Eveeett bugün 3 veya 4 bölüm atacağım buraya :)
Ama sonra birkaç gün bölüm gelmeyecek çünkü diğer kurgumun ilgiye ihtiyacı var dkndkdmddl
Her neyse iyi okumalarrr
---------------
İsimsiz: Merhaba hanımefendi
İsimsiz: Numaranızı araştırdım ve Kars'ta bir hastanede doktor olduğunuzu öğrendim
Yanlış Numara Kişisi: Yani?
İsimsiz: Yanii zararsız bir insancık olduğunuzu öğrendim
Yanlış Numara Kişisi:
İsimsiz: LMSSNSKSMDKDMSKDN
İsimsiz: Akserlerimle ilgilenmem lazım Alin hanım
İsimsiz: Sonra konuşuruz
-------------
Telefonunu kapatıp kamuflajının cebine koyduğunda art arda bildirimler gelmeye devam etti. Timin yanına gitmesi gerekiyordu, antrenman yapacaklardı.
Serdar yüzbaşı postallarının çıkardığı tok sesle ilerliyordu antrenman alanına. Alana girdiğinde gözüne çarpan ilk kişi Kutay Akbay olmuştu. Serdar yüzbaşının yüzünde bir sırıtış oluşmuştu.
Herşey Kutay yüzündendi. Eğer numarasını değiştirmiş olmasaydı millete rezil olmayacaktı. Ama olmuştu ve geriye kalan umurunda değildi.
Kutay gelen can dostunu fark ettiğinde sırıtarak yanına gitti. Dostça vurdu Serdar'ın ensesine.
"Asker üzerinde kamuflajın varken bu özgüven nereden geliyor" diye konuştu kalın sesiyle yüzbaşı. "Şınav pozisyonu al" dediğinde Kutay bir tık şaşkındı. Normalde davranmazdı o böyle.
"Emredersiniz komutanım" diyerek şınav pozisyonu aldı. "Kaç tane komutanım?" diye sordu Kutay bir tık tırsarak. Çünkü şuanda Serdar ona değişik bakıyordu. Ve Kutay bu bakışı tanıyordu.
"On tanecik" dedi sırıtarak. Kutay yutkundu o sırada yanlarına Arda geldi. Timdendi.
"Kılıç toplan" diye bağırdı alandaki askerlere doğru. Timde yedi kişi vardı. Arda ve Kutay buradaydı, daha doğrusu Kutay yerde şınav çekmeyi bekliyordu.
Koşarak gelen dört kişiye bakıyordu Serdar. Barın, Bartu, Caner ve Yiğit yüzbaşının karşısına geldiğinde hazır ol da beklediler. Kutay'da kalkmıştı yerden.
"Kılıç bir hafta sonraya operasyon var. Daha erken de gidebiliriz. Bu yüzden sıkı bir eğitim uygulayacağız" dedi.
"Emredersiniz konutanım" askerlerin gür sesleri yankılanmıştı duvarlarda. Memnuniyetle gülümsedi yüzbaşı.
"Asker şınav pozisyonu al" dediğinde hepsi aynı anda pozisyon aldılar. "Yüz" dediğinde başlamışlardı. Serdar'ın bakışları Kutay'ı buldu.
"Kutay"
"Emredin komutanım" dediğinde ne halt yediğini düşünüyordu.
"Başla" dediğinde Kutay bir kere indi ve kalktı.
"Bir"
"İki"
"Üç"
"Dört..."
"Dokuz" dediğinde Kutay derin bir nefes aldı. Bitmeyecekti farkındaydı.
"Dokuz" derken yüzbaşının sesi keyifli çıkıyordu.
"Dokuz" timdekiler şınavı bitirmiş Kutay'ı sırıtarak izliyorlardı.
Serdar'ında keyfi yerine gelmişti.
----------------
"Alin Hanım" diye seslenen hemşireye döndü bakışlarım.
"Söyle Yağmur" diyerek ayaklandım.
"Üç yaşlarında bir çocuk ateşi 39.9 boğazları şiş ve kusuyor" dediğinde telaşla olduğu odayı sordum. Gösterdiğinde koşar adım o yöne ilerledim.
Odaya girip muayenesini yapmıştım. Ateş düşürücü serum yazmış ve onları yönlendirmiştim. Eğer ateşi düşmezse başka şeyler düşünmem gerekecekti. Mesela fitil verebilirdim...
Bu düşüncelerle ilerlerken bir adamın sedyede içeriye girmesiyle o yöne ilerledim.
"Ne olmuş" diye sorduğumda başındaki erkek hemşire sırıtıyordu.
"Komutanı çok zorlamış yorgunluktan ve susuzluktan bayılmış sanırım tam olarak bilmiyorum"
--------------
Aa aa Serdar'cım ne yaptın Kutay'ıma.
Nasıl gidiyor.
Peki Kutay'ın dayanamayıp bayılması LJSKSNSKSMDKSMDKD
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Numara/YarıTexting
Teen Fiction0547**: Kumralım 0547**: Nasılsın aşk bahçem Devre Bozuntusu: Pardon kimsiniz? 0547**: Bu ne kibarlık devrem 0547**: Şimdiye kadar o damarlı ellerin burada anama bacıma sövmüştü Devre Bozuntusu: Ne diyosun kardeşim ne damarlı eli ne sövmesi kimsin...