10. bölüm

133 12 0
                                    

yume;

aizawayla 1-A sınıfına geldik içeri girdiğimizde bütğn öğrenciler bizi görünce yerine geçti ilk kendimizi tanıttık sonra onları dinledik neden kahraman olmak istediklerini hepsi çok tatlıydı onların yaşında olmak isterdim böyle bir okulda öğrenci olmak isterdim tanışma sohbet derken ilk dersimiz bitti 2. derste bizimdi sonraki dersler diğer senseiler ile tanışcaklardı sınıftan çıkıp öğretmenler odasına gittim masama oturdum çok geçmeden aizawa ile hizashi birlikte geldi arkalarından nemuri ve diğer senseiler henüz onlarla tanışmamıştım kalkıp tanışmadığım kişiler ile konuşmaya gittim biz sohbete dalarken zil çalmıştı hepimiz dağıldık hepsi çok tatlı senseilerdi derse gitmek için aizawanın yanına gittim
(yume: gidelim mi sınıfa?)
(aizawa: tamam)
kalktı yürümeye başladık sınıfa geldiğimizde içerden gülüşme sesleri geliyordu sanırım ilk gün tanışma kaynaşma ile geçicekti içeri girdiğimizde tekrar herkes yerine geçti ve biri parmak kaldırdı
(aizawa: evet?)
(izuku: yume sensei siz kahraman mısınız)
bu soruyu duyunca gerildim içimi bir korku kapladı ya beni sevmezlerse
(yume: hayır değilim)
aizawa bana baktı, önüne döndü
geçen ders biz onlara soru sormuştuk şimdi sıra onlardaydı karşılıklı bir alışveriş yani ve bir parmak daha kalktı
(yume: söyle bakalım)
(uraraka: kahraman olucak mısınız)
(yume: eğer başarırsam evet)
aizawa beni izliyordu sevinmeli miydim hafifçe dönüp ona baktım anlam veremediğim bir ifade vardı yüzünde göz teması kurunca önüme geri döndüm o sırada biri beklediğim ama denilmemesi için yalvardığım bir cümle geldi
(todoroki: gerçekten kahraman olmayan biri mi bxie kahramanlığı öğretecek UA standartlarını bu kadar düşürdü mü?)
(tokoyami: belkide bu yüzden 2 tane sınıf öğretmenimiz vardır)
belkide bu okula gelmemeliydim, belkide onlar haklı, sanırım işleri tekrardan batırdım ama neden geçmişimi bilmeden bu kadar laf etmişlerdi güçlü kalmalıydım gözlerim dolmamalıydı bu kadar küçük şeyden ağlayamazdım eğer güçsüzsem eve kadar beklemeliydim geçmişime dayanamıyordum ben bunları düşünürken aizawa lafa girmişti bile bu süreçte neler olacağını konuşuyorlardı ben bu sisteme yavaş yavaş hem alışacak hem öğrenecektim dersin devamında sessiz kaldım aizawanın anlattıklarını dinledim onu izledim arada öğrencileride izledim hepsinin yüzünde masum ifade zil çaldı sınıftan çıkıp öğretmenler odasına gittim okulun devamında dersim yoktu dersler gittikçe artıcaktı bu fırsatı okulu gezerek kullanabilirdim yanımda birinin beni gezdirmesini istemiyordum bunu tek başıma yapacaktım bir defter bir kalem alıp en aşağı kattan dolaşmaya başladım en alt kat sığnak
onun alt katı kazan dairesi olmalıydı karanlıktı burlarda dolaşmak pek doğru olmayabilirdi bir üst kata çıktım burada koridorların sağında bir kapalı havuz solunda bir futbol sahası bir üst kat ise basketbol ve voleybol sahası hem katları geziyordum hem not alıyordum yazmayı seviyordum hoşuma gidiyordu diğer katlarıda gezmeye başladım...

sonunda bütün katlara bakmıştım en son çatı kalmıştı kapı kilitli değildi bu öğrenciler için tehlikeliydi ama kimse buraya okuldan atılmamak için çıkmazdı diye düşünüp çatıya çıktım korkuluklara yaklaştım oturmak için fena gözükmüyordu üstlerine çıkıp oturdum aşağıdan kimse beni göremezdi biraz dinlenir giderdim burası çok yüksekti ama korkutmuyordu bütün günümü gezmeye harcadığım için öğle yemeği saatinide kaçırmış olmalıydım çıkış saati yaklaşıyordu bütün öğrenciler birazdan evlerine dağılacaktı öğrencilerin çıkmasını beklerken diğer yandan manzarayı seyredip çeşitli hayaller kuruyordum

aizawa x yn Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin