ㅡ 𝐂𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐕𝐈

42 4 0
                                    

6┆❝ I'd rather be the person you once loved
than never be loved by you. ❞
531 words

Özel bir gece ve Jake'in evinde yapılan küçük çaplı bir kutlama.

Heeseung her ne kadar hâlâ kötü olsa da bu kutlamaya gelmemezlik yapamazdı.

Jake'in abisi, onların da abisi sayılırdı ve onun beş senelik ciddi bir ilişkisinin ardından evlenecek olması kesinlikle kutlanmaya değer bir şeydi. Diğer yandan, partide kendi abisi de olacaktı, bu yüzden...

"N'aber en sevdiğim ikinci kardeşim?"

... Elbette gelmek zorundaydı.

Abisi sanki Heeseung'dan kısa değilmiş gibi elini kaldırıp kardeşinin saçlarını karıştırarak kafasını hafifçe ittirdiğinde Heeseung kafasına yapılan baskıyla o yöne doğru güçsüzce sendeledi ve kısaca güldü.

"Ne zamandan beri üç kardeşiz?"

"Benim iki kardeşim var senin ise yalnızca ben."

Büyük olan gidip Jay ile tokalaştığında diğerleri kendi aralarında ona gülmüştü. Abisinin ardından eve giren diğer gence baktı ve gülümsedi Heeseung.

"Merhaba hyung."

"Selam Hee. Hasta olduğunu duydum, daha iyi misin?"

Jake'in abisi ceketini çıkartıp asarken sorduğunda kendi abisi anında onlara dönmüştü.

"Hasta mısın? Neden bana söylemedin?"

"Ah... Önemli bir şey değildi. Şimdi daha iyiyim."

Büyük olan yapmacık bir kırgınlıkla ona bakıp iç çekerken kardeşinin şimdi iyi olduğunu görmesiyle yeniden gülümsedi ve omzunu ovuşturdu. Hepsi içeriye geçerken Heeseung, Jake'in ona olan yargılayıcı bakışlarını görmesiyle yalnızca bir omuz silkmişti. Üçüyle uğraşmak yeterince zordu, iki korumacı ve endişeli abiyi de buna dahil edemezdi.

İlişkiler ve yapılacak düğün hakkında konuşularak geçen birkaç saat Heeseung'ı her ne kadar mutlu etmesi gerekse de hayatının en kötü ve iğrenç zamanından biri olmuştu. Şakalar ve konusu açılan eski ilişkiler Heeseung'ın kalbini her zamankinden daha çok ağrıttı ve bunun yüzünden birkaç kere tuvalete gitmek zorunda kaldı. Diğerlerinin dikkatini çekmemek için içtiği birkaç bardak içki de ona yardımcı olmuyordu.

Saat gece yarısını geçmişken sonunda büyükleri kalkmaya karar vermişler ve diğerleriyle şakalaşırken kapıya kadar gitmişlerdi. Heeseung gitmedi. Yarı baygın gibiydi ama diğerleri bunu yorgun olmasına yormuştu. Oturma odasında ondan başka kimse kalmadığında Heeseung son bir gayret yine koşarak tuvalete gitti ve gözyaşlarıyla beraber kustu.

Jake'in bitmiş eski ilişkileri bile kalbini ağrıttı. Abisi onunla kafa bulurken yüzündeki utangaç gülümsemesi ve eski sevgilisi hakkında konuşurken hâlâ neşeli olan o sesi. Bahsettiği kişinin kendisi olmasını istedi bütün o ağzından çıkanları dinlerken. Bitmiş bir ilişkileri olması, hiç olmamasından daha iyiydi çünkü en azından bittikten sonra bile Jake onun hakkında böyle konuşabilirdi. Belki hâlâ sevdiğini düşünebilirdi. Ama şu anki haline göre Heeseung, Jake'in önceden sevdiği eski sevgilisi bile değildi, o sadece yakın bir arkadaşıydı. Daha fazlası da olamazdı.

Öksürmeyi bıraktığında yorgun gözlerini açtı ve her ne kadar bulanık görse de etrafına kısık gözleriyle baktı. Görünüşe bakılırsa düşünürken nereye kustuğuna fazla dikkat etmemişti. Klozetin yanları kanlı yapraklarla dolmuştu ve hepsini bu şekilde etrafa dağılmış bir biçimde görmek Heeseung'ı daha da korkuttu. Hastalığının ne kadar korkunç ve tehlikeli olabileceğini sanki bu görüntüden sonra fark etmiş gibiydi. Dizlerinin üzerinden kalkıp etrafı temizlemek istese de yapamadı. Kalkmaya yetecek kadar gücü kendi içinde bulamadığı için yeniden dizlerinin üzerine düştü ve alnını klozete dayadığı kolunun üstüne yasladı. Boştaki eliyle muhtemelen çenesine bulaşan kanı silerken öksürmekten alamadığı nefesleri şimdi almaya çalışmıştı.

"Heeseung?"

Adını ve yaklaşan ayak seslerini duymasıyla içten içe panikledi ama hiçbir tepki veremedi. Vücudu şu anda çok ağırdı ve her yanı ağrıyor, midesi bulanıyordu. Yeniden dolan gözlerini kapattı ve ıslanmış olan yanaklarında yeni gözyaşları parladı.

Ona bakmaya gelen Sunghoon ise kapıyı açtığında gördüğü görüntü karşısında şok olmuştu.

"... Heeseung?.."

ᴅɪᴇ ғᴏʀ ʏᴏᴜ ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin