"Kim Seungmin..."
Sarı saçlının imalı konuşmasına gözlerini devirdi Seungmin. Arkadaşının ima yapacağını zaten tahmin ediyordu. O yüzden çok şaşırmamıştı.
"Hyunjin güzel kardeşim her konuştuğumla beni shipleyemezsin"
'"Her önüme gelenle shiplemiyorum ki"
Seungmin kaşlarını kaldırarak baktığında sarı saçlı dudaklarını birbirine bastırdı.
"Belki yapıyorumdur..."
Kahve saçlı gözlerini devirdi arkadaşına.
"Changbin'i gördün mü?"
"Şükürler olsun ki görmedim"
Seungmin normalde güleceği şeye bu sefer gülümsememişti bile. Hyunjin kaşlarını çattı
"Sen iyi misin? Changbin'i neden arıyorsun?"
Seungmin derin bir nefes çekti içine.
"Bayan Seo ve bizimkiler ile yemeğe çıkacağız"
Hyunjin, duydukları ile anında kaşlarını çattı.
"Ne? Ne zaman?"
"Bilmiyorum... Bayan Seo ile konuşmuştur diye onu arıyorum... Jisung'u gördün m-"
Sarı saçlının terkrar yüzünü buruşturmasıyla ofladı. "Şimdi gidiyorum, öğlen yanınıza gelirim. Ayrıca Chan senden kaçıyor"
Hyunjin kaşlarını çatmış, arkadaşına neden kaçtığını soracakken, Seungmin hızlıca oradan ayrılmış, sarı saçlının kaşlarını daha çok çatmasına neden olmuştu.
Bayan Seo'nun yine saçma sapan konular açacağını biliyordu. Ancak bu yemekte farklı şeyler olacak gibiydi.
"Seo ailesinden bir kez hayır görsem şaşacağı- kusuruma bakm-"
Çarptığı kişiyi görmeden konuşmuş, en sonunda Jeongin'i görmesi ile sözü kesilmişti.
"Selam Seungmin?"
"Selam Jeongin...Nasılsın?"
Jeongin, büyük olanın dalgın bir şekilde etrafı izlemesine karşılık konuştu:
"Ben iyiyim ancak sen biraz...dalgın gözüküyorsun?"
Seungmin tüm dikkatini toplamıştı. Kabalık yapmamalıydı
"Üzgünüm Jeongin. Bizimkiler ve Changbin'in ailesiyle akşam yemeğine çıkacağız. Ama bizimkilere ulaşamıyorum... Changbin'i gördün mü?"
Jeongin kaşlarını çattı. Seo ailesi ve Kim ailesi? Akşam yemeği?
İkisi sevgili, Jeongin unuttun mu?
Jeongin, moralinin bozulmasını görmezden gelip, alnına vurmak istedi. Dudaklarına zar zor yerleştirdiği gülümsemeyle konuştu:
"Hayır hayır sorun yok. Ayrıca Changbin'i en son arka bahçede gördüm"
Han Jisung ile birlikte
Seungmin gülümseyemeden hızlıca konuştu:
"Teşekkür ederim. Şimdi gitmem lazım. Çok çok özür dilerim Jeongin!"
Uzaklaşırken bağırmış, bu haliyle, Jeongin'in gülümsemesini sağlamıştı. Kısa süreli.
Seungmin hızlıca arka bahçeye gittiğinde, Changbin'in her zaman sigara içtiği iki duvarın kapattığı köşeye ilerledi.
Gördüğü görüntü sinirlerini bozarken, boğazını temizledi. İkili hızlıca birbirinden ayrılmış, Seungmin'e dönmüştü. Changbin, Jisung'un kucağındakş kafasını kaldırdığı gibi konuştu:
"Düşündüğün gibi değil Seungmin. Gerçekten"
Seungmin bazen bu çocuğun zekasını sorguluyordu kendi kendine.
Jisung dudaklarını birbirine bastırmış, gidip gitmemek ve konuşup konuşmamak arasında kalmıştı. Seungmin, herhangi bir ifade barındırmayan gözlerini, Changbin'in yüzünde gezdirdi.
"Akşam yemeği ne zaman?"
Changbin birden gelen soruyla kaşlarını çattı.
"Yarın akşam"
Seungmin kafasını salladı
"Telefonunun sesini açmayı unutma Changbin."
Elindeki telefonu sallamış, ardından geri indirmişti.
Sözlerinde devam etti kahve saçlı.
"Sana ulaşamazsam arayacağım kişi annen olacak. Ve konuştuğumuz konu inan bana sadece akşam yemeği olmaz "
Gözleri önce Changbin'in sonra ise Jisung'un üzerinde gezindi.
"Görüşürüz sevgilim"
Seungmin, Changbin'in yüzündeki korku dolu ifadeye karşılık konuşmuş ve gülümsemişti.
"Aldatacak kadar aptalsın evet ama bunu ortalıkta yapma bari..."
Yanlış kararlar alıyordu belki de.
Belki de Hyunjin haklıydı.
...
Kısa bölüm için özür dilerim ama cidden bu bölümü yazmamıştım. O yüzden diğer taslaklarımı bekletmek zorunda kaldım. Neyse bu bölümde güzel oldu bence. Seungmin'in tavırları>>>
Ayrıca bir sonraki bölüm çok güzel. Sonunu yazıp bu akşam atarım
Sizce fic nasıl gidiyor???
Umarım gününüz||geceniz güzel geçiyordur!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yang Jeongin's House || Seungin
Fanfiction"Ev her zaman kaldığın, yaşadığın yer değil, bazen kalbinde yaşattığın kişidir" İlk bölüm hariç düzyazı |Ara Verildi|