bölüm dört- sana bir şey oldu diye korktum

23 4 5
                                    

Başımda çok sert bir ağrı ile kalktım. İlk önce her şeyi algılamaya çalıştım. Jungkook sınıfta deli gibi dolanıyordu. Ayrıca biz neden sınıftaydık?

Yavaş yavaş doğruldum, sıraların üzerine yatmıştım. "TAE! TANRIM, İYİSİN!" Jungkook koşarak arka sıralardan benim yanıma geldi. Bana sım sıkı sarıldı. Ne? Bana? Sarıldı? JUNGKOOK?

Şok içinde etrafa bakındım. Jungkook sakince geri çekildi. Ağlamışa benziyordu. Neden ağlamıştı? Onun da mı canını yakmışlardı? Eğer böyle bir şey olduysa, onların canını okurudum. "Jungkook, neden ağladın?" "Sana bir şey oldu diye korktum..." Ne? Nasıl yani? Jungkook benim içinmi korkmuştu? Tanrım! "Neden beni bu kadar umursuyorsunki? Sadece... sadece gereksiz bir insanım işte"

Öyleydim, yaşadıklarım bana öğretmişti bunu. "Ne? Neden böyle düşünüyorsun?! Sen çok iyi bir insansın!" Dedi. Gülümsedim "Saol jeongguk" bu sefer o gülümsedi. Dişleri çok güzeldi. "Şey ne oldu? Bana anlatırmısın?" Ne olduğunu bilmek istiyordum.

En son kafama bir şey çarpıyor ve yere düşüyorum. Gerisini hatırlamıyorum. " Şey biz basketbol oynuyorduk işte. Sonra Kai senin kafana basketbol topu fırlattı. Kai'yi takmamaya çalış. O sınıfın ve okulun belalısıdır."

Cinlerim tepeme çıkmıştı. Bunu ona ödetmem lazımdı. "Bu okulda belirli kişiler vardır. Onlara bulaşırsan bitersin, mesela Kai ve ya ben ve ya Yoongi" Jungkook okulun belalısımıydı? Demekki onun da benim gibi bir özelliği vardı.

Burası özel okul olduğu için insanlığın değil, paranın gücü konuşuyordu. Birazda babam var işin ucunda tabi...

Okulda kime bulaşırsam bulaşayım, döveyim, söveyim ne yaparsam yapayım disiplin yemiyor ya da her hangi bir şey yapılamiyordum.

Aslında olay çıkarmamaya çalışacaktım ama... Şu Kai denilen velet sinirlerimi bozmuştu.

"Yani onlara bulaşmamanı tavsiye ederim. Ama Yoongi benim en yakın arkadaşlarımdandır. Bunun yanında 5 salak arkadaşım daha var tabi" dedi ve güldü.

'Onlara bulaşmamanı tavsiye ederim' Bu dediğine histerik bir şekilde güldüm. "Ne oldu?" "Boş ver. Hadi gidelim."

"Oh hayır gitmemize gerek yok. İstersen dışarıya çıkabiliriz ya da sınıfta takılabiliriz. Ne dersin?" Aslında başım çok ağrıyordu, yani pek gitmek istediğim söylenemezdi. "Hmm biraz sınıfta kalalım belki sonra dışarıya çıkarız. Başım çok ağrıyorda"

"Pekiii sen nasıl istersen" "offf çantam spor salonunda kaldı ya" telefonum onun içindeydi... "Hayır ben gelirken aldım" Jungkook yerden çantamı alıp bana uzattı. Mutlu olmuştum! "Teşekkürler" gülümsedi.

Çantamdan telefonu çıkartıp bir kaç fotoğraf çektim. Fotoğraf çekmeyi severdim. Telefon daha çok başımı ağrıtınca babamın attığı mesajları umursamadan kafamı masaya koydum.
🍀

Selamm bu bölüm biraz kısa oldu ama olsun

Bu bölümde biraz yakınlaşmaya başladılarrrr

Jk bey hayırdır noluyo ehhe hadi evlenin

Neyse yeni bölüm yazmaya başlıcam öptüm bayy

i have to say goodbyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin