💎16.BÖLÜM💎

15 8 1
                                    

Duyduklarımı algılamaktan güçlük çekiyordum. Bunca yıldır beraber olduğum ve abi gözüyle baktığım çocuk gerçek abimmiş.

Ayrıca üçüz abilerim de varmış. Bütün hikayeyi anlamıştım ancak kafama takılan bir şey vardı.

"Rüyamda beş kişiydiniz. Diğeri kim?" Hepsi bir birine baktı. Ne dediğimi anlamamış gibi gözüküyorlardı.

"Beş kişi mi? Diğeri kim ki?" Diye bir soru yöneltti Güney.

O da onu soruyor zaten salak!

"Bende size soruyorum ya abicim." Dedim abicim kelimesine vurgu yaparak. Güney bir kaç saniye anlamını asla anlayamadığım gözlerle bana baktı.

Ardından hemen bilgisayarının başına ilerleyip bir şeylerle uğraşmaya başlayınca bende tek yapmak istediğimi yaptım.

Uyudum.

Her zaman ki gibi.

Kaçtım veya uyudum.

Benim içim ikisininde anlamı aynıydı.

💎✨💎

Yusuf Şahin...

Suçsuz olduğum anlaşılmıştı. Bu herkesin gerginliğini azaltmasını sağlasada benim içime bir kurt düşmüştü.

Gerçekten aramızdan biri miydi?

Öyleyse. Bu kişi kimdi?

Benim bile kısa süredir burda olmama rağmen aramızda bir bağ oluşmuştu. Herkesin ilk bana yüklenmesinin de nedenlerinden biri buydu zaten.

İnanmak istemediler. Bütün hayatlarını beraber geçirdikleri kişilerin kendilerini herhangi bir şey için satmalarını kabullenemediler.

Bütün hayatım yalnız geçmişti. Annem ve babam öldükten sonra kimsem kalmamıştı. Bu zamana kadar değer verebileceğim kimse çıkmamıştı karşıma.

Elmas ile karşılaşmadan önce kimseyi umursamazdım. Kimseyi. Ölmüş mü kalmış mı? Düşmüş mü kalkmış mı? Beni sevmiş mi sevmemiş mi? Bunları hiç kafaya takmamamıştım.

Elmas'ı eve getirdiklerinde görmüştüm ilk. Baygın halde bağlamışlardı sandalyeye, başında ayılmasını beklerken onun hakkında pis şakalar yapıyorlardı.

Çok umursamamıştım.

Çok geçmeden Elmas uyanınca -ki bizim bunu fark etmemiz ses telleri yırtılırcasına attığı çığılı sayesinde olmuştu-  ilk başta ağzını bantladılar... sonrasını zaten biliyorsunuz.

Dövdüler. Çok uzun süre dövdüler. Tek göz yaşı akmadı gözünden. Onun göz yaşları akmadıkça, benim içim onun içinde kan ağladı.

Uzun zaman sonra ilk defa birini umursamıştım.

Cevher'in bana yaptığı haraketle ağzındaki bantı çıkarmıştım. Bana öyle bir nefretle baktı ki... nefret bakışlarına alışkındım ama böyle bir nefret kimsenin gözlerinde görmemiştim.

O an benden nefret etmesin istedim. O an onun nefretini kazandığım için kendimden nefret ettim.

O gün Elmas'a kurşun sıktılar. Ben kurşun sıkan o namluyu hepsinin kafalarına yaslamak istedim.

Gözümü bile kırpmadan.

Hepsini.

Öldürmek istedim.

Ben ilk defa uzun zaman sonra bir şeyler hissetmiştim.

Sonra o uyandı ben ona bir hafta yemek götürdüm. Her akşam yemek götürdüm. Onu nefretin beden bulmuş hali olarak tanımlıyordum Ama, onun benden nefret etmemesini istiyordum.  O benden nefret etmezse geriye ondan ne kalıcaktı ki zaten?

ELMAS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin