"Orospu Çocuğu!"

529 58 182
                                    

"Siz iki gay beni rezil ediyorsunuz."

Touya, elindeki büyük kartonla, bugün beşinci kez göz deviriyordu. "Shigaraki bi' siktir git amına koyayım."

Touya, alkışları ve ıslık çalmaları duyunca Shigaraki'yi dinlemeyi bırakmış; sesin nedenine bakmıştı.

Sevgilisi, Takami Keigo.

Sarı saçlıyı başlı başına süzmüş ve yutkunmuştu. Bu akşam emin olacaktı ki, bir hafta basketbol oynamayı bırak yürüyemeyecekti bile.

"Ağzını kapat, salyan aktı. Kuduz köpek amına koyayım, tipe bak."

Touya girdiği transtan çıkmış, Shigaraki'nin kafasına vurmuş, "Lan bi' sus amına koyayım ya." diye yükselmişti.

Sahadaki sevgilisine bakmış, göz göze gelince gülümsemişti. "Hah." Keigo, el sallamış ve göz kırpmıştı.

"Siz iki gay yok mu... Sizi gidi sapıklar."

"Oğlum boğarım seni, ne alaka orospu çocuğu?!" Touya göz devirmiş, dikkatini maça vermişti. Yani Keigo'ya.

İlk iki periyodu güzel bir farkla kazanmışlardı. Touya; Keigo her sayı yaptığında, özellikle de üçlük, ıslık çalar ve bağırarak 'İşte benim sevgilim!' derdi.

Keigo onun sesiyle gaza gelir, gülerek başka bir sayı daha atardı. Shigaraki ise onları gülerek izler, göz devirirdi.

Maç bitiminde, Touya sevgilisini salonun çıkışında duvara yaslanarak bekliyordu. Kafasını eğmiş, ayaklarını yere vuruyordu.

"Orospu çocuğu!"

Kendisine seslendiğini anlayan Touya, kafasını kaldırmış homurdanarak cevap vermişti. "Ulan insanlar sevgilisini en kötü odun diye çağırır, bizimki orospu çocuğu diye."

"Ağlama."

Göz devirmiş ve gülerek yaslandığı duvardan kendini iterek Keigo'ya doğru yürümüştü. Keigo hızla Touya'nın boynuna atlamıştı.

Beyaz saçlının elleri, Keigo'nun belini bulmuş burnunu boyun girintisine saklamıştı. Saçları, duş almasından dolayı olsa gerek, hafif ıslaktı.

"İyi oynadın bugün, tebrik ederim. "

"Eh ne de olsa elinde pankartıyla beni desteleyen bir sevgilim vardı." Keigo göz kırpmış ve gülmüştü.

Touya ikisinin ellerini birleştirmiş, "Hadi gidelim." demişti. Keigo anlamayarak, "Nereye?" diye sormuştu.

"Ee maçı kazandınız. Kutlamayalım mı?"

Keigo sevinerek, tekrardan Touya'ya sarılmıştı.

Yaklaşık 15 dakika sonra gidecekleri yere varmışlardı. "Ya!! Lunapark!! Bayılırım."

Touya sırıtmış, "Biliyorum." demişti. "Hadi gidelim."

İlk başta çarpışan arabalara binmişlerdi. "Şimdi siktim seni Touya."

"Ayıp oluyor."

Keigo, özellikle Touya'nın olduğu arabaya vurarak geçirmişti bütün süreyi. Sonrasında Touya, Keigo'ya iki üç kere geçirmişti.

"Ya! Ben sana o kadar sert çarpmadım."

Elleri birleşik bir şekilde lunaparkı gezerken Keigo sitem ediyordu. Touya gülmüş, 'tatlı' diye düşünmüştü.

"Yalan söyleme bak, çarpılırsın."

Çarpışan arabalars itafen yaptığı şakaya kendi kendine güldü Touya. "Çok komik aptal."

"Tamam darılma hemen, pamuk şeker?"

Keigo masumca bakmış ve kafasını sallamıştı. "Evet, lütfen."

Touya gülmüş, ikiside gidip ona pamuk şeker almışlardı. Bütün lunaparkı gezmişlerdi. Oynamadıkları oyun, binmedikleri oyuncak* kalmamıştı.

Keigo, ellerini sallarken "Teşekkür ederim, bugün için." demişti.

"Ne için? Sevgilimi randevuya çıkarmışım, bunun için teşekkür mü ediyorsun?"

"Yine de teşekkür ederim."

Touya kafasını sallamış, Keigo'nun elini öpmüştü. Keigo yerinde duramadığı için laf atmıştı. "Bugün çok mu romantiksin ne?"

"Eh arada oluyor, her zaman bekleme."

Keigo, Touya'nın kafasına vurmuş, gülmüştü.

Eve yakınlaşınca, Keigo biraz üzülmüştü.
Touya bunu anlamış olmalı ki, "Üzülme aptal, yarın da görüşeceğiz." demişti.

"Evet ama..."

"Aması yok, üzülme. Hadi git. Üşüyorsun zaten. Ulan montumu bile verdim hala nasıl üşüyorsun?"

Keigo göz devirmiş, "Siktir git!" demişti.

"Shh, annen duyacak şimdi aptal."

"Ay."

Keigo, gözlerini yerde gezdirmiş ve hemen bir şekilde Touya'nın yanağını öpmüş ve içeri girmişti.

Kaç saniye geçti bilmiyordu ama çalan kapıyla kaşlarını çatmıştı. Açtığı kapıyla, sevgilisini görmesi bir olmuştu. Normal olarak.

"Touya?"

"Şey."

Keigo sorgularcasına bakmıştı. Onu öpecek miydi?

"Üstün."

"Ne?" Sarı saçlı genç, heyecanlanmış ve gerilmişti.

"Montumu ver orospu çocuğu, götüm dondu be!"

Keigo, beklemediği cümle karşısınds gözlerini olabildiğince açmış ve birden gülmüştü.

"Sessiz ol lan, annen yakalayacak şimdi."

Touya, Keigo'nun ağzını kapatmış ve "Gülme." demişti.

Keigo kafasını sallamış, ağzındaki eli kapatmıştı. "Nefessiz kaldım amcık ağızlı."

Touya göz devirmiş, montunu almış ve kapıdan çıkıp "İyi geceler sevgilim." diyip gitmeye başlamıştı.

"İyi geceler."

Keigo kapıyı kapattıktan sonra, 3-4 saniye sonra tekrar çalan kapısıyla kaşlarını çatmıştı.

Kapıyı açarken, "Ya Touya, başka bir şeyin-" diye stem ediyordu ta ki dudakları başka bir dudakla kapanana kadar.

"Eh bunu yapmayı unutmuşum."

Touya, geri doğru giderken göz kırpmış ve yere düşmüştü. Keigo o kadar sesli gülmüştü ki annesi onu dövecekti yüksek ihtimalle.

"Hay ananı sikeyim ya."

Touya, yukarıdaki odanın ışığını açık görünce gitmeye başlamıştı. Gitmeden önce, "Seviyorum ulan seni piç Keigo!" demişti.

"Keko musun sen gerizekalı!?"

"Ne bağırıyorsun oğlum sen?!"

Annesinin sesini duymasıyla gözlerini sıkı sıkı kapatan Keigo, sessiz bir şekilde, "İşte şimdi sıçtım." demişti.

Touya ise çoktan topuklamıştı.


*Oyuncak dışında ne yazacağımı bilemedim.

ABI COK GUZEL YATDIM AMINA KOYIM BUNU FINAL YAPABILIRIM YEMIN EDERIM AMK COK GUZEL YAZDIM

yazim yanlisi varsa sg amina koyim napim???

yorum atin bir suru yoksa silerim.

saka yaptim amk bu kadar guzel bolumu sizin icin heba eder miyim mal orospular

tm gorusuruz

hem ayranim dokulmesin hem gotum sikilmesin, dabihawks. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin