleri üzerine yüzüne zoraki bir tebessüm oturttu.

"Kızım Ama sen yüzme bilmezsin ki?" Küçük kız bunu düşünmemişti babasıyla vakit geçireceğini düşününce. Bir şey olmazdı. Babası ona öğretirdi. Değil mi?

"Ama anne babamla vakit geçireceğim. Hem o bana öğretir!" Dedi. Kadın içinden kızına bir şey olmaması için dua etmeye başladı. Ardından ayağa kalktı ve yüzme için gerekli eşyaları bir çantaya koydu.

İlk başta kendi giyindi. Ardından kızını da giydirmek için onun odasına doğru ilerlemeye başladılar. Odaya girip kızının mayosu giydirdi. Mayonun üstünede bir elbise giydirdikten sonra alt kata indiler.

Kadın tekrar kızı için dua etti.

***

Sakin bir yolculuk geçmişti. Ama ortamdaki gerginlik elle tutulur derecedeydi. Ayşe Demirel ve Fırat Demirel ne kadar çok kavga etseler bile bunların kızlarının önünde yaşanmamasına dikkat ediyorlardı.

Bu yüzden bu ilk olaysız yolculukları olabilirdi. Fırat Demirel genellikle ailesinin dışarı çıkmasına izin vermezdi. Arada bir önemli davetlere giderken karısını dışarı çıkarırdı o kadar.

Beraber havuzun kapısından içeri girdiler. Havuzu onlar için boşalttırmıştı. O yüzden etrafta kimsecikler yoktu.

Elmas hemen üstünedeki elbiseyi çıkarıp şezlonga düzgün bir biçimde bıraktı ardından da ayakkabılarını.

Üstümdenki bütün fazlalıklardan kurtulup sadece mayolarıyla kalınca suyun kenarına giderek ayaklarını suya soktu.

Soğuk su ayaklarını gıdıklamıştı ve bu onun hoşuna gitmişti. Keyifle kıkırdadı.

Bir müddet böyle kalınca. Fırat Demirel'in canı sıkılmaya başlamıştı. Madem gelmek istiyordu o zaman yüzücekti! Tabiki
Kızının yüzme bilmediğini biliyordu. Denize veya havuza bu zamana kadar bir kere bile gitmeye birinin yüzme bilme şansı ne kadardı ki?

"Yüzsene! Yüzmek için gelmedin mi?" Dedi son derece katı ve soğuk bir sesle. Sesi bile Elmas'ın üşümesine yetiyordu.

Ayaklarını sudan çıkardı. Ardından babası olucak iki gram halsiyetinide yolda düşürüp kaybetmiş o adamın karşısına geçti.

"Şey... babacım ben yüzme bilmiyorum da acaba sen öğretebilir misin?" Küçük kız heyecanla sorusunun cevabını beklerken adamın sinirleri tavan yapmıştı Ama bunu çok büyük bir ustalıkla saklıyordu.

Yüzüne bir tebessüm oturtu. "Tabii ki!" Dedi kızına ardından ayağa kalktı. O arkasını dönmüş havuza doğru ilerlerken ensesinden tutup onu havuza attı.

Böyle bir şey beklemeyen ve boyundan çok daha derin olan havuzun içinde çırpınmaya başlayan Elmas'ı gören annesi ona yardım etmek için öne atıldı ancak yanağına yediği o tokatla yer düştü.

ELMAS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin