🌱

2.4K 304 212
                                    

Jisung, vücudunun sıkı sıkı sarılmış olduğunu fark etti uyandığında. Kolların sahibine baktığında o kişinin Minho olması hem onu germiş hem de midesinde bir ağrı oluşmasına sebep olmuştu.

Minho yavaş yavaş yerinde kıpırdanınca kolları gevşemişti. Jisung fırsat bilip kalkmaya çalışırken Minho, Jisung'u belinden tutup yanına çekti yeniden.

"Nereye gidiyorsun küçük sincap?" Jisung aniden çekilmenin şokuyla konuştu.

"Tuvalete? Şimdi lütfen bırak beni gideyim tuvalete." Minho, Jisung'un ensesine bir öpücük bıraktı.

"Hadi git bakalım sincap."

Jisung tuvalete gitti ve kıpkırmızı olmuş yüzünü soğuk suyla yıkamaya başladı. En son hatırladığı şey Jeongbin ile birliktr içtikleriydi. Ondan sonra ne yaşandığı hakkında hiçbir fikri yoktu. Ne kadar zorlasa da hatırlayamıyordu.

Yüzünü kurulayıp odaya geri gitti fakat Minho odada yoktu. Minho'yu bulmak için evi yavaş yavaş dolaşmaya başladı.

"Sunbae?"

"Mutfaktayım Jisung!" Jisung adımlarını mutfağa yönlendirdi.

"Ne seversin?"

"Hm?"

"Kahvaltıda ne seversin?"

"Daha çok meyve veya müsli yerim. O yüzden fark etmez."

"Meyve salatası yapayım mı sana?"

"Sorun değil. Sen kendine yemek yap, ben kendime yaparım."

"Yani yapıyorum." Minho dolaptaki meyve sepetini tezgaha indirdi ve meyveleri yıkamaya başladı.

"O zaman ben de sana yemek yapayım mı?"

"Sadece otur istersen." Jisung dudak büzdü.

"Çok ısrar ettin madem." sandalye çekip oturdu. Telefonu ile ilgilenmeye başladı.

Jeongbin Hyung - Jisung

-Jisung.
-o hıyar sana bir şey yapmadı değil mi??
-iyi misin?

Hyungieee-
İyiyim-
Ben dün ne oldu hatırlamıyorum-
Ama uçuk bir şey yok ona eminim.-

-peki...
-kendine dikkat et lütfen
-o anguttan hoşlanıyor olabilirsin
-ama ben hiç sevmedim oç çocuğu
-pardon o çocuğu***

Ya hyunggg-
Cidden kötü birisi sayılmaz.-
Ayrıca bir şey yaparsa
onu dövmene bir şey demem-

-söz mü???

Söz Hyung söz-
[Görüldü]

꒷︶꒷꒥꒷‧₊˚૮꒰˵•ᵜ•˵꒱ა‧₊˚꒷︶꒷꒥꒷

Jisung telefondan kafasını kaldırıp hâlâ yemek yapan Minho'yu izlemeye başladı. Bu hali çok havalı gözüküyordu. 

"Jisung, meyvelerin üstüne bal veya herhangi bir şey ister misin?" Jisung hevesle kafa salladı.

"Çikolata sosu var mı?"

"Orman meyveli sos bile var"

"Şey... İkisinden de koyabilir miyim?" Minho onun bu tatlı haline güldü.

"Sormana gerek yok." önüne meyve salatasını ve sosları koydu. Kendine yaptığı tostu da hemen yanına koyup oturdu. Yemeklerini yerken Jisung konuştu.

"Hyung, dün ben yanlış bir şey yaptım mı?" Minho biraz durdu.

"Uh... Kime göre yanlış?"

"Kanunlara, ahlaka, sana?"

"Sadece şu herifin evinden çıkmadan önce bağırdın, haklı olarak... Ondan sonra uyudun. Uyandığında da öptün-" son cümlesini mırıldanarak söyledikten sonra tostundan ısırdı.

"Uyandığımda ne yaptım? Anlayamadım"

"Boşver önemli bir şey değildi." Jisung duyduğu şeyden emindi. Minho buna boşver demişti. Jisung üzülmüştü bu söze.

"Rahatsız ettiğim için özür dilerim."

"Ha? Sorun yok."

"Da sen niye beni Jeongbin hyungun evinden aldın ki?"

"O herifin bakışları hiç hoşuma gitmedi. Sana bir şey yapmasın diye..."

"Teşekkürler fakat Jeongbin Hyung bana en son zarar verecek kişi. Endişelenmene gerek yok. Gerçi neden endişe edesin ki?"

"Arkadaşımsın çünkü Jisung."

"Ne zamandan beri? Benim tek hatırladığım şey, kısa bir süreliğine ateşkes imzalatan bir zorba olduğundu." Minho'nun ,neden bilmiyordu ama, kalbi acımıştı bu sözler üzerine.

"Ateşkes imzalamadım. Direkt barış antlaşması sundum sana. Arkadaş olalım."

"Benim gibi bir ucube ile arkadaş olmak istemezsin sunbae. Maazallah okuldaki popüleriten düşüşe falan geçer de üzülürsün." Minho gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.

"Sadece arkadaş olmak istiyorum Jisung."

"Ben de kekelemeden, bayılmadan ve titremeden insanlarla iletişimde olmak istiyorum. Her istediğimiz olmuyor maalesef. Aramızdaki her neyse daha da garipleşmeden ben gideyim en iyisi." daha yemeğinden iki çatal almış olan Jisung, eşyalarını da toplayarak evden çıktı.

Rainy Day /MinSung\ ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin