ballı çöreklerimm bölümler düzensiz geliyor ama düzene sokmaya çalışacağım yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınnn
..........
ay gibi teni
Kahve gözeri
sıcacık bedeni
Unutma benibeni kurtardığın için teşekkürler borcumu elbet ödeyeceğim...
Kim olduğunu bilmesem de araba kazası geçiren adamdandır diye düşünüyorum başka kimse aklıma gelmiyordu. Sinirlenmiştim çünkü kardeşimi nerden tanıyor ve beni nasıl buldu. Üstünde faza durmamak için kağıdı geri cebime koydum
akşam olmuştu. kızların tarafına baktığımda Erva ayağının birini Elenanın bacağının üstüne atmış, bir kolunu da lindanın karnına koymuştu. Linda ne kadar düzenli yatıyorsa erva da bir o kadar dağınık yatıyordu. sağ tarafıma baktığımda lenanın mışıl mışıl uyuduğunu gördüm. çantama koyduğum hırkayı çıkartıp Lenanın üstüne örttüm üşütüp hasta olmasını istemezdim. O benim tek ailemdi ondan başka sığınağım yoktu. Bizim birbirimize ihtiyacımız vardı. Ne o bensiz yaşayabili nede ben onsuz yaşayabilirim. Gözlerimi Lenadan çekip etrafa bakındım. Kemerimi açıp lavaboya gitmek için ayaklandım. saatlerdir hareket etmediğim için ayaklarım uyuşmuş ve dengemi sağlayamamıştım. Neyse ki yere sülük gibi yapışmadan dengemi sağladım.Lavabonun oraya geldiğimde dolu olduğunu gördüm ve beklemeye başladım. Başımı eğerek ayaklarımı izledim. Hayat bana çok garip geliyordu mesela sırf çocuğu engelli diye terk eden annenin aksine benim için düzenlerini hiçe sayıp benimle birlikte gelen kardeşim dediğim dostlarım vardı. Hangi anne terk ederdi ki kendi kanından canından olan birini ama bizim annemiz bizi terk edip gitti.
İçerden kapı sesi gelmeye başlayınca çıkacağını anladım. İçerdeki kişi çıktığında yüzüne bakma gereksinimi duymadan hafif omzuna çarparak lavaboya girerken arkamda birinin sesini işittim "yavaş küçük hanım dikkatli ol" sesi kalın bir o kadar da otoriterdi. Her ne kadar sesindeki sertliği hissetsem de hiç oralı olmayarak lavaboya girip ihtiyaçlarımı karşıladım. Ellerimi yıkadıktan sonra hafif bir kurulama işlemi yaparak lavabodan çıktım ama çıkmaz olaydım. Az önce omzuna çarparak geçtiğim adam karşımda dikiliyordu!!. Ayakkabısından tanımıştım.
yüzüne baktığımda mavi gözleri esmer tenine çok uyumluydu. Biraz dolgun dudakları ve hafif kemerli burnuyla yüz hattı çok güzel gözüküyordu. Bıraktığı kirli sakal ona ayrı bı ahenk katmıştı.
"Özür dilemenizi bekliyorum hanımefendi" yüzü çok tanıdık geliyordu geçenki araba kazasındaki adama benzetmiştim ama o adamın yüzü kanlar içindeydi. "Hanımefendi?" Ayy adama fazla kaptırdım kendimi cevap vermeyi unuttum "pardon anlamadım" onu süzmekten ne dediğini anlamamıştım
"Hani az önce omzumu söküp götürüyordunuz ya bı özür bile dilemediniz" benim jeton köşeli olunca yeni anladım "ha pardon kusura bakmayın" adamda başıyla tamam dedikten sonra yerime giderken "insanın beyni köşeli olunca jeton yeni düşüyor tabi" diyerek kendime söylenmeye başladım.🍩
Uçaktan inmiş İzmir'deki evimize doğru yola çıkmıştık yaklaşık 1 saatin sonunda eve geldik. Biraz ıssız yerdi. Bakıldığı zaman ormanlık da denilebilirdi ama birkaç tane daha villa vardı. Bizim villanın solundaki villa dikkatimi çekti. Bahçesi çok güzeldi bir sürü çeşit çeşit çiçeklerle doluydu. Sağımdan hızla koşan Elena ve ervaya bakarak gülmeye başladım. Oda seçmek için yarış yapıyorlardı. İkiside hızla içeri girdiğinde Linda ve ben kalmıştık. Lena arabada uyuyordu. Lindayla birlikte eşyaları kapının önüne koyup lenayi uyandırmaya gittim. "Hadi ablacım kalk geldik yeni evimize" Lena doğrulup eve baktığında yüzündeki mutluluk herşeye değerdi. "Ablaaa burası çok güzel çok büyük" dediğinde kıkırdadım "evet ablacım artık burda kalacağız hadi koş odanı seç" dediğimde arabadan indiğinde koşarak eve girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diğer Yarım
Teen Fictionannesi tarafından terk edilmiş iki kız kardeş ve üniversite okumak için İzmir'e gelen luna'nın başına gelen takıntılı mafya ile imtihanı Kitabıma şans verirmisiniz