"Kim Seungmin? Buraya gelmez oldun iyice"
Seungmin müzik hocasının söylediği ile gülümsemişti ister istemez.
"Biliyorsunuz hocam şu ilk haftalar fazla yoğun oluyor programım"
"Biliyorum biliyorum. Yeni öğrenciler için ne düşünüyorsun?"
Seungmin duraksadı. Bu hafta kimse yanına gelmemiş, o da kimsenin yanına gidip konuşmamıştı. Açıkçası bundan mutluydu. Zaten kütüphane arşivinden sorumluyken bir de verilen projelerle yeterince zorlanıyordu.
"Aslında... Bu sefer kimseye bakmadım"
"Sonunda beni dinledin ha?"
Seungmin hocasının samimi bir şekilde omzuna vurması ile gülümsemiş, başını sallamıştı.
"Sanırım... Peki siz ne düşünüyorsunuz?"
"Açıkçası gelenler oldukça yetenekli ama ben hâlâ geçen yıllardan yanayım"
Seungmin kıkırdadı.
"Müdürün duymasını istemeyiz"
Bayan Lia onu koltuklardan birine oturtmuş, hızlıca mutfağa gidip, iki kupa alıp getirmişti. Birini Seungmin'e verip, diğerini kendi önüne bırakmıştı.
"Changbin ile nasıl gidiyor hayatım?"
Seungmin duyduğu soru ile gülen yüzü düşmüştü. Changbin'le nasıl mı gidiyordu? Berbattı. Seungmin her ne kadar sakin gözükse de içten içe bunaldığını hissediyordu. Bayan Lia yüzü düşen gencin mimiklerinden iyi gitmediğini kolayca anlamış, kahvesinden büyük bir yudum aldıktan sonra söze girmişti:
"Seungmin annenle konuştun mu?"
Seungmin ellerine indirdi gözlerini. Hayır, hayır konuşmamıştı. Konuşamazdı da. Kafasını iki yana salladı olumsuzca.
"Bu şekilde kendini mutsuz ediyorsun ama"
"Başka bir seçeneğim yok ama"
İtiraz ettiğinde Bayan Lia dudaklarını birbirine bastırdı. Seungmin bazen çıkış yolunu kendi kendine kapatır, sanki asla çıkış yokmuş gibi davranırdı. Hocası ona ne kadar konuşsa da işe yaramayacaktı. Bazı şeyleri kendisi anlaması gerekiyordu. Bayan Lia'nın tek dileği bir şeyler geç olmadan anlamasıydı. Diğer türlü ne kadar can yaktığını biliyordu.
Konuyu değiştirmeye karar verdi.
"Şu son zamanlarda Hyunjin ve Chan nasıllar?"
Seungmin değişen konuya ayak uydurmayı seçti.
"İyiler. Hyunjin şu sıralar biraz agresif. Biliyorsunuz... tansiyon..."
"Biliyorum biliyorum. Ona önerdiğim vitaminden aldı mı?"
Seungmin kafasını salladı onaylarca.
"Vitamini de bitki çayını da aldık. Bitki çayını bazen içmek istemiyor ama zorla içiriyorum."
"Peki Chan nasıl?"
"Chan... Chan iyi. Şu sıralar her şeyi toparladı aslında. Eskisine göre çok iyi. Hyunjin ona çok iyi geliyor"
Bayan Lia gülümsemiş, oturduğu yere iyice yaslanmıştı.
"Buna çok sevin-"
Kapının tıklatılması ile Lia ayağa kalkmış, Seungmin ise sessizce oturduğu yerde kahvesini eline almıştı.
Ders yok diye özellikle bu saatte gelmişti. Belki birkaç öğrenci gelmiştir çalışmaya diye düşündü.
İçeri giren çocuk ile Seungmin kaşlarını kaldırdı havaya. Bu o çocuktu. Üniversiteyi tanıtırken konuştuğu çocuktu. Ona görsel sanatlar okuyup okumadığını sormuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yang Jeongin's House || Seungin
Fanfiction"Ev her zaman kaldığın, yaşadığın yer değil, bazen kalbinde yaşattığın kişidir" İlk bölüm hariç düzyazı |Ara Verildi|