0547**: Kumralım
0547**: Nasılsın aşk bahçem
Devre Bozuntusu: Pardon kimsiniz?
0547**: Bu ne kibarlık devrem
0547**: Şimdiye kadar o damarlı ellerin burada anama bacıma sövmüştü
Devre Bozuntusu: Ne diyosun kardeşim ne damarlı eli ne sövmesi kimsin...
Şimdi önceki bölüm Arda ve Sena'ya yer vermiştim. Bugünde Kutay'ın özel hayatına bir bakış atacağız.
-----------------
Dün geceden sonra zar zor uyanabilmişti Kutay. Şimdi ise koşar adım atış talimine yetişmeye çalışıyordu. Bir yandan söyleniyor diyerek yandan postallarını sertçe yere vurarak yürüyordu. Tam o anda telefonu çaldı. Ekranda yazan kişiyle dudaklarını kemirmeye başladı.
"Efendim ballı çöreğim" diyerek açmıştı telefonu karşıdaki kişinin yumuşamasını umarak.
"İnanamıyorum sana Kutay. İnsan uyandırır bir. Kendimi kullanılmıştır gibi hissettim" dediğinde adeta ağlayacaktı. Kutay'ın kaşları çatıldı.
"Su ne dediğinin farkında mısın?" dediğinde artık karısı sinirliydi.
"Kutay evlilik falan dinlemem senin ağzına ***..." diyerek bir güzel sövmeye başlamıştı. Karısının ağzı çok bozuktu çok.
"Bebeğim" dedi naif bir ses tonuyla. Su anında yumuşamıştı. Zaten kocasına zaafı vardı o böyle konuşunca sınırlı kalamıyordu.
"Hım" diye mırıldandı Su.
"Eğer beni canlı kanlı karşında görmek istiyorsan telefonu kapatmam lazım" dediğinde Su huysuz canlı mırıldanmış ve onaylamıştı. Kutay ise koşarak talim yapılan alana gelmişti. Yüzbaşı daha ortalarda yoktu ama birazdan damlardı. Derin bir nefes verdi.
Yüzbaşı geldiğinde talime başladılar.
-------------------
Sessiz evimde kendime klasik bir müzik açmış o şekilde yemek hazırlıyordum. Aç karnımı doyurmam gerekiyordu ama benim canım uğraşılası bir şey istemişti. Biber dolması...
Yarım saattir uğraşıyordum. Ama ben yiyeceğim için sıkıntı yoktu. Kendim için bir şeyler yaptığımda mutlu oluyordum.
İçini hazırlamış ve tek tek doldurmuştum dolmalık biberleri. Hatta içi biraz fazla yaptığım bir koca tencere pişerken bir tencere daha yapmıştım. Hayır çok yemiyorum.
Her şey piştiğinde bir kaseye de yoğurt koyup yemeye başladım. Sadece dört tane yiyebilmiştim ve daha iki büyük tencere duruyordu. İnşallah bozulmazdı, amin.
Yemeğimi yemiş dördüncü bölüm inde kaldığım dizinin devamını izlemek için koltuğa oturmuştum. Oturmadan önce ışığı kapatıp abajuru takmıştım. Kenarda duran gri battaniyeyi vücuduma sarıp telefonumu yanıma bırakmıştım. Büyük bir hevesle dizimi açacağım zaman telefonum titremişti. Sinirle gözlerimi yumup mesaja girdim.
-----------------------
Yüzbaşı Bey: Alinn
Doktor Hanım: Umarım önemli bir şeydir yoksa ebeni****
Yüzbaşı Bey: Naber *korkudanyutkunanemoji*
Doktor Hanım: İzin verirseniz yüzbaşım dizi izleyecektim
Yüzbaşı Bey: Beraber izleyelim?
Doktor Hanım: Hayır
Yüzbaşı Bey: Peki
Yğzbaşı Bey:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
