Gözlerimi açtığımda heryer bembeyazdı. Kendimi o kadar yorsun hissediyorum ki her an tekrar uyayabilirdim. Uyandıktan bir süre sonra dıt dıt sesleri gelmeye başladı. Bu sesi daha çok sol kulağımdan duyuyordum. O anda bi şeylerin ters gittiğini anladım. Kapı açılınca dikkatimi oraya verdim. İçeriye doktor çe hemşire girdi yanına geldiler "Nasılsın?" Dedi olmaya çalıştığı en sevecen haliyle "Iyiyim ama sol kulağımdan duyanıyorum"dedim kulağıma baktı "Ilk zamanlarda olur ama sıkıntı yok zamanla geçecektir o yüzden kulağına cihaz takmamız gerek" kulağıma bir şey taktılar daha iyi duymaya başlamıştım "Ne oldu?"diye sordum birbirlerine baktılar ve o an herşey kafama dank etti "Patladı"dedşm deli gibi sürekli bunu tekrar ediyordum "Baba"diye bağırmaya başladım "Lütfen baba gel yanıma" diye bağırıyordum kendimi kaybetmiştim ne yaptığımı anlamıyordum. Hemşire ve doktor beni sıkıca tutuyorlardı. Çığlıklar atıyordum yaşlar gözleriminden akıyordu. Ne kadar Güçsüz olduğumu anlamıştım Aslına bakarsanız bir insan son şansı güçlü olmak olana kadar ne kadar güçlü olduğunu anlamıyordu. Sonra kolumu sıkıca tuttular ve kolumdan etrafa bit sıvı ilerlemeye başladı. Aynı anda benim gözlerim kapandı. Gözlerimi açtığımda tavana baka kaldım kimseyle konuşmuyordum. Kalbimin sözleri beynime işlemiyordu. Yine o huysuz sesler gelmeye başladı. Ardından kapının açılma sesi bu sefer doktordan başka yanında yaşlı bir adam vardı. Bakışları bana ulaştığında bana acıdığını anladım. Karşıda ayakkabılığın aynasından kendime baktım acınacak haldeydim Gözlerim kızarmış burnum şişmiş yüzümde yaralar vardı. Adam bana acımakla elbetteki haklıydı. Dokto "Nasılsın?"diye sordu cevap vermedim. Onca olan şeyden sonra nasıl olurda benden iyi olmamı beklerlerdi. Doktor adama bakıp çıktı. Yanıma gelip oturdu. "Ben Halil Hasbay aslında seninle çok yakın bir akrabalığımız var bu seni ilk görüşüm senin de beni" gözlerinden kırgınlık geçti bunu görebiliyordum. Elindeki resmi bana verdi "Bu annen kendisine o adamla evlendiği için çok kötü davrandım ama aşık olmuştu ve benim sözüm artık ona işlemiyordu"dikkatlice dinlemeye devam ettim. "Ben senin dedenin senin olduğunu biliyordum ama seni görmeye hiç gelmedim gelsemde kabul etmezsin zaten annen çok güzel bir kadındı onu affetmediğim için üzgünüm ama yapabileceğim birşey yok herşey geçmişte kaldı" "Babama ne oldu?"diye sordum. "Öldü"dedi basitçe. Gözlerimi sıkıca kapattım göz yaşlarım akıyordu nefes alamıyordum dedem bana sarıldı "Seni asla yanlız bırakmıcam kızım belki beni böyle affeder"dedi ona sarıldım ama ne olursa olsun ben babamı istiyordum her ne kadar baba kötü davransa bile gönlüm onun sıcaklığını arıyordu deli gibi onu istiyordum belki güçlü olabilirdim ama bu acıyı hafifletebilen bir unsur değildi. İçimdeki yara kanıyor kendini sarıp iyileşmiyordu daha çok acı veriyordu bana. Biraz zaman geçtikten sonra acım dindi. Doktor benim çıkmamın sorun olmucağını söyledi ama dinlenmem gerekliymiş. Zaten babamın kopan organları gömülmeyi bekliyordu. Babam annemin yanına gitmişti ben ise arkalarında yalvarıp yakarıyordum. Dedem beni evine getirdi odamın yetini gösterdi direk içeri girdim sol kulağım haricinde sorunum yoktu. Babam yarın öğle namazıyla birlikte gömülücekti.Kalbim sıkışıyordu daha sonra aklıma okul geldi bütün haberler kesin yayılmıştır buna yüzde yüz emindim. Acaba Samet nasıl bir tepki vermişti acaba çok merak ediyordum. Kesin umrunda olmamıştı. Artık yorgun düşmüştüm Gözlerim benden izin bile almadan kapanıyordu. Saat 12:15'te uyandım babam saat bir buçuk gibi gömülücekti. O zaman gelene kadar duvara baktım sadece. Dedem gelip beni kahvaltıya çağırdı ama hiçbirşey yemedim. Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu o benim babamdı doğru ya o babamdan nefret ediyordu. Tek yaptığım şey ağlamaktı. Saat bir buçuğa yaklaşınca dedemin hazır olduğunu gördüm. Beraber babamın cenazesini aldık ardından camiye gidip cenaze namazını kıldık. Cenazenin gömüleceği zaman gelince kendime hakim olamadım anladıkça daha çok ağladım. Karşıma bakınca Ezgiyi gördüm ve 10/E keşke şu anda onlarla beden dersinde olsaydım diye düşündüm. Samet aklımdan bile geçmiyordu. Içimde ona karşı oluşmaya Başlayan nefret vardı çünkü. Babamın cenazesi gömüldükten sonra eve geri geldik ben direk odama çıktım kimseyi görmek istemiyordum. Cenaze sırasında yine kendime hakim olamamıştır bu Yüzden sakinleştirici vemişlerdi. Zaten bundan dolayı olabileceğim en sakin haldeydim. Nerden baksanız kimseyle konuşmuyordum. Kafam yerinde değildi bazen kendi kendime Konuştuğum zamanlar bile oluyordu. Ben bile bana ne olduğunu anlayabilmiş değildim. Birdenbire kahkaha atıyor yada ağlama krizlerine girebiliyordum. Herşey oldukça salakçaydı. Ezgide beni arada bir arıyordu imkanı olsa beni hiç yanlız bırakmazdı ama hem benim biraz rahat kalmam hemde annesinden dolayı gelemiyordu. Gelmese de olurdu hatta böylesi daha iyiydi kendi kendimi sorgulayabiliyordum. Kendi hatalarımı görüyor ve bunlara karşı nasıl tedbirler alacağımı düşünüyordum davranış konusundaki takıntım ise babamdan kaynaklanıyordu. Çünkü o yaşarken benim hareketlerinden hiç de hAz almazdı hatta bu Yüzden bana çok bağırırdı. Dedemin bana annemin eskiden kullandığı Odayı vermesi ise acımı daha çok perçinliyor anne sevgisi göremediğim için yakınmama ve bunu asla unutamama sebep oluyordu. Bi gün duş almıştım kendime üst bulmak için dolabı açınca bana dedemin verdiği resmi gördüm işte o zaman o resmi elime aldığım anda öyle bir histerik krizine girdimki ben bile bana ne olduğunu anlayamadım. Yatağa başımı gömüp yorganı elimde parçalarcasına sıkıyordum. Zaten öyle o kadar durmuştum ki bir süre sonra bayılmışım. Uyanınca kendime geldim Aşağıya inip evi dolaştım akşamleyinde dedemle birlikte yemek yedim. Kaybedilen onca günün ardından kendime gelmeye başlıyordum. O rahatsız günlerim berden baksanız bir ay sürmüştü babama bana böyle kötü davranmasına rağmen bu kadar uzun yas tutuyorsam bi de onu sevseydim ne kadar yas tutardım bilmiyorum. Artık kimsem kalmamıştı tektim bir Ömür boyuncada böyle olacaktı bu. Artık okulda başlamam gerekiyordu bi aydır derslerden baya geri kalmıştım zaten bu yüzden yarın okula gidicektim. Sonra sameti hatırladım içimde ona karşı nefret ve sevgi karışık bir duygu vardı. yatağa uzandım ve tavanı izlemeye koyuldum sonrasında kendimi uykunun o müthiş hissine bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sen Umudumsun
Chick-LitŞu hayatta kimse bana değer vermemişti. Babam deseniz annemin katili olduğumu düşündüğü için benden nefret etmişti. Annem ise doğum sırasında ölmüştü. Yani anlıcağınız bana değer veren en ufak birisi bile yoktu. Birisi Hariç ama o da kendisine aşık...