|17'.bölüm|

10.7K 688 257
                                    

Odamda kaç saat hıçkıra hıçkıra ağladım bilmiyorum ama yerden kalkıp aynaya baktığımda ağlamaktan gözlerimi kızarmış ve şişmiş halde buldum.

Bayan Kim benimle daha sonra konuşacağını söylemişti ama henüz ortalarda yoktu.Çok geçmeden kapı sertçe açılıp kapanmıştı, muhtemelen Taehyung gitmiş olmalıydı.

Ve kadının bu eve dönmesiyle o lanetli günler yeniden başladı.
Ya da sadece ben öyle sanıyordum.

Banyoya girdim ve yüzümü yıkamaya başladım.Yüzümü yıkarken aklıma bir soru geldi.Peki ya Taehyung'un babası?
O neredeydi?Onu başka bir ülkede yalnız mı bıraktı?Ama tabii ki gidip ona soramazdım bu soruları.

Yüzümü kuruladıktan sonra ani bir baş dönmesiyle elimi duvara koydum.Bu şimdi nereden çıktı?

Umursamadım ve tekrar yatağa gelip oturdum.Odamda bir televizyon vardı.Ama o kadın televizyon izleme isteğimi bile yok etmişti.

Telefonu elime alıp ekrana bakmaya başladım.Taehyung'a yazıp yazmamağı düşündüm bir an.Bana karşı hala aynı olup olmadığını bilmek istedim.Ama cesaret edemedim.Bu sefer Taehyung'tan korkmuyordum, korktuğum şey Taehyung'un beni tekrar kıracağı korkusuydu.

Ofladım ve telefonu yatağa fırlattım.
Kalkıp pencereye yaklaştım ve dışarıyı izlemeye başladım.

Dışarısı nemliydi.Yağmur yağacak gibi görünüyordu.Bahçıvan bu havada bahçede çalışıyordu.Geçen gün hizmetçi ve bahçıvan konuştuklarında, bu havada giyecek kıyafeti olmayacak kadar parası olmadığını duydum.

Bahçıvanı bahçemizde öyle görmek beni üzmüştü biraz.Dolabı açıp içinden bir mont aldım ve sessiz adımlarla odamdan çıktım.Bayan Kim'in beni görmesi hiç iyi olmazdı.Sessiz adımlarıma devam ettim ve merdivenlerden biraz daha hızlı indim.
Evin kapısını sessizce açmaya çalıştım ama bütün çabalarım boşunaydı, kapı sanki normalden daha fazla ses çıkarmaya meyilliymiş gibi bir ses çıkardı.Ama etrafıma baktığımda çok şükür kimse görmemişti.

Sonunda bahçeye çıkıp bahçıvanın yanına gittim.Dışarısı serindi.

"Şey hava soğuk diye size bir palto getirdim.Lütfen giyin"

Bahçıvan bir süre bana bakıp gülümsedi ve "Teşekkür ederim ama bunu alırsam kendimi küçük düşmüş hissederim" dedi.

Bu durum beni rahatsız edince "Tamam o zaman bu günlük işleri yapma. Yapacak bir şey olduğunu da sanmıyorum" dedim.

Bahçıvan elimi tuttu ve "Teşekkürler, zaten sırtım ağrıyordu" dedi.

Ona gülümsedim ve elimi geri çekmeye çalıştım ama bırakmadı.Bu durumdan rahatsız olduğumda "eve gideyim o zaman" dedim ve elimi tekrar çekmek istedim, bırakmadığı için sertçe çekmek zorunda kaldım.Bana baktı ve garip bir şekilde gülümseyerek ceketi elimden alıp omzuma koymak istedi.

"Senin için soğuk olacak, ince giysiler giyiyorsun, hastalanma sonra."

Söylediklerinden niyetinin kötü olmadığını anladım ve kendimden utandım anında.

"Benim için endişelenmeyin, odanıza gidin lütfen."

Bunu söyleyince tekrar teşekkür etti ve avlunun sonunda kendisine verilen küçük odaya gitti.

Elimde montla bende eve döndüm.
Sessizce kapıyı açmaya çalışarak içeri girdim.

İşte o zaman..

İçeri girdiğim an kapının önünde kıpkırmızı sinirli gözlerle beni bekleyen Bayan Kim vardı.

Gergin bir şekilde hızla yanıma geldi ve boğazımdan tuttu, "Bahçıvanla ne konuşuyordunuz?" dedi.

|FOR HAPPINESS||TAEKOOK~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin