5.Bölüm "Sen bir zamanlar en iyisiydin Afra"

1.2K 57 7
                                    

Bölüm Şarkısı;
Oğuzhan Koç- Aşkın Mevsimi

#Afra

Elime tutuşturduğu fincanının sıcaklığına sarılarak bir köşeye sindim. Yarım saattir açıklama yapıyor ve özür diliyordu.

"Üzgünüm Afra, gerçekten sadece bir alışkanlık" diyerek omuzlarını düşürdü.

Yaşadığım en büyük şoklardan biriydi. Bir insanın nasıl böyle bir alışkanlığı olur diye düşünürken aslında saçmaladığımı biliyordum.

Ben bu adamla evliydim. Kim bilir kaç kere çıplak görmüştüm onu.

Allah'ım hafızamı dilediğin gibi silebiliyordun madem az önceki görüntüyü de kayıtlardan alabilir misin? Zira ben unutabileceğimi sanmıyordum.

"Dikkat ederim bundan sonra" diye devam etti.
Suratındaki hüznü açıkca görebiliyordum. Gözlerini çevreleyen siyah kirpikleri yere bakıyordu.

Gülünce çok güzel görünüyordu. Baharın gelişi gibiydi gülüşü. Aynı şekilde suratı ne zaman asılsa olsa kışı andırıyordu. Eski Afra gülüşünden dolayı bile bu adamla evlenmiş olabilirdi.

Yanımdan doğrulup mutfağa doğru gittiğinde evi daha dikkatli inceleme fırsatı bulmuştum. Bu ev tam anlamıyla hayallerimi yansıtıyordu.

Önümdeki büyük geniş sehpada sırıtan fotoğrafım göz kırptı o sırada bana. Mert'in gelip gelmediğini kontrol ederek elime aldım resmi.

Güneş vurmuş olmalıydı yüzüme, kısmıştım gözlerimi fotoğrafta. Kafamdaki kasket şapkayı da tersten giymiştim. Hemen belimde bir el vardı ve sanki kaçıcakmış gibi tutmuştum birde o eli. Mert kameraya bakmıyordu, kafası yana dönmüştü.
Beyzbola falan mı gitmiştik acaba?

Mutlu gözüküyordum.Şu salonda ki herbir fotoğrafta sırıtıyordum ama bir tanesi bile hatırlamıyordum.
Fazla insanfsızca değil miydi?

Çerceveyi yerine bıraktığım an Mert'de içeri girmişti. Elinde bir tepsi ile kanepenin kenarından dolandı ve önüme bıraktı. Bunun ne için olduğunu sormak için yüzüne baktım.

"Benim bir süre çıkmam lazım. Yemeğini ye ilaçlarını iç olur mu?"

"A-ama?" diyecek oldum.

"Endişelenme Asiye gelecek" diye sözümü kesti.

Gerçekten kırılmış bir ifadesi vardı. Yanıma da bir bardakta su bırakıp montunu giymeye başladı. Belki yorulmuştu benden ve kaçıyordu. Bunu bilemiyordum.

Kanepeden uzanarak ona bakmaya başladığımda aynanın karşısında yakasını düzeltiyordu. Bana kızmış mıydı acaba?

"Mert" diye seslendiğimde hemen arkasını dönsede aslında ne söyleyeceğimi bilmiyordum.

"Şey diyecektim" diye kıvırdım ve sağa sola bakarak odak noktası bulmaya başladım. Sabırla beni bekliyordu.

"Şey...Dikkatli git"

Mantıklı cümle kurabildiğim için şanslıydım ama aslında gitme demek istiyordum. İhtiyacım olan şey Asiye değildi.
Burada ne yaşadıysak hepsi onunlaydı ve onu delirtsemde gitmemeliydi.

----------------------------

#Asiye

Koridorda ilerlerken arkamdan koşarak gelen ayak seslerinin asistanıma ait olduğunu bildiğimden durmadım.
Bu aralar bana hiç iyi haber getirmiyor, sinirlerimi bozuyordu.

"Asiye hanım!"

Dişlerimi sıkarak durdum ve ellerim refleks olarak yumruk yaptım.

"Gene ne var?! Noldu?!
Gene ne gibi bir sorun var?!
Hangi kötü haberi söyleyip beni çıldırtmaya geldin?!
Tüm şirketin tek derdi ben miyim?!"

ResetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin