Jisung, yeniden Jeongbin'in kapısını çaldı.
"Hyung, yemin ederim artık gelmeye yüzüm yok... Ama-"
"Jisung, sakin ol. İçeri geç. Her zaman gelebilirsin buraya." Jisung kapıdaki bedene sarıldı.
"Hyung çok özür dilerim senden."
"Tamam Jisungie~ İçeride konuşalım hadi gir." Jisung, Jeongbin ile birlikte içeri girdi. Koltukta yayılmış uyuyan Jeongin'i rahatsız etmemek için odaya çıktılar.
"Hyung... Eğer hâlâ benden hoşlanıyorsan.... Birlikte deneyebilir miyiz..?"
"Onu unutabilmek için mi?"
"Hem evet hem hayır..."
"Jisung ben seni seviyorum evet ama sen sevmediğin birisi ile birlikte olmamalısın."
"En azından denesek bir süre? Eğer olmaz dersen bitiririz..." Jeongbin bunu çok istemesine rağmen kararsızdı.
"Deneyelim Jisung. Ama iyi hissetmediğin zaman bitirelim. Seni üzmek veya sana zarar vermek istemiyorum." Jisung aniden Jeongbin'e hamle yapıp sarıldı.
"Seni çok seviyorum hyung. Bu sadece boş bir laf değil. Gerçekten sana karşı birtakım hislerim var. Sadece bunu adlandırmam gerek. Lütfen bana yardım et bu süreçte." Jeongbin kollarını ince bele sardı.
"Edeceğim Jisung. Son durum belki canımı yakacak ama mutlu olacaksan her şeye varım." Jisung, Jeongbin'in yanağına bir öpücük kondurdu.
"Teşekkür ederim hyung."
"Hyng kelimesini bırakmaya odaklanalım önce. Ya Jeongbin de ya da sevgi sözcüğü kullanmaya çalış."
"Peki sevgilim. Bu uygun mu sana?"
"İnan bana çok uygun. Birlikte uyumak ister misin biraz? Sonra da yemek yeriz." Jisung kafa salladı. Jeongbin yattı ve kenarda bir boşluk oluşturdu. Jisung da onun yanına kıvrıldı. Jeongbin kollarının birini Jisung'un boynunun altına koydu diğeri ile de belini sardı. Jisung da tek kolunu aşağı indirip diğeri ile ona sarıldı.
"HOOP UYANIN LAN ARTIK!" Jeongin'in sesi ile ikisi de sıçradı.
"Ne ayaksınız lan siz sarmaş-dolaş?" Jeongbin Jisung'a baktı. Jisung izin verir gibi gözlerini kırptı.
"Sevgilimle uyuyorum altı üstü."
"YUH NE ARA!?"
"Sen gelip uyandırmadan yaklaşık 2 saat önce. Kalkalım mı meleğim?" Jisung gülümseyip kalktı yataktan.
"Hadi git mutfağa biz de geliyoruz yüzünüze yıkayıp."
"Hm siz rahat rahat öpüşün ama yıkayın ellerinizi ben hazırlarım kahvaltıyı."
"Siktir git artık Jeongin." Jeongin koşarak odadan çıktı. Jeongbin, Jisung'a sarıldı ve dudaklarına ufak bir öpücük bırkatı.
"Hyung bir şey diyeyim mi? Kalbim pıtı pıtı oldu" utanarak tuvalete girdi Jisung. O çıktığı zaman ardından da Jeongbin girdi ve mutfağa gittiler.
"Çekil çekil sen yakarsın şim- daha başlamamış bile." Jeongbin, Jeongin ve Jisung'u oturma odasına gönderip kendisi hazırlamaya başladı yemekleri.
O yemekleri yaparken kapı çaldı. Jisung hızla kapıya gidip kapıyı açtı.
"Sunbae?" Minho tam konuşacakken bir çimlere ağzını kapamasına sebep oldu.
"Jisung, sevgilim kim geldi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rainy Day /MinSung\ ✅
FanficMinho anksiyete bozukluğu olan Jisung ile uğraşmayı seviyordu. Ta ki Jisung'un dışarıda kaldığı bir gün onun için üzülüp evine alana kadar. insta pov cr: @stray.kings143