"Jisung, iyi misin?" Omzundaki el ile transtan çıktı Jisung.
"İyiyim hyung..."
"Yüzün düştü." Jisung elindeki telefonu Jeongbin'e çevirdi.
"Vay adi piç!"
"O yapmamıştır hyung... Beni evine aldı, yardım etti bana. Yapmamıştır o..." Jisung kafasını iki yana salladı.
"Jisung, ne ara o kadar bağlanmış olabilirsin ki bu çocuğa?"
"Hyung babamlar evden atmışken o aldı beni evine... Ağladığımda sarıldı, benimle uyudu, saçımı okşadı. Bunu yapmamıştır..."
"Kabullenmen lazım Jisung... Sana öncesinde de zorbalık yapan birisi bu kadar hızlı değişemez."
"Hyung..." Jeongbin, abi şefkati ile saçlarını okşadı Jisung'un.
"Özür dilerim Jisung... Ama ileride daha çok üzülmemen için gerçeklerle şimdi yüzleşmen lazım..." Jisung, Jeongbin'e sarıldı. İkili o şekilde otururken kapı açıldı ve içeri Jeongin girdi.
"YUH ABİ ARKADAŞIM LAN O BENİM! AYRILIN!"
"Sakin ol Jeongin, bir şey yapmıyorduk. Ağladığı için sarıldım ve saçlarıyla oynuyordum."
"Jisung değerini bil. Abim bana bu kadar abilik yapmadı. En son sevgilimden ayrıldığımda ağlıyordum. Geldi ve 'Ne zırlıyorsun amk malı? Evi inlettin!' diyerek vurdu sonra da 'Artık ağlamak için sebebin var' dedi." Jisung gözyaşlarına rağmen kahkaha attı. Jeongin, gülen arkadaşının yanına gidip sıkıca sarıldı.
"Biliyorum kabullenmek istemiyorsun hoşlandığın kişinin bunu yapmasını ama maalesef kabul etmelisin. Etmelisin ki daha çabuk atlat." Jisung kafa salladı.
"Haklısın Jeongin..."
"Dışarı çıkmak ister misin? Abim bizi lunaparka götürecekmiş." Jeongbin anında Jeongin'e döndü.
"Ne? Ne zaman dedim?"
"Demişsindir illaki."
"Tamam tamam. Jisung istiyorsa götürürüm."
"Şey... Fark etmez."
"Hazırlanıp çıkalım bari." Jeongbin'in kışkışlamasıyla herkes hazırlanmaya gitti. Jisung, Jeongbin'in odasını tıklattı.
"Gel!" Jisung içeri girdiğinde kaslı sırt ile bakışmıştı.
"Üzgünüm hyung..."
"Bir şey mi oldu Jis?" Jisung kendisine dönen bedenden gözlerini çekmeye çalışırken konuştu.
"Ben siz-senden tişört alabilir miyim diyecektim de?"
"Hmm gel seç."
"Şey... Yakası geniş ve bol olduğu sürece fark etmez." Jeongbin siyah geniş bir tişört çıkardı ve uzattı.
"Sen burada giyin ben tuvalete gideceğim." Jisung gülümseyip elinden aldı tişörtü. Jeongbin odanın içindeki tuvalete giderken Jisung çaktırmadan(!) sırt kaslarına bakıyordu. Jeongbin tuvalete girince Jisung üstünü çıkardı ve hızla tişörtü giydi. Jeonginden aldığı siyah yırtık kot ve tişört gündelik olmasına rağmen cidden çok yakışmıştı. Jeongbin içeri seslendi.
"Jis! Giyindin mi?"
"Giyindim hyung!" Jeongbin tuvaletten çıktı. Jisung'u sürdü ve ıslık çaldı.
"Çok şıksınız." diyerek gülünce Jisung utandı.
"Hazırsanız çıkalım artık." Jeongin kapıdan ikiliye seslendi. Jeongbin, Jisung'a yol verdi. Her şeyi aldıklarına emin olunca evden çıkıp Jeongbin'in arabasına bindiler. Jeongin ve Jisung arkada Jeongbin şoför koltuğunda oturuyordu. Müzikler eşliğinde büyük lunaparka gittiler. Arabayı park edip lunaparka girdiler ve jeton aldılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rainy Day /MinSung\ ✅
FanfictionMinho anksiyete bozukluğu olan Jisung ile uğraşmayı seviyordu. Ta ki Jisung'un dışarıda kaldığı bir gün onun için üzülüp evine alana kadar. insta pov cr: @stray.kings143